Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Erdoğan: 'SKM'leri kurun, seçimi yapıyoruz!' Altar'ın oğlu Tarkan'lar ve Soylu meselesi!
Talat Atilla
YAZARLAR
20 Şubat 2023 Pazartesi

Erdoğan: 'SKM'leri kurun, seçimi yapıyoruz!' Altar'ın oğlu Tarkan'lar ve Soylu meselesi!

Aldığım bilgi ve izlenimler, iktidarın depremden dolayı yaşadığı med-cezir'leri bitirdiği yönünde.

Daha önce defalarca yazdığım iyi parti temasları dahil bir çok alternatif deneyimler, kafa karışıklığı derken, seçimi zamanında yapmaya karar verdiler. Bugün- yarın depremden zarar gören bir kaç ilde enkaz-kurtarma çalışmalarının sonuna geldiğini ilan edecekler.

Erdoğan'ın "Seçim koordinasyon merkezlerini kurun!" talimatı verdiğini ögrendim.

Bu talimat artık öngörülen seçim takviminin değişmeyeceğinin gayri resmi bir belgesi olarak görülebilir.

İktidar cephesinin depremden önce hazırda tuttuğu ama faaliyete geçirmediği SKM'ler bugünden itibaren faaliyete geçiyor.

Erdoğan, seçimlerin kült bir karakteri.

Karşısına çıkacak en muhtemel aday Kılıçdaroğlu'nun seçim kazanma makinası olan rakibine karşı birden fazla kozu olduğu söylenebilir.

* 20 yılın yıpranma payı.

* Ankara-İstanbul belediye başkanları'nın sosyolojik tabanları.

* Ve iktidara "Asla oy vermem! " diyen yeminli cephe.

Kapışma büyük olacak!

* * * *

ALTAR'IN OĞLU TARKAN'LAR VE SOYLU MESELESİ!

Etrafı kolaçan edince hepimiz görüyoruz ki...

Deprem felaketi bile siyasetin PR aracı, ayrışmanın öznesi haline getirildi.

Kahredici bir fotoğraf bu.

"Deprem, daha iyi yönetilebilirdi!" dediğiniz an, "Vayyy, iktidara çakıyorsun ha!.."

"İktidar elinden geleni yaptı. Deprem çok büyüktü!" diyene, "Seni gidi iktidar yalakası!" demenin haysiyet dozu muhataplarına ait bir mesele.

Bu kavgaları yaparken, "sizin betonun altında ezilerek, donarak, boğularak ölen insanlara hiç mi saygınız yok!" sorusuna yanıtı tarih verecek.

Erken verilen yanıtınızı duyuyorum!

- Kes sesini! Zaten bunun için saldırıyoruz!

+ O kes sesini diyen dilini yerine koy, ve dinle!

- Dinlemiyorum!

+ O zaman sana değil, tarihe yazıyorum...

* * * *

Afet yönetimini eleştirmek herkesin ana sütü gibi hakkıdır. Hatta bu yapıl(a)amıyorsa o ananın sütü helal de olmayabilir ama.

Afeti ellerini ovuşturarak "Yaşasın, enkazın altında iktidar kaldı!" duygusuyla, bi de şuradan çakayım demenin, seçmeni negatif etkileme potansiyeline sahip olduğunu hiç kimse görmüyor mu?

Maalesef bir empati delisiyim.

Terör örgütlerini bile "Ne istiyor?" diye dinlemeye, anlamaya çalışırım.

Terör örgütleri "Şu Süleyman Soylu mahvolsun, sürünsün! " dese, bunu anlayabilirim!

Köklerini kuruttu!

Ama aynı iştahı, muhalefet partilerinin bir kısmı ve bu partilerin gençlik kollarına dönen medyanın bir bölümünde görmek çok düşündürücü...

* * * *

Türkiye'nin şaşkın şaşkın "Ne oluyor?" dediği an, depremde en üst düzeyde alarm ilan eden Süleyman Soylu mu suçlu gerçekten?

Kelimenin yarısını alıp, yarısını makaslayıp "Gördünüz mü ahali, sadece İstanbul'a hazırlanmışlar, öyleyse vurun!.. "

Bu ne şimdi?

Kelimenin diğer yarısı çıkınca, sen yarım kalmadın mı arkadaş?

"Erdoğan ana kolon. Ondan sonra iktidarın bir kaç taşıyıcı kolonundan birisi de Soylu. Onu kesersek, iktidarı çökertiriz! " denilse...

"Açık sözlü ve iki yüzlü olmayan bir siyaset pratiği. Bu da bir tercihtir " der ve anlayabilirim belki ama bu alt dilin saklanması sırıtıyor.

Hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değil.

Soylu da...

İktidarın bir çok üyesi gibi üslubundan tutun, icraatlarına kadar eleştirilmeye layık onlarca eksiği kusurları sayılabilir ancak...

Başta terörle mücadelede gösterdiği başarılarla ilgili tek kelime yazmayacaksın, konuşmayacaksın.

Ama deprem-sel-felaketi dinlemeden her pusudan ateş edeceksin!

O zaman dinle arkadaş!

Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu coğrafyanın temel taşlarından Alevi 6-7 Vali ve İl Emniyet Müdürü'nün Soylu döneminde atandığını biliyor muydunuz?

Bilmiyorsanız, ögrendiniz!

Yazmaya değer değil mi, ya da değil miydi?

Uyuşturucuya karşı reel başarı ve mücadelelere sırt çevirip, "Devlet uyuşturucu işi yapıyor" gibi ucube ötesi iddiaları bir de alkışlayacaksın, öyle mi kardeş!

