Yerel seçimlere 7 ay kala, partilerdeki siyasi hararet giderek yükseliyor.
Volümü bir parça yavaşlasa da CHP'de kılıçlar kınına henüz girmedi.
Kılıçdaroğlu, yaklaşan yerel seçimlerde CHP'li büyükşehirleri muhafaza ederek üzerine doğru yaklaşan iri göktaşından korunmak istiyor.
Bu göktaşı elbette Ekrem İmamoğlu...
Kılıçdaroğlu'nun yerinde başka bir lider bu pozisyonda yerini koruyabilir miydi?
Çok zor!
12 mağlubiyete rağmen partinin dizginlerini eline almak, bırakın Türkiye'yi dünyada emsali görülmemiş bir beceri.
Parantezi kapattım, ilerliyorum.
İMAMOĞLU STRATEJİSİ
İmamoğlu'nun izlediği siyasetin çetrefilli olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bir yandan genel başkanlık iddiasını sübliminal mesajlarla diri tutmaya çalışırken...
Diğer yandan İstanbul Büyükşehir adaylığını riske sokmak istemediğini anlıyorum.
Şunu kabul etmek gerekir ki, İmamoğlu kendi mantık bütünlüğündeki en iyi stratejiyi uyguluyor.
İmamoğlu'nun, CHP Kongresi'nde 150-200 oyu yakalayacak adayı gözüne kestirirse o adayı, bu mümkün olmazsa, "Yerel seçimlere giderken sayın Genel Başkanımızın enerjisini düşürmemek için aday çıkarmayacağız." diyebileceğini öngörüyorum.
CHP YAVAŞ'LA! AK PARTİ BELİRSİZ!
CHP için Mansur Yavaş'ın mutlak olmasa da halen en önemli isimlerden olduğunu, CHP'nin kamuoyuna kapalı anketlerinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun da görünür olduğunu kayıtlara geçirmeliyim.
İktidar partisine gelirsek...
Biraz yamalı bir zafer de olsa. Eskisi gibi görkemli ve tek başına bir galibiyet yaşamasa da 20 yılın birikmiş enerjilerine rağmen bu sonucun çıkması anlamlı.
Yeni ekonomik politikaların henüz olgunlaşmaması ve hayat pahalılığı iktidarın yumuşak karnı.
Ve tam bu yüzden ekonominin henüz öngörülemez olması, iktidar partisini zafer için zorluyor.
İktidar partisinin Ankara adayları henüz ete kemiğe bürünmedi ama Melih Gökçek'in Ankara'yı yeniden istediği bir sır değil.
Anketlerde oğul Osman Gökçek de üst sıralarda geçiyor.
Gökçeklerle eskiden bu yana yıldızları barışmayan Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok da anketlerde zirveyi zorlayan başka bir isim.
SÜLEYMAN SOYLU OLMAZ!
İktidar partisinin İstanbul adayları içinde Süleyman Soylu'dan Murat Kurum'a kadar onlarca farklı siluet var.
'Makamsız güç' olarak tanımladığım, makam sevmeyen farklı bir siyasetçi profili Ali İhsan Arslan'ın (Mücahit Arslan) ismi de Ankara adayları içinde geçse de soğuk baktığı biliniyor.
Bu arada Soylu demişken.
Kendisini arayan her siyasetçi ya da gazeteciye "Kesinlikle hiç bir ile aday olmayacağım. Hiç bir zaman da kariyer planım olmadı." demesine rağmen anketlerde isminin geçmesini, Ankara'nın kulağı kesik siyasi yorumcuları farklı yorumluyor.
Onlara göre İstanbul ve Ankara'ya aday adayı olan bazı isimler, "Bak Süleyman Soylu'yu bile anketlerde geçtim!" diyerek profil yükseltmeye çalışıyorlar.
Bu yorum bana göre de doğru.
