Yerel seçimler yaklaştıkça partilerdeki adaylık hesapları da doğal olarak kızıştı. Ama diğer partiler bir tarafa CHP bir tarafa.
CHP bir tarafa çünkü hiçbir partide CHP’de olduğu gibi gizliden yürütülen hesapların açıktan görülmeye çalışılmasının örneği yok.
Aslında partide kaynayan kazanın en somut örneği olarak Mustafa Sarıgül komedisine bakmak yeterli.
O BİTMEZ HİKAYE... SARIGÜL
Biliyorsunuz; bitmez bir hikaye olan Sarıgül-CHP flörtü bu seçimlerde de artan bir ivmeyle dolaşıma sürüldü. Bir yanda cumhuriyet’le yaşıt bir partinin kurumsal yapısı, ilkeleri, bir yanda Sarıgül’ün artık şımarıklık boyutuna gelmiş talepleri, kendini sunma çabaları ya da daha doğrusu dayatması.
Şişli gibi medya kuruluşlarının merkezinin bulunduğu bir ilçenin belediye başkanı olması doğal olarak Sarıgül’ü medya patronları nezdinde “değerli” kılıyor ve bu değer her seçim döneminde CHP’ye Sarıgül krizi olarak monte ediliyor.
Kılıçdaroğlu ne zamandır ideoloji ayrımı yapmaksızın herkese partinin kapılarını açıyor, gelmek isteyen kim olsa hayır demiyor ama Sarıgül bir türlü o kapıdan içeri girmiyor, giremiyor.
KIRMIZI HALISIZ OLMAZ!
Öyle ya… Sarıgül ayrıcalıklı biri, bulunmaz bir cevher. CHP’nin normal prosedürleri asla ona uygulanamaz. Bando mızıka olmadan, özel davetler gitmeden, kırmızı halılar serilmeden Sarıgül o kapıdan girmez, giremez. Bunu açıkça böyle demiyor belki ama yedeğine aldığı gazetecilerle oluşturduğu algı, verdiği mesaj bu. Ve tüm bu kaprisleri karşılık bulmadığı için Sarıgül-CHP flörtü haberleri her gün yeni bir şekilde bıktıran bir tekrara dönüşüyor.
OYSA GÜRSEL TEKİN...
Peki ne oluyor bunun sonunda? Koskoca CHP, bir ilçe belediye başkanının elinde oyuncağa, tutsağa dönüyor. Yerel seçimler kapıya dayansa da adayını belirleyemiyor. Medya eliyle öyle bir algı yaratılıyor ki İstanbul’a Sarıgül aday olmazsa CHP kesin kaybeder. Ve Sarıgül dışındaki bütün aday adayları daha ilk elde yarıştan düşürülüyor.
Mesela İstanbul’un tüm ilçelerini karış karış dolaşan, tüm teşkilatla birebir muhatap olan, başkanlık için projelerini şimdiden hazırlayan önceki seçimde İstanbul için Kılıçdaroğlu için çalışan Gürsel Tekin… Hem teşkilat hem İstanbullular için çok daha iyi bir aday olduğu bilinmesine rağmen çıkartılan Sarıgül gürültüsü arasında Gürsel Tekin seçeneği görmezden geliniyor.
Ve bu gürültü arasında Sarıgül CHP Genel Başkanlığı hayalleri kurup ellerini ovuştururken AKP de bu yılan hikâyesine bakıp gülüp duruyor.
KILIÇDAROĞLU TUTSAK OLACAK MI?
Ha… Kılıçdaroğlu bu medya terörüne boyun eğip açıkça “Önce İstanbul, sonra Ankara” diye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sadece CHP Genel Başkanlığı için bir paravan olduğunu söyleyebilecek cürete erişen Sarıgül’ü aday gösterir mi? Onu zaman gösterecek.
Ama işi zaman bırakmadan şunu açıkça diyebiliriz: CHP, Sarıgül cilveleşmesi komedisinden kurtulmadan kendini ciddiye aldıramaz.
Çünkü çıkar “Biz Cumhuriyetle yaşıt, gelenekleri olan bir partiyiz” derseniz “Ama nasıl bir gelenek ki bir ilçe başkanı bile sizi rehin alabiliyor” derler ve o soruya yanıt veremezsiniz.
Onun için Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi karar vermeli: Sarıgül Tutsaklığı mı CHP mi?