Turktime

Şahin Mengü: Baykal Ortaya Çıkacak ve…

CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Talat Atilla ve Ersin Tokgöz’e bomba açıklamalarda bulundu.
ABONE OL
Abone Ol
Şahin Mengü: Baykal Ortaya Çıkacak ve…
Haberler / Siyaset
1 Şubat 2013 Cuma 00:05
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Talat Atilla ve Ersin Tokgöz’e bomba açıklamalarda bulundu.

Nasıl ki bu ülkenin kritik dönemi bitmek bilmiyorsa aynı bitmek bilmeyen bir şey daha var: CHP’deki iç savaş. Olaylar hepinizin malumu. Ne zamandır dipten derinden devam eden CHP’deki iç savaş en son Birgül Ayman Güler’in çıkışıyla zirve yaptı. Artık kapalı kapılar ardında değil, açıkça partideki ulusalcıların tafsiye edileceği konuşulmaya başladı. Tepkiler de aynı derecede açık ve netti: Partiye gelen misafirler mi bizi, gerçek CHP’lileri partiden tasfiye edecek? Kim misafir kim gerçek sahip tartışıladursun Baykal döneminde CHP’nin ağır toplarından Şahin Mengü’ye bu son gelişmeleri ve CHP’den kim gider sorularını sorduk. Mengü daha önce de Turktime’ı ziyaret etmiş ve çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Ama bu kez çok daha sert, çok daha keskin ve kesin konuştu. İşte Mengü’nün her biri bomba etkisi yaratacak o açıklamaları…

RÖPORTAJ: TALAT ATİLLA/ ERSİN TOKGÖZ -TURKTIME

Neler oluyor? CHP Bölünüyor mu?
Hayır. CHP hiçbir şekilde bölünmez. CHP’den ayrılmalar olabilir, gitmeler olabilir ama olmaz.

Neden?
Çünkü bölüneceğini söyleyenler ulusalcı kanat. CHP zaten kendisi ulusalcı bir partidir, yani CHP’deki ulusalcılar bölünüyor dediğinizde partinin yüzde 99’unun ayrılması gerektiği gibi bir anlam çıkar. O bakımdan böyle bir bölünme olmaz ama partiye sonradan gelmiş, BDP’ye destek veren bir grup insan ilerleyen zamanda ayrılabilir.

ANAYASA’YI GEÇİRMEK
İÇİN CHP’DEN MİLLETVEKİLLERİNİ TRANSFER EDEBİLİRLER!

 

Neden ayrılsınlar ki?
Başından beridir iddia ediyorum. Uzlaşma komisyonu fantezidir. Asıl amaç AKP’nin sonunda kendi Anayasasını getirmektir. Bu; Başbakan’ın “Mart’a kadar oldu oldu, olmadı ben kendi Anayasa taslağımı getiririm” dediği andan itibaren ortaya çıkmış oldu. O nedenle belki o 336-367 arasındaki referandum sayısını yakalayabilmek için de CHP’den de bazı milletvekillerini o ya da bu şekilde yönlendirmelerle transfer edebilirler. Kopma olursa da ancak bu şekilde olur. Tabii ulusalcılar dediğimiz insanlar, partinin büyük bir çoğunluğu böyle bir hareket içinde bulunmayacağı için CHP’de bir bölünme olmaz ama bazı insanlar kişisel menfaatleri ya da ideolojik menfaatleri uğruna başka partilere geçebilirler.

 

CHP’nin yüzde 99’u ulusalcı mı gerçekten?
Tabii ki yüzde 99’u ulusalcıdır. CHP’deki insanların tamamı neyin üyesi olduğunu bilerek katılmışlardır. AKP’ye oy veren insanların da büyük bir kısmı ulusalcıdır. Siz Anayasa’dan Türk, Türk Ulusu gibi kavramları çıkarırsanız ben adım gibi eminim AKP’ye oy veren insanların büyük bir çoğunluğu da huzursuz olur.

