Tarih 24 Ekim 2010… Analizin başlığı tam olarak şöyle: “Radikal, hangi gazetenin eki olacak?” (O analiz için
TIKLAYIN...)
Yani yaklaşık 4 yıl önce. O analizde Radikal’e yayın yönetmeni yapılan Eyüp Can’ın yöneticilik sicilini anımsatıp bu sicilin sonucunun Radikal’in kapatılması olacağını duyuruyorduk.
Ve bugün… Uzun zamandır medya koridorlarında konuşulan söylenti gerçek oldu ve Radikal Gazetesi’nin kapatılacağı, sadece internet ortamında yayına devam edeceği açıklandı.
RADİKAL’İN KAPATILACAĞINI NEREDEN BİLDİK?
Peki…
Biz kâhin miydik ki bu gün gerçekleşen bir olayı 4 yıl öncesinde kendimizden gayet emin bir şekilde yazıyor ve sonrası için “Radikal hangi gazetenin eki olacak?” diye soruyorduk.
Hemen söyleyelim; Turktime kadrosunda kehanet yetileri olan personel yok. Sadece hikayeyi okuma konusunda yetenekli olduğumuzu söyleyebiliriz. Ki Eyüp Can’ın o gazeteyi batıracağını görmek için öyle aman aman bir yeteneğe de gerek yoktu.
Neden mi?
Çünkü her şeyden önce Eyüp Can’ın sicili belli. Kendisine teslim edilen Finansal Forum’u Doğan Grubu gücünün arkasında olmasına rağmen önce küçültmüş sonra kapatmış, gazeteyi ekonomi gazetesi Referans’a çevirip bir de öyle şansını denemiş ama Referans’ı da batırmayı başarmış bir “gazete batıran yayın yönetmeni” unvanına sahip biri Eyüp Can.
Diğer unsurları kenarda bırakın sadece bu örnek bile ona yeni bir gazetenin teslim edilmemesi için yeterli karine iken, tutup en olmayacak gazeteye, Radikal’e yayın yönetmeni yapılıyordu Can.
ADIM ADIM RADİKAL BİTİŞ…
En olmayacak gazete Radikal’di çünkü Doğan Grubu gazetelerinden en şehirli, entelektüel seviyesi en yüksek, kitlesi birilerinin beyaz Türk dediği gazeteye köylü ve cemaatçi bir isim, düşünülecek en son isimdi.
O her ne kadar gizlese de cemaatçi olduğunu farkındalığı hayli yüksek bir kitle olan Radikal okuru biliyordu. Türbanlı bir bayanla yaptığı ilk evliliğini unutturmaya çalışsa ve kendisini Elif Sfahak’ın kocası olarak lanse etse de, aynı kitle bu takiyenin farkındaydı. Kibrini kendine güven olarak sunmasını da yemiyordu aynı kitle. Onun için daha ilk elde gazetenin kemik okuru gitti.
Ardından Radikal’i Radikal yapan yazarları gazeteden uzaklaştırıp Cüneyt Özdemir gibi daha Türkçe’nin ilkokul düzeyindeki kurallarından habersiz ekran tiplerini yazar olarak Radikal okurlarına dayatınca artçı deprem geldi. Ki Radikal, yazar gazetesiydi. Can’ın dilinden düşürmediği ama sonra unuttuğu konvensiyonel gazetecilik pompası da tutmadı.
O kadar tutmadı ki, ne gazetenin fiyatının dörtte bir oranında düşürülmesi, ne bedava dağıtılması, ne onca reklam kampanyası çöküşü durduramadı “100 bin tirajdan aşağısı benim için başarısızlıktır” diyen Can’ın gazetesi 10 bin-20 bin arasına sıkışıp kaldı. Daha önce 50 binlerdeki tirajıyla büyük gazetelerin etkilerine sahip gazete etki olarak da sıfırlanmıştı.
EYÜP CAN’IN SIRRI NE?
Şimdi…
Diyebilirsiniz ki; her şey bu kadar açıkken neden istifa etmedi ya da görevden alınmadı? İşte olayın nirengi noktası tam da bu.
Birinci yanıt Eyüp Can’ın ruhunda gizli. “100 binin altında tiraj benim için başarısızlıktır” diyen biri 20 binde istifa eder normalde. Ama normalde. Ama o ruh gazete batırdıkça yenisini istemeye cüret edebilen bir ruhsa… Beklenti anlamsız.
İkinci yanıt bağlantılarında gizli. Eyüp Can’ın cemaat bağlantısı herkesin bildiği bir sır. Cemaatin gücü onu tüm bu tabloya rağmen cesur yaptı, mesleki sicilindeki defolara rağmen daha fazlasını isteyebilme cüreti verdi.
YENİ KRUBAN HÜRRİYET Mİ?
Peki, şimdi ne olacak?
Kulislerde konuşulanlara göre Eyüp Can Hürriyet’i istiyormuş. Finansal Forum, Referans ve Radikal’deki üstün başarılarını Hürriyet ile taçlandırmak için mekik diplomasisi trafiğini artırmış.
Ama artık detayda küçük bir oynama var. Can’ın alâmetifarikası Cemaat artık eskisi kadar caydırıcı, şımarık çocuklarını tatmin etmek için uğuruna gazeteler feda edilecek kadar büyük bir güç değil. Aydın Doğan’ın işlerine akıl sır ermez gerçi ama yine de diyebiliriz ki bu denklemde Hürriyet Can’a kurban edilmeyebilir.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
TURKTIME/ANALİZ