100 yıldır kendisini tartışmaktan vazgeçemeyen bir partiden bahsediyoruz.
CHP, ne zaman aynaya baksa, o aynayı yine içeriden birileri paramparça ettiği için gerçeğin tüm yansımaları parçalar halinde yere düşüp, umutlar kayboluyor.
Tıpkı,1994 yapımı. Tüm zamanların en iyi filmlerden birisi kabul edilen Esaretin Bedeli -The Shawshank Redemption'daki unutulmaz "Umut tehlikelidir. Umut bi insanı deli edebilir. Bu iyi değildir..." diyaloğu gibi.
CHP, kazanma ihtimali olan seçimi, Millet İttifakı'nın hep birlikte son bir ayda yaptığı yanlışlıklar fırtınası ile kaybetti.
Millet İttifakı’nın kara deliklerini iyi gören, adeta seçim kazanma makinası Erdoğan'ın üst üste yaptığı hamleler başarılı oldu.
CHP açısından bundan sonrası çok traji-komik gelişmelere sahne oldu.
Sağlıklı bir "Neden kaybettik?" analizi yapmak yerine, ya birbirlerine yumruk salladılar, ya da seçmene "patatese satıldınız!" demeyi tercih ettiler.
CHP havuzunda yüzen bir kaç sözde şöhretli densizin, depremzedelere "Daha beter olun. Keşke size yardım etmeseydik!" diyecek kadar kendilerini küçültmelerine, CHP Genel Merkezi'nin sessiz kalması, neden iktidar olamıyorlar sorusunun belki de pin koduydu!
Bu ve benzeri gelişmelerin hiç biri sürpriz değildi ama CHP öyle bir ölümcül hata yaptı ve yapmaya devam ediyor ki, geriye dönüşü kolay görünmüyor.
Özetle CHP "Yahu, biz direksiyonu fazla sağa kırdık!" tezini yine alevlendirmeye başladı.
Sanki seçmenin yüzde 70'i sağ seçmen değilmiş gibi.
Sanki 6'lı masanın 5'i sağ değilmiş gibi.
Sanki CHP'de onlarca sağ milletvekili en az 20 yıldır partide değilmiş gibi.
Sanki İstanbul'u kazanan İmamoğlu, Ankara'yı alan Yavaş, Aydın'ı alan Özlem Çerçioğlu sağcı değilmiş gibi.
Bu listeyi uzatabilirim ama anlaşılsın ve ne kadar saçma bir tartışma yapıldığı görülsün diye kısa tutuyorum.
Bu tartışma, CHP'ye atılmış güdümlü bir bombadır.
CHP liderini, iyi yönetemese de, en başarılı olduğu yerden bombalamak!
Bu tartışmanın alt dili, önümüzdeki seçimlerde İyi Parti, Saadet, DP, Gelecek ve Deva partilerine ihtiyacımız yok demektir.
Özelllikle iyi parti'yi ikna etmek kolay görünmüyor!
Bravo!
Pırıl pırıl bir zekâ bu!
Kılıçdaroğlu'na "Sen sağ ittifaka niye bu kadar çok vekil verdin?" başlıkları gibi haklı bir çok eleştirel başlık açmak yerine, neredeyse 6'lı masayı topladığı için kızmak...
Çok zekice!
Bir Abdüllatif Şener bile 100 yıllık bir hafızaya nanik yapabilecek cesareti buluyorsa, fazla söze hacet yok!
İMAMOĞLU'NUN YOLU
Ekrem İmamoğlu'nun siyaset yapma pratiğine mesafeliyim ama Îstanbul'u alarak CHP ve Türk siyaset tarihine geçtiği de açık.
Hırsı, zaman ayarsızlığı, biraz kibri ve oyalanamayan zekası başına bela.
Yanındaki malum kişilerin, malum gazeteci ve trollere fısıldayarak suni kamuoyu meydana getirme ve hedef gösterme gibi çocukça refleksleri çok itici. İtici olduğu kadar İmamoğlu imajını dibe çekiyor ama tüm bunlar halen İmamoğlu'nun siyaseten güçlü bir aktör olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Adamın bir farkı var doğrusu.
Teatral duruşu biliyor.
Suya atılan taşın yaydığı dalgalanma, gol kokusu alan santrafor gibi sahada kendisini alkışlatma kabiliyeti var.