Tabandaki bu ulusalcılık oranı tavanda da aynı mı? Pek öyle gözükmüyor gibi…
Tavandaki durum değişik. O oran yok tabii.
Aslında parti içi krizler CHP için yeni bir durum değil.

Benzerlerini defalarca gördük. Peki, son kriz neden çıktı? Bu kez gerçekte ne oldu?
Türkiye’de bir şekillendirme yapılmaya çalışılıyor. Türk Anayasası’nı değiştirmeye çalışıyorlar. Türk Anayasası’nı değiştirmek istemelerinin temel sebebi BOP gereği bağımsız bir Kürdistan kurdurmaktır. Şimdi çıkan ihtilaf; şu andaki parti yönetiminin bu sürece, yani bölünme anayasasının yapılmasına ve İmralı açılımı denilen başı sonu belli olmayan olaya bir kredi tanımasıdır. Asıl ihtilafın çıkış noktası burasıdır.

SEZGİN TANRIKULU CIA’NIN ADAMIDIR!

 

Ama herhangi bir ismin değil Genel Başkan Yardımcısı’nın açıklaması üzerine bir kriz yaşanıyor. Ki ona destek veren bir başka yönetici, Süheyl Batum da var. Yani bu kadar üst düzey bir parçalanma varsa CHP nasıl ortak bir tavır koyabilir?
Siz toplumda herkese sempatik görüneceğim, herkesten oy toplayacağım diye partinin dokusuyla uyuşmayan insanları bir araya getirirseniz yani Sezgin Tanrıkulu ile herhangi Cumhuriyet’in temel değerleriyle sorunu olmayan atıyorum Süheyl Batum’u aynı kefeye koyarsanız orada çatışma olmasını önlemeniz mümkün değildir. Orada çatışma olacaktır. Burada herkesin bildiği bir şey vardır; Sezgin Tanrıkulu Amerikalıların muteber bir adamıdır. Stratfor denilen CIA’in yan kuruluşunun kodlu bir adamıdır. Şimdi bunun söylemiyle CHP yönlenecekse, CHP içinde buna tepkiler gelecektir. Süheyl Batum son dönemde belki konuştuğu için ön plana çıkmış olabilir ama Süheyl Batum dışında CHP’de yüzlerce insan vardır milletvekili olarak Sezgin Tanrıkulu’nun söylediklerinden rahatsız olan.

 

SEZGİN TANRIKULU İLE BENİM CHP’LİLİĞİMİ KARŞILAŞTIRANIN AĞZINI YIRTARLAR!

 

Şimdi bu tartışmalarla beraber yeni bir tartışma daha ortaya çıktı. Kim gerçek CHP’li, kim misafir?
Bunun tartışılacak yanı yok. Şurası bir gerçek; ben Sezgin Tanrıkulu ile aynı kefeye konup O mu CHP’li Sen mi CHP’lisin gibi bir tartışmanın yapılmasından bile utanç duyarım. Bunu kendime karşı yapılmış büyük bir saygısızlık kabul ederim. Düne kadar CHP’nin kapısının önünden geçmemiş, her gün CHP’ye küfretmeyi görev edinen, şu anda kendi etnik kimliği, etnik ırkçılığı nedeniyle CHP’de menfaati icabıyla bulunan adamın halk partililiği ile benim halk partililiğimi tartışıyorsak burada biraz kaba bir tabir olacak ama adamın ağzını yırtarlar. Bunu hiçbir CHP’li kabul etmez. Bir tarafta Parti Meclisi’ne girdiği gün CHP’nin kurultayına gelmek nezaketini göstermek yerine Güneydoğu’da bölücülerin yaptığı bir toplantıya katılan Sayın Toprak ile benim CHP’liliğim bir olabilir mi? Tabii ki olmaz.

