2009 yapımı mr. nobody filminden.
"Eğer patates püresi ile sosu karıştırırsan sonsuza dek ayıramazsın. Baba'nın sigarasından çıkan duman bir daha asla içine dönmez!."
Dönmedi de!
Ne sigaradan çıkan duman.
Ne beton altında kalan, aralarında Betül Çoban Çakır, Bedrettin Çakır, Pelin Boyrazoğlu, Bilal Yılmazlar, Ahmet Eyüp Türkaslan'ın da olduğu şimdilik 36 bin kişi evlerine dönemediler.
Şimdilik diyorum çünkü enkazların büyük bölümü henüz kaldırılmadı.
Bu karton evleri yapanlar, yapanlara göz yumanlar, bedel ödediler mi?
Ödemediler!
Genel ya da yerel, kimlerin bu katliamda payı varsa hesabını ödemeli!
Vatandaşa gelince, yediği yemeğin parası çıkışmayana, bulaşık yıkatan sistem!
Söz konusu muktedirse.
Kumdan kulelerle taammüden adam da öldürse 'Kader! diyor...
* * * *
Lokantada hesabı ödemeden tüyen arkadaşlarınız olmuştur!
Vaktiyle benim oldu!
Unutmuyorum!
9 kişinin çift pideli tereyağlı iskender, pilav üstü kuru fasulye, etli bamya, şehriyeli çorba, çoban salata, künefe, kola, ayran, sayısı belirsiz su ve soda hesabını bana ......!
Hesaptan yırtmak için önden biri kalkar gider. Sonra diğer kişi derken sona kalan dona kalır ya!
Diyelim son adam da kaçmak için kapıya hamle yaparken garson bağırır.
- Beyefendi pardon! Hesap!
Sen sağır numarası yapıp, daha da ilerleyince garsonun üslubu değişir!
- Hooop hacı nereye? Bilader hesabı unuttun. Alooo...
Sen topuk yaptığında, garson vitesi iyice yükseltir!
- ...... koduğumun çocuğu. Bi yakalarsam ........ !
Rahat olun, gevşeyin!
Hesap hep bize kalacak!
Çünkü sistem bağırıyor!
Fakirsin sen.. fakir.. fakir..
* * * *
Size özel bir haberim var.
Son anda bir değişiklik olmazsa, Depremin tersten lotosu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı'na vuracak gibi!
Hatay'da 10 bine yakın vefat, 20 binin üzerinde yaralı varken.
Başkan Lütfü Savaş'ın depremde
yüzlerce vatandaşın öldüğü Rönesans Rezidans müteahhidi hakkında“Kendisi idealist bir insan. Belediye bu işi yapanları, çok sorgularsa, onlara yazık etmiş oluruz.” sözleri CHP genel merkezine bomba gibi düştü...
Kılıçdaroğlu'nun, Savaş'ın sözlerine çok kızdığı, kendi Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bu açıklamasının, iktidara yönelik deprem eleştirilerinde önünü tıkadığına inandığı söyleniyor.
Depremde 3 gün ortadan kaybolduğu da iddia edilen Savaş'a, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun ima yoluyla "İstifa et!" dediğini ögrendim.
Tabi Savaş..
"Nayır... N'olamaz.
Siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum! " demedi!
Pekiiiii...
"Aman tanrım, göremiyorum... göremiyorum.. kör oldum!.."
demiş olabilir mi?
Lakin öyle de demedi...
İçinden "Tanrım ne kadar bedbahtım..." dese de.
Liderinin talebini anlamamış gibi davranıp, Gora'daki repliğe benzer şeyler söylemiş!
"Malı Arap Faik'ten alıyorduk. Karabük'te ikinci yükleme yapılıyordu. Adana'ya kadar da ben kullanıyordum kamyonu."
Velhasıl, Lütfü Savaş henüz ne yapacağını bilemiyor, vaziyeti kurtarmaya çalışıyor.
Dip not; Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı'nın istifası halinde, Hatay'ın yerel yönetimi iktidar partisine kalabilir.
Tablo şöyle.
İktidar partisi:38, CHP:30, MHP:11, İP:6, SP:1 ve BBP:1 meclis üyesine sahip.
Yani.
Cumhur:49 Millet:36
BAŞIMA NELER GELDİ, KİMSEYE DİYEMEDİM !
Ahmet Kaya'nın dizelerindeki gibi geçti hayatım.
Abartmıyorum.
Gerçekten öyle geçti.
Başıma neler geldi
sana diyemedim.
beni kaç kere vurdular,
adını söylemedim...
Kurşunlara gelirken arka mahallede
Düştüm de yerlere bir of demedim...
Hakkımda kaç tane dava açılmış vallahi sayısını bilmiyorum.
