Şair İsmet Özel'in "Kafa karışıklığı iyidir. İnsan bir kafası olduğunu anlar." sözünü beğenirim ama bazen saç tellerimiz kadar kafamız olsa, anlamakta zorlandığımız hadiseler yaşıyoruz.
Ankara'nın kafası tam da bu halde ve fena halde karışık.
Sadece vatandaş değil.
Gazeteci, bürokrat ve hatta üst düzey siyasetçiler dahi içinden geçtiğimiz süreci tanımlamakta zorlanıyor...
Bu süreci anlayanlar ya konuşmuyor, ya da anlamış ama konuşmayan gizemli kimliğe bürünüyorlar.
Anlatamayanlar, anlamayanlar için "entelektüel derinliğiniz yok!" eleştirisi yaparak daha da entel görünmeye çalışıyorlar.
Velhasıl; neredeyse herkes "Ne oluyor? Bundan sonra ne olacak? " sorusuna yanıt arasa da aklı doyuran bir cevap henüz yok...
Her şey Bahçeli'nin, 22 Ekim'de PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a “örgütü lağvet, TBMM’de DEM Parti grubunda konuş” çağrısı ile başladı.
Bu konuşma MHP- DEM dahil herkes için şok edici oldu.
Şoklara dayanıklı zihinler için bile şok üstü şoktu, çünkü...
Vatanseverliğinden şüphe edilmeyen bir lider, motivasyonu vatanı bölmek olan terör örgütü liderine "Örgütünü tasfiye et, TBMM'de konuş" diyordu.
Bu açıklamadan sonra doğrusu aklıma ilk gelen; Erdoğan ve Bahçeli'nin Türkiye için yaşamsal bir problemi bloke etmek için böylesine riskli adımı beraber attıkları yönündeydi.
Gözler hemen Erdoğan'a çevrildi.
Erdoğan, Bahçeli'nin yaklaşımlarına göstere göstere mesafeli yaklaştı.
Mesafeden öte eylemleriyle karşı çıktı.
3 DEM'li belediye başkanını görevden aldı. Alınan belediye başkanlarından birisi de Bahçeli'nin geçmişte yaşlılığı nedeniyle hapisten çıkardığı Ahmet Türk'tü. Bu olaydan sonra Bahçeli, Türk'e MHP grup toplantısında "köklü aileden geliyor." diyerek örtülü bir destek daha verdi.
* * *
Tüm bu gelişmeleri alt alta koyunca, gazeteci Hilal Köylü'nün kamu adına Bahçeli'ye sorduğu soru yerinde, yorumsuz ve yalındı.
Yani, sadece soruydu.
Muhtemelen Bahçeli, bazı gazetecilere olan kızgınlığını Köylü'den çıkardı.
Ve yine muhtemelen bir yerde Hilal Köylü ile karşılaşsa hal- hatırını sorar.
Bir başka ilginç gelişme de Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 'Salihli Devlet Bahçeli Kent Meydanı'nın isminin "Atatürk Kent Meydanı" olarak değiştirilmesi oldu.
MHP genel sekreteri İsmet Büyükataman'ın zekice "memnun olduk" sözleri büyüme potansiyeli olan bir konuyu şimdilik kapattı.
Ve dün MHP'nin resmi sosyal medya hesabından Devlet Bahçeli'nin öne çıkartıldığı "Yalnız kalırsınız bazen, en yakınınız bile anlamaz sizi" mesajı verildi. Bu defa herkes bu mesajın adresini anladı!
* * *
Bahçeli'nin Öcalan çıkışına Erdoğan'dan en azından beklediği desteği şu ana kadar bulamadığı ortada. Ankara'da Bahçeli'nin erken seçim talep etme ihtimalinden tutun, birçok senaryo dolaşıyor.
Her iki partide de İttifaktan rahatsız olan yöneticiler var. Belki de bu ayrışma ya da ayrışma gibi görünen Öcalan sürecinin altına o kesimler de odun atıyor olabilir ama ortada derinliği tam ölçülemese de bir problem olduğu anlaşılıyor.
İktidar partisi genel merkezinden üst düzey bir yetkiliye "Bahçeli ve Erdoğan arasında bir görüş ayrılığı mı var?" diye sordum.
Yanıtı, diplomatik ama sisleri biraz aydınlatıyordu;
"Sayın Bahçeli'nin görüş ve önerileri bizim için her zaman kıymetlidir. Kayıtsız değiliz ama bir toplantıda Sayın Cumhurbaşkanımız 'açılım tarzı şeyleri daha önce denedik, olmadı' dedi. Bir ortak nokta nasıl bulunur ona elbette bakacağız. Her iki parti de kendi siyasi çıkarlarını düşünmeden Türkiye için mücadele ediyor ..."
20 BELEDİYEYE DAHA KAYYUM GELEBİLİR!
İktidarın terör örgütü PKK ile iltisaklı DEM ve yolsuzluk yaptığı tespit edilen diğer partili belediyelere kayyum atamaya devam edeceği yönünde kuvvetli bilgiler var.
Terör ve yolsuzluk yaptığı belgelenen belediye başkanlarına yasal işlemin yapılması gayet anlaşılır ancak...
İki kriter gözden kaçırılırsa, bu kayyum atamaları kaosun öznesi olabilir.
İktidar öncelikle kayyum atamalarında parti ayrımı yapmamalı.
A partide yolsuzluk olabilir ama B partide yolsuzluk olmaz mı?
A partide terör iltisaklı olur ama B partide olmaz mı?
Ayrım olduğuna dair izlenim, hatta izlenimin kokusu dahi olmamalı.
Mahkeme kararının sonradan çıktığı görevden almalar, iktidar haklı dahi olsa onları haksız duruma düşürebilir.
Mahkemeler niye var?
* * *
31 Mart 2024 seçimlerinde DEM 3 Büyükşehir, 7 il, 65 ilçe ve 7 belde belediye başkanlığı kazandı.
11/04/2024 tarihinde İçişleri Bakanlığı Mardin, Batman ve Şanlıurfa'nın Halfeti belediyelerine kayyum atadı.
Ankara'da DEM dahil en az 20 belediye için kayyum hareketliliği olduğu bilgisi var.
Temel soru şu;
Bu kayyum atamaları gerçekleşirse, DEM ile açılım, CHP ile normalleşme nasıl devam edecek?
Etmeyecekse ne olacak?
Bizim kafamız karışmasında kimin kafası karışsın?
DEVLET, KAPIYI KIRIP O ÇOCUKLARI KURTARMALIYDI!
İzmir'in Selçuk ilçesinde anneleri Melisa Akcan'ın kapıyı üzerlerine kilitledikten evde kalan ve yaşları 1 ile 5 arasında değişen 5 çocuk, sobadan çıkan yangında hayatını kaybettiği olay Türkiye'yi yasa boğdu.
18 kez ziyaret edilen, Aile ve Sosyal Hizmeler Bakanlığı'nın "anneleri müsade etmediği için koruma altına alınmamış!" çocuklar bunlar.
Anneleri vermedi ne demek?
Kır kapıyı, gir içeri çocukları kurtar.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu çocukların acziyetini tespit etmiş ama gereğini yapmamış.
Bu görevi ihmal...
Vicdani tıkanma.
Boşvermişliğin daniskasıdır.
İhmali olan her kimse derhal görevden alınmalı ve savcılık soruşturma açmalı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nın ne yapacağını merak ediyorum.
Konuyu takip edeceğim!
VELHASIL: "Eğer şu dünya tümüyle yok olsa ne gam... Benim yüzlerce gizli dünyam var." - Muhibbi
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!