 

Bir yanda Kılıçdaroğlu özellikle yeni dönemde herkesi CHP’ye davet ediyor. Diğer tarafta yeni gelenlere siz misafirsiniz tavrı gösteriliyor. Bu yeni gelenleri de rencide etmez mi?
Doğru söylüyorsunuz ama bir kere açılım dediğimiz zaman herkes bize gelsin, şemsiye olalım lafı çok sağlıklı bir laf değildir. Sizin değerlerinizle, sizin ilkelerinizle örtüşen, bunlarla sürtüşmeyen insanları partiye davet edersiniz. Bu ancak katkı sağlar partiye. Çünkü bizim tüzüğümüzün 6. Maddesine göre tüzüğünü ve programını benimsediğim için CHP’ye geliyorum diyorsunuz. Şimdi siz tüzüğünü ve programını benimsediğiniz bir partiye gelip de anadilde eğitim, anadilde savunma gibi bir toplumu ayrıştırmaya götürecek ikinci bir resmi dili hayata sokmayı savunursanız bu CHP’nin tüzüğü ve programıyla ters düşmek olur. O zaman elbette bunlar misafir dersiniz. Bu misafir sözü durup dururken çıkmadı.

Nereden çıktı?
Bir kendini bilmez yarım tahsilli bir tanesi de dışarıdan gelen iki adamla konuşurken artık bu partide bir daha ulusalcılar göreve gelemez diyor. Yani halkın iradesine de ipotek koyar gibi, demokrasinin ruhuyla da bağdaşmayan bir davranış sergiliyor. Şimdi sen ulusalcılar bu partiye bir daha gelmeyecek dersen ben de sana ben buranın taşıyım kumuyum, sen buranın selisin bugün var yarın yoksun derim.

KILIÇDAROĞLU, HÜSEYİN AYGÜN’ÜN ATATÜRK DÜŞMANI OLDUĞUNU BİLEREK PARTİYE ALDI… O YÜZDEN ONA BİR ŞEY YAPAMAZ!

 

Peki, bu tartışma bu şekilde konuşulup bitecek mi yoksa bir ayıklanma olacak mı?
CHP maalesef iyi yönetilemiyor. CHP’nin Sayın Genel Başkanı grup konuşması yaparken Sayın Güler’in konuşmasının içeriğine bir şey söyleyemedi çünkü içerik programla aynı şeyleri söylüyordu. “Böyle konuşmayalım, üniversite ders anlatır gibi konuşmasaydın” dedi. Ama bu arada Hüseyin Aygün’e bu nasıl bir değerlendirmedir? Sen benim tarihi değerlerim hakkında yalan yanlış, bilip bilmeden nasıl konuşuyorsun diyemedi.

 

Bu neyi gösterir?
Ben bunu günlerdir söylüyorum. Kılıçdaroğlu Hüseyin Aygün’le ilgili hiçbir işlem yapamaz.

Neden yapamaz?
Yapamaz çünkü Hüseyin Aygün Tunceli’den aday gösterildiği zaman bizde çok tepki oluşmuştu. O zaman bu arkadaş dedi ki; ben zaten CHP’li değilim ki, beni benim fikirlerimi bile bile getirdi Kemal Kılıçdaroğlu. Yani bu adamın Atatürk düşmanı, İsmet paşa düşmanı olduğunu onları katil ilan ettiğini Kılıçdaroğlu biliyordu. Yani bunu bile bile partiye aldıktan sonra bu adamın buna yönelik sözlerinden ötürü soruşturma açamazsınız. Adam dönüp; ya ben sana zaten Atatürk ve İsmet Paşa’nın dersimde katliam yaptığını söylemiyor muydum der.

CHP YÖNETİMİ İSMET PAŞA’YA KATİL DİYEBİLMEK İÇİN MENDERES’İN MEZARINI ZİYARET ETTİ!