Elindeki çeşitli güç materyallerini gerektiğinde cesur, hatta fütursuzca kullanma konusunda mahir.
Siyaseti ideal olmayabilir ama sonuç alma anlamında etkili olduğu açık.
İmamoğlu'nun güç şemsiyesi büyük ama yeterli değil.
Çünkü hukuk giyotinin yaklaştığını hissediyor.
Çok güçlü bir koruyucu şemsiyeye ihtiyacı olduğunu bilecek kadar zeki.
CHP Genel Merkezi'nin, İmamoğlu'nun başına bir şey gelirse çok da üzülmeyeceğini hissediyor.
Tam da bu yüzden acilen CHP'nin liderliğini istiyor ama.
Kılıçdaroğlu'na rağmen bu talebinin gerçekleşme ihtimalinin zor olduğunu da biliyor...
Bu yüzden bazen adım adım, bazen koşa koşa ilerliyor.
Şayet istediğini alamazsa "Başka çare bırakmadılar" ortamını da yavaş yavaş şekillendiriyor.
Şunu da tarihe not düşmekte fayda var.
Beğenirsin, beğenmezsin ama İmamoğlu partiden ayrılırsa, CHP'nin en az 5 puanını hanesine yazdıracağını tahmin etmek zor değil.
Liderlik yolunda sonuç alamayacağına dair ön işaretler almaya başladığı için yeni bir parti kurma veya bir partinin başına geçme opsiyonunu artık ciddi ciddi düşündüğüne dair bilgilerin ardı arkası kesilmiyor ama henüz bu bilgileri teyid edecek somut bir gelişme yok. Bayramdan sonrasını görmek lazım!
ERDOĞAN SÖZÜNÜ TUTTU!
15 Temmuz hain darbe tartışmasında eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar "Genelkurmayı neden yeterince savunamadın!" gerekçesiyle parti içinden de sert eleştirilere maruz kalmıştı.
Kendisini o dönemde bir çok iktidar mensubu eleştirmişti. En sert eleştirenlerden birisini de halen AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar yapmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu eleştiriler karşısında "dere geçmeden, at değiştirilmez!" demişti!
Dere geçilmiş demek ki!
HAKAN FİDAN'IN BÜYÜSÜ
Davutoğlu'nun Başbakan olduğu zamanda, dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan'ın milletvekili olmak için görevinden istifa etmesi, daha sonra Erdoğan'ın itirazı ile geriye çekilmesini hatırlarsınız.
Erdoğan, görevinde başarılı olan aynı Fidan'ı çok kritik bir bakanlık olan dışişlerinin başına getirerek.
Fidan'a en azından kendisinden sonra genel başkan olma potansiyel yolunu açtığını söylemek yanlış olmaz.
Fidan'ın başarılı geçmişi ortada.
Dengelemesi gerekenin, kamuoyunda görünür olduğu zaman, görülmediği zamanki kadar büyüsünü koruyup, koruyamayacağı...
Gizem ve realite arasındaki uyumu sağlarsa tarihe geçme ihtimali az değil.
CNNTURK'ÜN REYTİNG SİHİRBAZI
Onur Akhan'dan söz ediyorum.
CNNTURK programlar editörü.
Tam bir reyting canavarı.
Bunu sadece bir çok gazeteciden duymadım.
Ahmet Hakan'ın tarafsız bölge programının konuğu olduğumda orkestra şefliğine şahit oldum.
Adeta CNN International'daki Larry King'in görünmeyen versiyonu.
Sıfır ego, süper bir televizyon zekâsı.
Bir kaç yıl sonra televizyonların dahi çocuğu olarak anılmaya aday bir kabiliyet.
Önü açık...
DUANIZA BEREKET
Annem'in pıhtı atması sonucu kısmi felç rahatsızlığı geçirmesinden sonra telefon, mesaj ve hastaneye bizzat gelerek moral veren değerli bakanlarımıza, muhalefet liderlerine, milletvekillerimize, hiç yüzünü görmediğim okur ve izleyenlerimize, atanmayan öğretmenlerimize,
(inşallah atanırlar) canı gönülden teşekkür ederim.
Sağlıktan kıymetlisi yok.
Allah razı olsun...
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!