Gazeteciler için özel haber ya da yazıların keyifli tarafı "
Ben yazmıştım!" demektir.
Bu kelimeyi yazılarımda çok sefer kullandım ama geleneği bozmayım.
2 gün önceki yazımda bugüne işaret ederek "İyi Parti'nin TBMM'deki sayısı eksilebilir!" diye yazmıştım.
Gün ve parti ismi vererek!
Ve Eskişehir İyi Parti Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu partisinden dün istifa etti. Hatipoğlu, İyi Parti'nin Eskişehir'deki tek milletvekiliydi.
Vekil Hatipoğlu, dün İyi Parti genel başkanından randevu alarak makamına gitti ve istifasını sundu.
Akşener- Hatipoğlu görüşmesinde en azından gerginlik olmadığı bilgisini aldım ama hiçbir genel başkan partisinden istifa eden vekile "Aferin!" de demez!
Hatipoğlu'nun Akşener'e istifa nedenlerini özetleyen mektup bıraktığını da öğrendim.
Mektupta neler yazıldığını bilmiyorum ama Nebi Hatipoğlu'nun yakın çevresine "Yürütülen politikalardan rahatsızdım. Savrulan bir siyasetimiz vardı" dediğini öğrendim.
Eskişehir’deki haber kaynaklarım ise, Nebi Hatipoğlu'nun parti kimyasıyla örtüşemediğini, bunun yanında Eskişehir Belediye Başkanlığı adaylığının da gündeme gelebileceğini iddia ettiler.
Filmi biraz geri sardığımızda...
19 Eylül 2023 tarihli haberler de Nebioğlu'nun "Sağ parti ile belirli prensiplerde biz ittifak yapabiliriz. AKP, MHP olabilir" dediğini görebiliriz...
Demek ki Nebioğlu'nun önünde iki alternatif var.
Ya MHP!
Ya AK PARTİ!
MHP'li kaynaklarıma sorunca, Nebioğlu'nun MHP'ye geçme ihtimalinin sıfır olduğunu gördüm.
İktidar kaynaklarıma bakınca puzzle'ın parçalarını birleştirmek daha kolay oldu.
Evet, iktidar kaynakları da net bir bilgi ver(e)mediler ama sevdiğim bir söz vardır.
"Lafın tamamı aptala söylenir!"
Benim açımdan netleşti ki, Nebioğlu, iktidar partisine geçecek.
Bu araştırmayı yaparken, iktidar partili bir yetkilinin "Büyükşehir için de ismi düşünebilir! " sözü ilginç geldi bana.
Nebioglu, iktidar partisine geçti ve acaba Eskişehir adayı olarak mı gösterilecek sorusu, sorulmaya değer verilere sahip artık.
Nebioğlu'nu tanımam, gücü potansiyeli hakkında bir fikrim yok ama şayet Eskişehir adaylığı gündeme gelirse, Eskişehir özelinde ORC'nin anketinde iktidar partisinden birinci çıkan, Eskişehir'deki Emirdağlı ve ülkücüler nezdinde büyük potansiyeli olduğu bilinen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu denklemi nasıl çözülecek?
Eskişehir kaynaklarım, Eskişehir'deki Emirdağlılar ve ülkücülerin baskısı karşısında, Çorumlu'nun "Sayın Cumhurbaşkanım emrederse aday olurum ve kazanırım." sözlerinin yabana atılamayacağını ifade ediyorlar.
Dostoyevski tarihe "Belirsizlik, en kötü ihtimalden daha acı vericiydi" notunu düserken...
Sevdiğim bir Türk atasözü de "Bu bulgur daha çok su kaldırır! " yanıtını verir!
Önümüzdeki salı sallanmazsa, Nebi Hatipoğlu iktidar rozetini takar!
Ondan sonra ne mi olur?
Biraz bekleyin!
AH İSTANBUL VE TAVLA!
Büyük usta Neşet Ertaş der ya "İki büyük nimetim var. Biri anam, biri yarim..."
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da iki büyük arzusu var.
İstanbul'u almak ve yeniden Cumhurbaşkanı seçilmek.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için vakit olduğuna göre en büyük konsantrasyonunun İstanbul olduğunu söyleyebilirim.
(İstanbul deyince, son güftem 'Kanlıca'da Bahar'ı' bestekar Aydın Sarman Hoca besteledi. İsteyeni çok. Bakalım okumak kime kısmet olacak! Kendi eserimin de reklamını yapayım müsadenizle.)
Neyse...
İktidar partisinde İstanbul'a adı geçenleri tek tek yazarak sizi yormayayım.
Ben size aradan sıyrılma ve aday olma potansiyeli olan kişiden söz edeyim.
Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım...
Aslen Rizeli olan Yıldırım, İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyeliği ve İnşaat Müteahhitleri Komitesi Başkanlığı ve KİPTAŞ'a Genel Müdür oldu.
İsmet Yıldırım'ı bugün itibariyle diğer adayların önüne geçiren birden fazla özelliği var.
Başarılı...
Anketlerde tırmanıyor...
Erdoğan ile arası çok iyi...
Hatırlarsanız, bir ara İmamoğlu'nun görevden alınma dedikoduları vardı.
İşte o dedikodular ayyuka çıktığı zamanlarda İmamoğlu'nun koltuğuna yakıştırılan isim İsmet Yıldırım'dı!
Bombayı sona bıraktım.
Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım'ın tavla arkadaşının kim olduğunu buraya yazsam...
İstanbul'a aday olmaya niyetlenen tüm aday adaylarının şapkası uçar.
Pılıyı-pırtıyı toplayıp köşelerine çekilir.
Üstüne bir de dükkânı kapatıp evlerine giderler!
Ama o ismi yaz(a)mayacağım.
Maalesef off the record.