 

Ama aslında yeni CHP bir anlamda o dönemle ilgili özeleştiri de yapıyor gibi. Mesela sembolik anlamı hayli yüksek olan bir atak yaptı ve ilk kez bir CHP Genel Başkanı Menderes’in mezarını ziyaret etti…
Kemal Kılıçdaroğlu Adnan Menderes’in mezarını ziyaretini gerçekte neden yaptı sanıyorsunuz? Bir açılıma mı? Hayır… İsmet Paşa’ya katil diyebilmenin en iyi yöntemlerinden biri Menderes’in mezarına gidip “eski hatalarımızdan ders aldık” gibi ne olduğu belli olmayan bir açıklama yapmaktır. Çünkü hep İsmet Paşa’nın Menderes’in asılmasına neden olduğu gibi çirkin bir iddia vardır. Halbuki Rahmetli Aydın Menderes İsmet Paşa’nın idamdan önce çok çaba sarf ettiğini ama gücünün yetmediğini sizin yazarınız Sayın Aytun Çıray’a söylemiştir. Aytun Çray bu işin birebir, doğrudan tanığıdır. Çünkü o dönemde, infazların yapılacağı dönemde rahmetli Menderes’in eşinin yanında Aydın Menderes’in de İsmet Paşa’ya ziyaretlere gittiğini biliyorum. Yani neden gidiyorlar Adnan Menderes’in mezarına? Bunlar kendini çok zeki sanan insanların sırf İsmet Paşa zaten Dersim’de katliam yapmıştı, Menderes’i de astırdı mantığını göstermek için yaptığı eylemler.

 

Kılıçdaroğlu bunu bilinçli mi yapıyor yoksa birileri tarafından mı yönlendiriliyor?
Onu ben bilemem, birileri yönlendirdiği için mi böyle yapıyor ama CHP başkanı da çocuk değildir, birilerinin söylemesiyle yapmaz. Kendi de öyle düşündüğü için yapıyordur.

CHP’DEN ULUSALCILARI TEMİZLEMEYE KILIÇDAROĞLU’NUN GÜCÜ YETMEZ!

 

Kılıçdaroğlu bir yandan Hüseyin Aygün’e tavır koyamıyor, diğer taraftan Sezgin Tanrıkulu gibi isimleri genel başkan yardımcısı yapıyor ve aynı zamanda Birgün Ayman Güler’i uyarıyor. Tüm bunlara baktığınızda Kılıçdaroğlu’nun bu yönetim tarzı ulusalcılar partiden temizlenecek tezini biraz güçlendirecek bir olgu değil mi?
Bu partiden ulusalcıları temizlemeye Sayın Kılıçdaroğlu’nun da gücü yetmez, kimsenin gücü yetmez. Bu parti ulusalcı bir partidir. Bakın Kılıçdaroğlu bir taraftan bu bildiğimiz insanların sırtını sıvazlıyor, diğer yandan da çıkıyor, biz ulusalcıyız, milliyetçiyiz, Atatürk milliyetçisiyiz diyor. Hangi söyleminiz doğru? Sezgin Tanrıkulu’nun bir Atatürk milliyetçisi olduğu mu doğru, yoksa sizin söyledikleriniz mi doğru? Bir de şunu sormak lazım; niçin bir türlü oy patlaması yapamıyoruz biz. Biliyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu ilk geldiğinde çok yükseğe çıkmıştı oylar. Referandumda alınan yüzde 42’nin yüzde 35’i CHP’nin oylarıdır. Neden oradan şimdi yüzde 20’leri konuşur hale geldik?

 

Sizce neden?
Tutarlı olamadığımız için. Siyaset tutarlılık ister. Doğru söyleyin, yanlış söyleyin ama tutarlı olun. Siz her söylediğinizi 2 gün sonra, 3 gün sonra, 6 saat sonra farklı şekilde izah etmeye başlıyorsanız, siz o tutarlılık çizgisine oturamadığınız sürece toplumun size olan inancı kaybolur. Referandumda ki yüzde 42’nin yüzde 35’i muhteşem bir oydur. Çünkü referandumların şöyle bir özelliği vardır; referandumlardan sonra sabah siyasi iktidar değişmez. Özellikle kırsalda bu referandum sürecinde oy veren insanlar siyasi iktidarın aleyhine oy vermeye başladıkları zaman çok büyük riski kendi açılarından üstlenirler.