İstesem e-devletten ögrenirim ama canım sıkılır diye bakmıyorum.
Aklınıza gelen-gelmeyen tüm partilerle mahkemeliğim.
* * * *
Millliyet yazarlığımdan önce 10 sene Güneş Gazetesi’nde köşe yazdım.
Güneş'in son Ankara temsilcisiydim.
Gazetede bir genel yayın yönetmeni değişikliğinde, ısrarla teklif edilen genel yayın yönetmenliği teklifini kabul etmediğime patronun adamları şahittir.
Neyse.
Mobbing, gazetenin yayın politikasının değişmesi gibi rahatsız olduğum bir çok konudan dolayı gazeteden istifa ettim.
Güneş Ankara Temsilciliği'nin hemen yanındaki Cinnah Caddesi'ndeki noterden.
O dönem grubun ve gazetenin sahibi Ethem Sancak'a hitaben.
Yayın politikasını sert eleştiren bir istifa mektubuyla gazeteden ayrıldım...
10 yıl köşe yazdığım.
Ki arşivler şahittir.
Çalıştığım dönemde.
Güneş Gazetesi’ndeki özel mansetlerin yüzde 70'i bana aittir...
* * * *
Afedersiniz hangi geri zekalı yaptıysa..
Gazetedeki tüm yazılarım, mansetlerim, röportajlarım dahil hepsini internet ortamından silmişler!
Kurumuna, tarihe, şerefine ihanet eden biri olmalı bu.
"Seni bulcam oğlum!" diyordu ya filmde bir karekter.
Bulcam:))
İşte bu nobran zihniyet, iktidar partisinin köklerini de, hayatımızı da kemiriyor!
Aynı nobran yapı.
Diyanet TV'nin çektiği Mehmet Akif dizisindeki sahnemi de.
Diyanetin 5 yıldızlı mekanını "Allah israfı haram ediyor!" diye eleştirdiğim son derece nazik twiti bahane ederek yakmışlardı!
Düşünebiliyor musunuz?
Bir twit yüzünden oynadığım bölümü yakıyorlar!
Nerede Allah korkusu?
Hani bir kalbi kırmak kabeyi yıkmakla eş değerdi!
İktidarın içine çöreklenmiş bu nobran, münafıklık alameti taşıyan çetenin temel problemleri samimi olmamak...
* * * *
Teşbih de hata olmaz bir fıkra geldi aklıma...
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve sorar:
-Aranızda Müslüman var mı?
Korkudan kimse bişey diyemez. Birazdan yaşlı bir adam ayağa kalkar:
-Ben Müslümanım der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. Adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:
+Amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin der.
Yaşlı adam epey bir hayvanı kestikten sonra 'Ben yoruldum başka birini bul' der.
Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve sorar:
+ Aranızda başka müslüman var mı? Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar, imam:
- Ne bakıyosunuz ulan, iki rekât namaz kıldırdık diye hemen müslüman mı olduk?
* * * *
Durmadılar!
Milliyet'ten kovdular.
Yan?ı'dan kovdurdular.
CNNTÜRK'den istifa ettim.
Sigorta yapmadılar!
Paramı vermediler!
Tetikçiler bile tutuldu!
Nerelerde, ne engellemeler!
Olağanüstü bir şey olmazsa, kimseye hakaret, küfür etmem.
Tanıyanlar bilirler, inanmadığım bir şeyi de yazmam.
Elbette eksiklikler, hatalarım oldu. Olacak da. İnsanım ben.
Melek ya da robot değil.
Siyasetçilerden ziyade bazı gazetecilerle ilgili yazdığım yazı ve haberlerle ilgili eksiklik, "Keşke yazmasaydım" dediğim yazılarım elbette oldu.
Velhasıl.
Sadece haber yaptım diye..
Sağcısı-solcusu-milliyetçisi saldırdı.
Hani, nerede Allah korkusu?
Bana yapılan tüm haksızlıklardaki hak ve hukukumu muhataplarına haram ediyorum.
* * * *
Eyyy siz!
Şu kelimenin ağırlığını bilemezsiniz!
Şayet hak ediyorsanız.
Şayet tövbeniz yoksa.
Şayet gerçekten münafıksanız.
Size lanet ediyorum!
Devletin kayıtlarına geçen "Talat'ın işini bitirin! " diyene de...
Eline silahı verip "Talat'ı vur! " diyene de...
Beni haksız yere kovana da.
Bana haksız yere medyadan, oradan buradan saldırana da.
Saldır diyene de...
Şayet hak ediyorsanız.
Allah'ın Kahhar sıfatını gönderiyorum.
Dostlar...
Bi rahatlama geldi üstüme!
Nasipse görüşelim yine...
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
GÜNCEL
Sayfa başına git