BAŞKENT KAYNIYOR!
İktidar partisi yerel seçimlerde Ankara'ya aday arayışına devam ediyor.
Şimdilik en güçlü aday Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ve Ankara Milletvekili Osman Gökçek görünüyor.
Ankara Büyükşehir için Mamak Belediye Başkanı Murat Köse'nin de niyeti var ama iktidar partisinin üst bir yöneticisi, konu başlıkları açarak "Bulunduğu yeri koruması bile zor!" değerlendirmesi yaptı.
Ben Turgut Altınok'un ülkücü ve muhafazakâr kitlede ciddi bir karşılığı olduğunu ve en güçlü aday olacağını düşünüyorum.
Osman Gökçek'in gençler üzerinde sempatik bir etkisi olmakla birlikte henüz kemik bir ülkücü muhafazakâr kitleyi yakalayamadığını görüyorum.
Popüler ama müstakil sosyolijik tabanı henüz yetersiz.
Melih Gökçek'in sosyolojik tabanı var ama karşıtları da aynı yoğunlukta!
Bu şekilde bakarsak Baba Gökçek'in Ankara'da pozitif- negatif karşılığı var mesela.
Osman Gökçek, sosyal medyada görünür olmaya harcadığı enerjiyi, babasının pozitif sosyolojik tabanına yönelik siyaset üretmek üzerine kullansaydı, şimdiye kadar ciddi mesafe alabilirdi.
Fıtrat olarak cesur olduğu bilinen Turgut Altınok da ise başarı var, sosyolojik taban var ama geçmişini kurcalayan ve önünü kesmek isteyenlere meydan okuyacak bir özgüven yok.
Ankara için iktidarın 'sessiz gücü' Ali İhsan Arslan'ın, bilinen ismi ile Mücahit Arslan'ın da ismi geçiyor.
Siyasetin önemli isimlerinden Arslan'ın muhafazakâr ılımlı Kürt kimliği ve Ankara doğumlu olması nedeniyle Erdoğan'ın aday adayı listesinde yer alan isimlerden birisi olduğu ifade ediliyor.
Mansur Yavaş'ın popülerliği bir miktar azalsa da, Ankara'yı yeniden alma ihtimali halen en yüksek aday.
Yavaş için iki temel risk var.
İyi Parti'nin çıkaracağı adayın yüksek kalibreli olma ihtimali ve kendisine vefa ile ilgili başlık açan kişi ve kurumların çığ haline gelme ihtimali!
Neresinden bakarsanız bakın.
İstanbul ve Ankara seçimleri iktidar ve CHP için kolay geçmeyecek.
ZEKİ HAMLE!
CHP Kongresi'ne 2 gün kaldı.
CHP'de ilk kez acaba Kemal Kılıçdaroğlu kaybeder mi tartışması yaşanıyor.
Bu tartışma CHP'ye yeni bir enerji de getirebilir, kalan enerjiyi de bitirebilir.
Kim kazanacak derseniz.
İmamoğlu aday olsaydı, büyük ihtimalle alırdı ama İmamoğlu'nun desteği olsa da Özgür Özel'in kazanma ihtimalini düşük görüyorum.
Kim kazanacak sorusunun yanında, İmamoğlu'nun divan başkanlığı da tartışma konusu.
Bir çok CHP'li "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu divan başkanı yapmakla hata etti" görüşündeler ama ben bu düşünceye katılmıyorum.
KIlıçdaroğlu bu teklifi ile bir yandan kendine güvendiği imajını verirken, diğer yandan kongre ortamında İmamoğlu'nun Özgür Özel lehine kulis yapmasının kurnazca önüne geçmiş oldu.
İSLAM ALEMİ SARHOŞ GİBİ!
Hitler zulmünü de aşan ABD- İSRAİL vahşetine karşı islam aleminin dostlar alışverişte görsün politikası çok ahlaksız bir duruş.
Tarih sadece bu vahşeti yapanlardan değil, susan ve susmuyormuş gibi yapanlardan da hesabını soracaktır.
Siyonist Yahudiler Allah'ın elinden kurtulamayacaklar.
Siyonist Yahudilerin temel inancı nedir biliyor musunuz?
Allah, Yahudiler aracılığı ile dünyada krallık kuracakmış!
Bırakın teolojik tarafını...
Tımarhanedeki bir deli bile buna inanmaz.
Kendi yazdıkları uydurmaları katliamlarına perde yapmak için geri zekalıların bile inanmayacağı yalanları söylüyorlar.
Allah'ın dünyada kırallık kurmak için neden Yahudilere ihtiyacı olsun ki?
Bırakın dünyayı.
Bilinen-bilinmeyen milyarlarca yıldızı-galaksileri yaratmaya muktedir Allah'ın kıytırık bir dünya için Yahudilere ihtiyacı olabilir mi?
"Ol" der ve olur.
Ya Rabbi; bu kadar geri zekalı yaratmanda mutlaka bir hikmet var!
NEDEN TUTUKSUZ DEĞİL?
Gazeteci olarak bir ayrıcalığımız olmamalı.
Vatandaştan daha üst bir sınıf ya da rütbe yoktur.
Elbette biz gazetecilerin suç işleme özgürlüğü de yoktur.
Tutuklanan Tolga Şardan'ın bazı yazılarına da muhalefet şerhim vardır ama bu Şardan'ın yazdığı bir yazı nedeniyle tutuklanmasını gerektirmez.
Yeri belli, yurdu belli.
Mahkeme açılır. Gerçekten bizim göremediğimiz somut büyük bir ihlal varsa yargı ona göre karar verir.
Yargı, neye-kime göre tartışmaları arasında töhmet altında kalmamalı.
Bu hepimiz için felaketin kapısını aralayabilir!
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!