Nedir o risk?
Yarın sabah o muhtarın, o köyün kaymakamla işi olacaktır, yönetimle işi olacaktır. Bu riski yaşamak istemezler. Ki Sayın Kılıçdaroğlu o dönemde olayı yanlış yönetti. Bu işi bir AKP-CHP olayı haline getirmesine rağmen biz yüzde 35 oy aldık. AKP’nin aldığı yüzde 54 oyun içinde diğer sağ kanadın oyları vardı ama bizim oyumuz yüzde 35 idi. Ve biz o durumdan buraya çok büyük süratle geldik.

CHP YÖNETİMİ HALK DALKAVUKLUĞU YAPIYOR!

 

Sadece tutarsızlık mı bu kadar kayba neden? Başka etkenler yok mu?
CHP’de bir eksen kayması olduğunu herkes söylüyor. Daha doğrusu eksen kayması değil de bir halk dalkavukluğu yapılmaya başlandı. Siyasi partiler kimseye dalkavukluk etmez. Siyasi partiler halkın yararına çalışır, halk için çalışır, halk ile beraber çalışır. Şimdi CHP gibi devlet kuran, laikliği getiren, hukukun üstünlüğüne inanan bir parti sırf belli kişilere sempatik görüneceğim diye; yok çarşaflıya rozet takmak, yok “aman laiklik lafını fazla söylemeyelim” gibi bir siyasal kombinasyon içerisine giremez. Ne yapması lazım dik durması, onurlu durması lazımdır. Biz 1973 ve 1977 seçimlerinde AKP’nin 2002 ve 2007’de aldığı kadar oyu alırken dini mi istismar ettik? Hayır, biz o günde söylememiz gereken şeyleri söyledik, halkta bir umut yarattık. Bugün halkta bir umut yok. Halkta umut yaratamıyorlar.

 

O FAKS GENEL MERKEZ’E NASIL GİTTİ?

 

Sizin süreci sadece izlemekle yetinmediğinizi biliyoruz. Hatta geçenlerde muhalif isimlerle yaptığınız bir toplantı, toplantı tutanağını yanlışlıkla genel merkeze fakslamanız üzerine ortaya çıktı. Bu nasıl bir yanlışlık böyle?
Biz böyle toplantıları hep yapıyoruz. Buradaki yanlışlık da tamamen benden kaynaklıdır. Ben önemli görüşmeler yaptığım zaman ister siyasette olsun, ister meslek hayatımda olsun daima tutanak tutarım. Çünkü insan hafızası unutmaya müsaittir, kimseyi de töhmet altında sokamamak için tutanak tutarım. Bu nedenden dolayı Sayın Önder Sav’la görüşmeyi tutanak haline getirdim ve yaptığım bu ham tutanağı Önder Sav’a gönderdim. Dedim ki; ben böyle yazdım ama sizin değiştirebileceğiniz yerler ya da benim yanlış anladığım yerler olabilir. Varsa böyle bir şey düzeltin.

 

Peki, o faks genel merkeze nasıl gitti?
Önder Sav’ın genel merkezdeki bütün telefonlarını silmiş çocuklar defterden ama bir tane faks numarası demek ki gözden kaçmış, kalmış orada. Fakslayın deyince de çocuklar oraya fakslamış. Yani buradaki sorumluluk tamamen benimdir.

KILIÇDAROĞLU TUNCELİ’DE ÖN SEÇİME GİRİP KAZANSIN DA ONDAN SONRA DEMOKRATLIK YAPSIN!