Yakıştı mı?

Hadi Soylu'yu kenara koyalım.

Terörle mücadelede gelinen aşamaları yazıp; devlete, millete, güvenlik güçlerine moral vermek de hiç aklınıza gelmedi mi?

İyi işler yapınca yaz(a)madığın siyasetçinin, sadece kötü işlerini yazmanın inandırıcı ol(a)amıyacağını bilecek zekanız olduğunu tahmin ediyorum!

* * * *

Fracture- Cinayet Gecesi filminde “Yeterince yakından bakarsan, sen de her şeyin eninde sonunda kırılacağı zayıf bir nokta bulursun.” der, Anthony Hopkins...

Dürbünlerin merceği bir ucuyla yakını, diğer tarafıyla uzağı gösterir!

Hiç değilse iki cepheden de bakmak bu kadar zor mu(ydu)?

Mesele mahalle baskısı mı?

Öz bilincinizden daha mı önemli

mahallenizin baskısı?

Şayet öyleyse orası mahalle değil, zındandır!

Mahalle deyince karşı mahalle buradan iyi mi?

Yoooo!

Oranın farkındalık mekanizması da yanlışa ayarlı!

70 yaşında bir liderin Ankara'dan İstanbul'a 450 kilometre yürümesiyle dalga geçeceksin!

İyi parti'ye can simidi atan siyasetini küçümseyeceksin!

Oyu çok olanlar sanki bir şey yapmış gibi, Gültekin Uysal'ın mezardan çıkarıp masaya oturttuğu, sağın hafızası DP'ye "Oyun az!" diye burun kıvıracaksın!

Sıfırdan yüzde 14'lük parti yapan Meral Akşener'e her gün yükleneceksin!

Bizzat Süleyman Demirel'in önünü kestiği, önünü kesen aynı akrabaları zorda kalınca, evini satıp onlara yardımcı olan İlhan Kesici'ye

"Ha, o mu? Tüm zamanların Başbakan adayı!" diye müstehzi tonlamalar yapacaksınız!

Ne istiyorsunuz?

Yunanistan'dan siyasetçi mi ithal edelim!

Nedir bu kin, öfke?

Nereye gidiyoruz?

Bu bilinmez, bu gidilen yolun tekin olmadığını gerçekten görmüyor musunuz?

Kimi gözü kapalı "Gideceğin yere beni de götür! " diyor.

Kimisi, Gümüş Eyer filminde Tarkan'a yol tarif eden yaşlı kadının "Ne yiğitler gitti de, geri dönmedi!" repliğindeki gibi cadılardan korkup, mahallesine kazık çakıp oturuyor.

Ben Ankara Kalesi'nin dibinde, sıradan bir gecekonduda doğmuşum...

Anladığım kadarıyla her iki mahalle sakinleri, küllüyen Altar'ın oğlu Tarkan'lardan oluşuyor.

Eyvallah, olabilir de...

Ama burnumuzun direğinin kırıldığını söylememe müsade edin!

İki mahalle de fena kokuyor!

Yıkılmayacak, kokmayacak bir mahalle inşaa edelim beraber.

Ama önce o iki ucu keskin kılıçları yere bırakalım!

Lütfen!

Issız Adam'ın en sevdiğim repliği final olsun...

"Karda donmak üzeresin, uyumak tatlı geliyor ama ölüyorsun, farkında değilsin!.."

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Osman AYDIN
 20 Şubat 2023 Pazartesi 16:01
Tesekur ederim sayin TALAT ATILLA GUZEL DILE GETIRMISSINIZ CAKALLAR TILKILER MEYDANLARDA DOLASMAYA BASLADILAR ACABA BIR YERDEN BIR SEY KOPARABILIRMIYIZ DIYE AMA MERAK ETMESINLER ALTARIN OGULLARI DAHA OLMEDI RABBIM OMURLERINI UZUN ETSIN BUGUN DE DEPREM BOLGESINDELER DAHA YAPACAK COK ISLERI VAR BU BADIREYIDE ATLATACAGIZ INSALLAH BUTUN DEPREMDE HAYATINI KAYBEDENLEREALLAHTAN RAHMET YARALILARA ACIL SIFALAR TUM TURKIYE YE BASSAGLIGI DILIYORUM HEP BIRLIKTE YARALARI SARACAGIZ BENIM SOZUM SU ZENGININ ELI TUTULMAZ FAKIRIN CEBI KUCULMEZ YARDIMLARIMIZI ESIRGEMEYELIM SAYGILARIMLA
 Misafir
 20 Şubat 2023 Pazartesi 13:01
Büyük duadır; "Allahım sen affedicisin affetmeyi seversin bizleri de affet..." Her halimizle affedilmeyi haketmek gerek. Kamu yönetimi dürüstlük, liyakat, erdem gerektiriyor... Sevgili T. Atila, tespitlerin güzel, çirkin olan herkesin başkasını suçlaması, küçük görmesi... Bunu kasten yapanlar ise kendi boğulacak çukurlarını genişletiyorlar... Saygıyla Dr. Cengiz Özdiker
 Tek gidiş
 20 Şubat 2023 Pazartesi 10:50
Seçim uzadıkça geciktikçe mevcut yönetenler kısalır, gidişi o kadar çabuklaşır.
 Misafir
 20 Şubat 2023 Pazartesi 08:54
Ha gayret çok ihtiyacımızvar
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime