Başbakanlık basın müşavirliğinden sonra Radikal’e yazar yapılan Akif Beki, köşesinde gündeme bomba gibi düşen MİT-PKK görüşmesinin kim tarafından sızdırıldığına dair bir yazı kaleme almış ve “Diğer senaryoları unutun. Asıl buna bakın” tadında bir senaryo üretmiş.
Radikal de “Aaa… Ne orijinal bir fikir” demiş olacak ki bu senaryoyu manşete taşımış.
Eh, fikir orijinal, ilgi de manşetlik olunca bize de bu senaryoya biraz daha yakından bakmaktan başka çare kalmadı.
Şimdiye kadar ses kaydıyla ilgili pek çok senaryo gündeme getirildi. PKK’nın işi dendi, MOSSAD operasyonu dendi, ikisinin ortak yapımı dendi, bunlara diğer ülkeler falan da eklendi. Dolayısıyla Beki’nin “Görüşmeyi MİT kaydetti, sızdıran da MİT’in içinden biri” demesi bu anlamda orijinal bir senaryo olabilir.
Peki…
Bu orijinal senaryo ne kadar mantıklı? Ayakları ne kadar yere basıyor.
Beki’nin senaryosuna uygun gidelim ve görüşmeyi kayda alanın MİT olduğunu düşünelim.
Görüşmeyi kayda alan MİT yetkilileri o an kayıt yapıldığını bile bile Öcalan’dan sayın diye bahseder mi? Önderlik gibi PKK jargonuna uygun kelimeler kullanır mı?
Yapılan her kaydın bir gün bir şekilde açık edileceğini, başkalarının eline geçebileceğini artık sıradan vatandaşlar bile bilirken, bu konular için var olan ve dolayısıyla uzmanlıkları da bu alanda olan kişiler mi bundan habersiz olacaklar?
Hem de o kadar habersiz ki kendi kendilerinin imhası anlamına gelecek kelimeleri hiç çekinmeden söyleyecekler…
Beki’nin senaryosunun aksayan diğer yönlerine girmiyoruz bile.
Bu basit unsur bile Beki’nin yazısını yok hükmüne bürüyor.