 

Bu gizlice yaptığınız bir harekâtın deşifre olması mıydı?
Hayır, bu hiçbir şekilde bir şeyi deşifre etmez. Bence iyi de oldu. Çünkü toplumda herkes hiç kimse çalışmıyor mu bu ülke için diyor. Birçok insan bir araya gelip CHP’nin kötü yönetildiğini kötüye gittiğinin tartışmasını yapıyor. Bu görüşme bazılarının zannettiği gibi iktidar hırsından, bir görev alma hırsından değildi. Ben kendimi halkın oyuna sunmuş bir insanım ön seçimde. Kemal Kılıçdaroğlu da akıllı bir siyasetçi olsaydı kendini Tunceli’den milletvekili adayı gösterip önseçim yapardı. Birinci olmaması mümkün müydü? Siyaset biraz da zeka ürünüdür. Deniz Baykal’ın yıllarca gücü nereden gelmiştir; kendisine rahmetli Ecevit kontenjan teklif ettiğinde hayır ben Antalya’dan önseçime gidip öyle geleceğim demişti ve önseçimle gelmişti. Ön seçimle geldiğiniz zaman daha dik konuşursunuz. Ben şimdi konuşurken diyorum ki arkamda 3 bin Manisalının oyu var. Ben tabi ki de kendimi atamayla gelmiş vekillerden daha çok söz sahibi görürüm. Kemal Kılıçdaroğlu parti genel başkanı olarak böyle bir cesaret gösterememiştir. Çok basit; Tunceli de bir ön seçim yaparsın, birinci olursun, sen de ön seçimle gelmiş olursun ve ondan sonra demokratlık yaparsın.

 

CHP’nin Genel Başkanı’nın kendi memleketinde önseçimi kazanamayacağını mı düşünüyorsunuz?
Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan sonraki havada Tunceli’de bir ön seçim yapılsa kesin birinci olurdu. Ama şimdi yapsa…

KILIÇDAROĞLU CHP’Yİ YÖNETEMİYOR, HERKES RAHATSIZ… KARŞI HAREKAT GELECEK!

 

Anlıyoruz ki bir yandan Tunceli kanadı diğer yanda ulusalcılar rahatsız yönetimden. Yani Kılıçdaroğlu tam olarak nerede duruyor ki herkes rahatsız?
Gerçeği söylemekte artık bir sakınca yok. Sayın Kılıçdaroğlu CHP’yi yönetemiyor. Yani burada bir yönetim krizi var. Kimse mutlu değil. Yani bir şey doğru yapılıyor olsaydı bir grup en azından bunun doğru olduğunu söylerdi. Belki ona muhalif olanlar yine rahatsızlıklarını söyleri ama en azından diğer grup memnun olurdu. Ne kendi eliyle getirdiği CHP ile hiçbir alakası olmayan insanlar mutlu ne de ulusalcı denilen büyük kitle hayatından memnun. O zaman şu ortaya çıkıyor; demek ki Kılıçdaroğlu CHP’yi iyi yönetemiyor.

 

Peki, bundan sonra daha ciddi sadece kendi aranızda yaptığınız toplantılardan daha öte bir karşı harekât olacak mı?
Karşı harekâtın bana göre olması lazım. Artık bu işin şakaya gelecek bir tarafı kalmadı. İnsanlar bu işi çok ciddi düşünmeye başladılar. Bundan bir sene önce ben bir TV programına çıktığım zaman bana eleştiri geliyordu; sen milletvekili olamadın da böyle söylüyorsun diye. Şimdi bu eleştiriler o kadar azaldı ki. 3-5 taneyi geçmiyor.

O zaman yeni bir harekât bekleniyor…
Hareket mi olur, olay kendiliğinden mi gelişir onu bilemiyorum. Ama CHP’de bir rahatsızlık söz konusu ve insanlar arayış içerisinde.

BAYKAL ORTAYA ÇIKIP DURUN BAKALIM DİYECEK!

 

Siz çıkıyorsunuz, konuşuyorsunuz, Baykalcı olarak bilinen diğer eski yöneticiler çıkıp konuşuyor ama Baykal pek ses seda etmiyor, ortalıkta gözükmüyor. Neden?
Sayın Baykal’ın neden konuşup konuşmadığının değerlendirmesini yapmak benim haddim değil.