Ve Süleyman Soylu ile ilgili subjektif bir başka değerlendirmemi de aktarayım.
Evet, Süleyman Soylu siyasetin büyük aktörü ve bir sosyolojisi var ama iktidar partisinin İstanbul ve Ankara'yı Soylu ile kazanmasını zor görüyorum.
Çünkü yerel ve genel seçimlerin dinamikleri çok farklı olduğu gibi Süleyman Soylu her kesimden eşit ağırlıklı oy alamayabilir.
Soylu'nun milliyetçi- muhafazakâr kesimden büyük oy alması da yetmeyebilir.
GÜL "ÇAY BİLE DEMLENMEDEN İÇİLMİYOR!"
Diyeceksiniz ki, "Yeni parti kuruluyor, Abdullah Gül camdan bakıyor " diye yazına başlık atıyorsun ama uzattıkça uzatıyorsun.
Haklısınız ama Ankara siyaseti uzaktan çok anlaşılmasa da bir arı peteği gibi birbirini izleyen görünmez halkalarla birbirine bağlıdır.
Ayrıca turpun büyüğü heybeden en son çıkar.
Gelelim Coca Cola sırrı gibi saklanan özel gelişmeye.
Ağırlıklı olarak eski Ak Partililerden oluşan yeni bir merkez parti kuruluyor ve şartlara göre partinin başına eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçebilir.
Belki diyeceksiniz "İyi de Coca Cola sırrı gibi saklanan bilgiyi nasıl, nereden aldın?"
TANINMIŞ İSİMLER VAR!
Çok kısa anlatayım.
Kemal Albayrak beyi tanımam.
Hatta hiç konuşmadım.
AK PARTİ'nin kurucularından ve Milletvekillerinden Kemal Albayrak, bu gelişmeyi yakın bir dostuna anlatınca haberdar oldum!
Ak Parti kurucusu ve partinin eski milletvekili Kemal Albayrak'tan öğreniyoruz ki yeni parti kurucularından birisi kendisi, diğerleri de partide çok önemli görevler yapmış eski Ak Parti büyükleri!
Hedefleri yerel seçimlerden önce partiyi kurmak.
Hem spekülasyon olmasın, hem de haber kaynağıma söz verdiğim için isimlere girmeyeceğim ama ismi geçenler iktidar partisinde neredeyse her düzeyde görev yapanlardan oluşuyor.
Hatta "Hayır, bu isimler olamaz!" denilecek düzeyde 2 isim gözüme çarptı!
Abdullah Gül ismi olası partinin merkezinde görünüyor ama gelişmelerden mümkün olduğu kadar kendini gizleyeceğini anlayabiliriz.
Gül'ün kritik bir Ak Partilinin partinin başına geçme ısrarına, gülerek "Çay bile demlenmeden içilmiyor!" yanıtının ne anlama geldiği açık.
Serde yazarlık olunca bu gelişmeyi yorumsuz bırakmak olmaz.
Elbette yanılma payım var ama olağanüstü durumlar hariç, şu aşamada yeni bir partinin tutacağını öngörmüyorum.
ONLAR DA SİZİ ATAYACAK!
2022 atanmayan öğretmenlerimiz bakan sözüne rağmen hala atanmadılar.
İş o kadar uzadı ki, 2023'e sıra geldi.
Türkiye Cumhuriyetinin öğretmen açığı ortada.
Sıkı ve hızlı bir mühendislik zekası ile hepsi atanabilir.
Biraz israftan kısmak, biraz öz kaynaklardan rahatlıkla halledilebilecek bir konu bu.
"Olursa benden, olmazsa Allah'tan" diyerek mevzi alanlara ve nasıl olsa unutulur diyenlere tek bir cümlem var.
Unutulmasın ki atanmayan öğretmenlerimiz de, aileleriyle birer seçmenler.
Duruma göre onlar da sizi atayacak!
Ya içeri!
Ya dışarı!
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!