İran'da genç bir kadının gözaltındayken hayatını kaybetmesi sonrası başlayan olaylar hayli ilginç. İranlılar sanki Amini gözaltındayken ölen tek kişiymiş gibi birden bire sokaklara döküldüler. İlla ki Tahran yönetiminin baskıcı uygulamalarına karşı halkta birikmişlik vardır ama ne oldu da İran sokakları haftalardır bir türlü sükunete kavuşturulamadı? Batılı bir el halkı provake ediyor olabilir mi?
Nedense İran’daki sokak eylemleri bana gezi olaylarını hatırlattı. Günlerce Gezi Parkı’ndaki ağaç kesimini bahane edip eylem adı altında sokakları savaş alanına çevirmişlerdi. Masum ağaç eylemi birden hükümeti devirme eylemine dönüşmüştü. "Türkiye baskıcı AKP iktidarından kurtulmalıydı" Taksim meydanında atılan sloganlar “Doğayı sev yeşili koru” değildi. Batı o zaman da Erdoğan iktidarını devirmek için eylemciler arasındaki provokatörleri ile iş başındaydı. Neyse ki başarılı olamadılar. Allah muhafaza başarılı olsalardı “ARAP BAHARI” adı altında “DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK” getirdikleri Irak'tan, Libya'dan, Tunus'tan bir farkımız olmazdı. On yıllarca sürecek bir iç çatışmanın orta yerinde olabilirdik. Zaten yumuşak karnımız “KÜRT MESELESİ”ni sık sık kaşımalarının, deşip durmalarının sebebi de bu. Onlar her ne kadar “mazlum, ezilen Kürt halkının yanındayız” deseler de biz 2011’den bu yana Suriye’deki iç savaşta katledilen masum sivillerin ne kadar yanında olduklarını, ne kadar “KUCAK” açtıklarını gözlerimizle gördük.
Türkiye’nin dört bir yanını sarıyorlar farkında mısınız? Kuzeyde Ukrayna-Rusya savaşı, batıda Yunanistan’a kurulan ABD üsleri ve Atina yönetiminin provokasyonları, güneyde Suriye’nin kuzeyine kurulmak istenen terör devleti… Daha bitmedi, bir de Mavi Vatan var. Doğu Akdeniz’de bize karşı yedi düvel bir araya gelmiş durumda.
Halk arasında “ketenpereye alınmak” diye argo bir deyim vardır, bildiniz mi? İşte bizi tam anlamıyla ketenpereye almaya çalışıyorlar. Şu an için önlerindeki tek engel Erdoğan. Erdoğan’ı indirdikleri gün ABD ve Avrupa'nın zafer günü olacak. Sadece onların değil CHP, HDP, DEVA ve GELECEK partisi gibi içerideki iş birlikçilerinin de kazandığı gün olacak. Kaybeden ise sadece Erdoğan değil, yüzyıllardır bu topraklarda kardeşçe yaşayan Türkiye halkı olacak.
Batı’ya sesleniyorum, “KİRLİ” ellerinizi üzerimizden çekin. Biz doğuluların sizin getireceğiniz ne “DEMOKRASİ”ye ne de “ÖZGÜRLÜK”e ihtiyacımız var.