 

Peki, sizce devreye girecek mi?
Türkiye’de anayasa tartışılmaya başlandığı zaman anlaşılıyor ki şu anda CHP’yi yürüten kadrolarının ne bir anayasa tartışmasını sürükleyebilecekleri görünmüyor. Ne böyle bir siyasal belirlilikleri var ne de böyle bir hazırlıkları. O zaman Sayın Baykal’ın ülkeye olan borcundan ötürü anayasa tartışmaları başladığı zaman çıkıp durun bakalım diye ortaya çıkacaktır. Bakın; benim milletvekili olarak CHP’ye karşı borcum var ama Sayın Baykal’ı bu millet Atatürk’ün oturduğu koltuğa oturttu, onun için onun ülkeye karşı borcu vardır.

Sadece AKP’ye muhalefet amacıyla mı “durun” diyecek yoksa
CHP’deki gidiş anlamında da olacak mı bu?

Anayasaya, ülkenin bölünmesine karşı çıktığı için yapacaktır bu muhalefeti. Bu sadece AKP’ye dur demek değil, ülkenin bölünmesine dur demektir. O zaman CHP’nin tabanı çok daha rahatlayacaktır.

Kılıçdaroğlu giderse yerine kim gelecek? Ortada pek kimse gözükmüyor…
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan olduktan sonra hiç kimse kendinde bu konuda bir eksiklik görmez. Bana soracak olursanız CHP’de önümüzdeki günlerde bir geçiş süreci yaşanacak ve bu geçiş sürecinde çok deneyimli bir siyasetçinin bu işi götürmesi lazım. Bu normal bir siyasetçinin ben bu işi yaparım diyeceği bir iş değil.

Sizin çizdiğiniz bu portreden Deniz Baykal portresi beliriyor…
Bu Deniz Baykal olabilir, Önder Sav olabilir. Deniz Baykal dünya çapında saygınlığı olan bir lider. Deniz Baykal zamanında çok eleştirildi. Ben de o eleştirenlerden biriyim. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi için çaba sarf eden, televizyon televizyon dolaşanlardan biriyim. Ama son dönemlerde bir televizyon programında hem Türk halkından hem Sayın Baykal’dan özür diledim. Sayın Baykal’ın çok ciddi bir siyasal derinliği olduğu dünyayı çok iyi okuduğu tartışılmaz.

Peki, Kılıçdaroğlu geri dönülmez bir yolda mı?
Siyasetçi inanılırlığını yitirmeyecek. Bu saatten sonra çok geniş kavislere döndüğü zaman inanılır olmaz. Bu bakımdan ya daha radikal bir dönüş yaparak çıkacak ben yanlış yaptım diyecek, kurultay yapacak, bir şeyler yapacak ama bu şu anda görünmüyor. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu benim gördüğüm kadarıyla sorunları çözmüyor, sorunları halının altına süpürüyor.

  Haberin Videosu

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Misafir
 14 Haziran 2016 Salı 20:40
Sayın Mengü bunlara hiç değinmemiş. 1. Baykal KİM veya KİMLER' in zorlaması ile Erdoğanın millet vekili seçilmesi için uğraştı ve RTE' ı mille vekili seçtirdi. 2. Kılıçdaroğlunu Kim veya KİMLER CHP nin başına Genel Başkan seçtirdi ? Amerikanın hangi ayağı idi bu kimseler ? 3. Kılıçdaroğlu Kimlerin isteği ile ve hangi dış güçlerin baskısı ile ATATÜRK düşmanlarını bilerek ve isteyerek CHP ye aldı ? Asıl düşman Kılıçdaroğlu denilen satılmış haindir.
 Misafir
 18 Şubat 2016 Perşembe 08:27
yorumların bazılarına baktıgınızda işin acıklı tarafı suchpnın ıcını bes yılda oyle bır doldurmuslarkı ,bunların her bırıne gercekchplı demeye bın sahıt lazım. yazdıkalrı seyden bıle anlayabılırsınız bunu. ıkıncısı bayaklın gelmıyecegı zaten bellı ama chp gercek sahıplerıne aıttır. ataturkculere kemalıstlere onun ıcın sızler tıpıs tıpıs gıtmeye hazırlanın. chpnın ıcınde ne nostaljık solculara ne ayrımcılara ne tarıkatcılara yer vardır.
 Misafir
 23 Mayıs 2013 Perşembe 17:26
Gülay/CHP eski haliyle de yeni haliyle de hiç bir derde çare olamaz.Yeni bir parti gerekiyor.
 Misafir
 21 Mayıs 2013 Salı 13:37
sayın megü bey siz bu kafayla yüzyılık partili olsanız ne yazar sizler baykal beylerle ne yaptınız allah aşkına küçük olsun bizim olsun mantığı ile sürdünüz döneminizi.sizin gibi chp.li olan bir zaat kanal kanal dolanarak chp. ve yönetimini suçlayamaz.hakkınızda yok.baykal gelecek diye çok hayal edersin.
 Misafir
 8 Nisan 2013 Pazartesi 20:52
Doğruları söylemiş ama günahlarını nasıl affedelim?İnsan Kılıçdaroğlu'nun nasıl biri olduğunu nasıl anlayamaz.Ecevit bu fırsatçıyı neden aday yapmadı diye merak etmez mi insan.Ecevit başından savdı diye o tipi sahiplenmek gaflettir.Aynı hatayı Ertuğrul Günay'da da yaptılar.Bence Onur Öymen,ağırlığı ve olgunluğu ile bu makama yakışır,Baykal sırtındaki yumurta küfesi ile zor döner.
 Misafir
 16 Mart 2013 Cumartesi 18:45
Şahin Mengü hazretleri senden daha eski CHP üyesiyim.ikide bir çıkıp gazel okuma parti babandan mirasmı kaldı tadı varsa M.vekili seçildin partiye olan görevini fazlası ile yaptın.çekil köşene dışardan partiye yardımlarını yap.yok illa vekil olacagım dersen o olmaz Baykal degilmi bu Padişahı başımıza getiren onunda hayali başkaydı buda yıpranır ortalık bana kalır bende cumhur olurum hayaliyle yaptı hepimizin durumu ortada sana son olarak söylüyorum çekil köşeneeeeeeeeeeee.
 Misafir
 2 Mart 2013 Cumartesi 13:58
yahu bu saflar değilmi tayibi başbakan yapan.şimdide baykal çıkacakmışda.hadi ordan be.
 Misafir
 1 Mart 2013 Cuma 21:26
CHP sayın mengünün düşündüğü gibi bir parti olsaydı 35 yıldan bu yana oy kulanıyorum o zaman oyumu o partiye vermezdim ben bir parti üyesi olarak CHP halkdan yana emekden yana işçiden yana yoksuldan yana bu ülkeyi cumhuriyeti kuran laikliği çağdaşlığı getiren doğusundan batısına ayın bakan bir parti olduğu için oyumu veriyorum anti faşist oluşundan oyumu veriyorun sayın mengü ve onun gibilerin yeri MHP olmalı bence. evet bu günkü yönetim yetersiz değişmelide mengü gibiler değil sosyaldemokrat
 Misafir
 26 Şubat 2013 Salı 16:19
sayın mengü ne bu kinin kanal kanal dolaşıp salvolarla chp. yönetimine saldırıyorsun baykal gelecek sende vekil olacaksın ha sizler değilmisiniz bu partiyi bu hale getiren sizin gayeniz az olsun bizim olsun.bu künkü yönetim enaz sizlerkadar ATATÜRK MİLLİYETCİSİDİR.
 Misafir
 26 Şubat 2013 Salı 12:38
baykalın hiç kusuru olmasa bile ,seçilemediklerinde parti aleyhinde bulunan mengi,sayan,berhan şimşek gibileri milletvekili yapması bile gelmemesine yeter.

DİĞER RÖPORTAJLAR

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime