Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
AB ÜYESİ ÜLKELERİN POLİTİKA ÜRETME YETERSİZLİĞİNİN AĞIR BEDELLERİ
Adnan Küçük
YAZARLAR
8 Kasım 2022 Salı

AB ÜYESİ ÜLKELERİN POLİTİKA ÜRETME YETERSİZLİĞİNİN AĞIR BEDELLERİ

Gerek Kovid19 pandemisi gerekse Rusya-Ukrayna savaşı neticesinde sair ülkeler gibi AB (Avrupa Birliği) ülkelerinin de ekonomileri ciddi hasarlara maruz kaldı. 

Pandemi süreci, tüm dünya genelinde yaşandığı, herhangi bir failinin mevcut olup olmadığı bilinemediği ve ABD de dâhil bütün ülkeler bu süreçten olumsuz yönde etkilendiği için, AB üyesi ülkelerin ekonomilerinin de pandemiden etkilenmeleri olağan görülmektedir.
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasında belirleyici aktörler Rusya ve ABD olmuştur. Hatta bu savaşta, tahrik edici ve birinci derecede belirleyici etken aktör ABD olmuştur. 
AB ülkeleri, Rusya-Ukrayna savaşında, Amerika’nın uyguladığı politikalar karşısında büyük ölçüde pasif kaldı, bu savaşın ortaya çıkması sürecinde kendi menfaatlerini öne çıkaran politikalar geliştirerek ortaya koyamadılar.

Bir devlet ya da uluslararası kuruluşun, kendilerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemeyen küresel ya da bölgesel olaylarla ilgilenmemeleri tabii olarak görülebilir. Fakat bazı ülkelerin, kendilerini doğrudan ilgilendiren, ekonomik, sosyal, kültürel vb. altüstleri yaşamalarına sebep olan hadiselere karşı edilgen pozisyon almaları, bir diğer ifadeyle başka ülkelerin belirledikleri politikalara karşı her türlü bedellere rağmen pasif tutum sergilemeleri, onların bütüncül, etkili politikalar üretme yoksunu olduklarını göstermektedir.
Rusya-Ukrayna savaşı, belli aktörlerin kontrollü yönlendirmeleri neticesinde ortaya çıktı. Bu savaştan elbette ki Amerika başta olmak üzere birçok ülke de etkilendi. Özellikle enerji fiyatlarındaki olağanüstü artışlar, ekonomilerde ciddi hasarlara yol açtı. Fakat AB üyesi ülkelerin uğradıkları hasarlar Amerika ve diğer ülkelerinkine kıyasla çok kapsamlı ve ağırdır.


Türkiye’nin Ukrayna-Rusya Savaşını Önlemedeki Aktivizmi
Türkiye Rusya-Ukrayna savaşının önlenmesi için, hem Amerika’dan hem de AB üyesi ülkelerden bağımsız olarak, kişisel inisiyatif almak suretiyle çok büyük çabalar sarf etti. 
Türkiye’nin inisiyatif almasının en büyük sebebi, bu savaşın, hem küresel ölçekte hem de Türkiye için meydana getirebileceği sarsıntılara mani olmaktır. Fakat ABD’nin bu savaşın çıkmasını kendi menfaatleri için zaruri görmesi sebebiyle, Türkiye’nin çabaları bu savaşın önlenmesi konusunda yetersiz kaldı.

Türkiye sadece savaşın önlenmesi için değil, devam eden süreçte sona erdirilmesi için de çok uğraştı. Türkiye, başka ülkelerin telkin ve yönlendirmeleri ile değil, bizzat kendisi inisiyatif alarak bu çabaları sarf etti.
Hatta aldığı bağımsız ve özgün inisiyatif sayesinde, Türkiye, Rusya ile Batılı ülkeler arasında diyalog kuracak tek ülke olarak rol oynamaktadır. 
Muhtemelen Türkiye’nin diyalogcu ve sorun çözücü politikaları olmasa idi, tahıl sevkiyatının yapılması mümkün ve muhtemel olmayacaktı. Bu da küresel ölçekte çok ağır sonuçları olabilecek gıda krizine sebep olabilecekti.
Nitekim, son günlerde Rusya’nın tahıl sevkiyatı sözleşmesinden çekildiğini açıklaması üzerine, Türkiye tekrardan inisiyatif alarak, tahıl sevkiyatı sözleşmesinden ayrılan Rusya’yı sözleşmeye taraf olmaya ikna etti. 
Türkiye’nin bu pozitif ve sonuç alıcı politikalar geliştirmesi, Türkiye’nin küresel ve bölgesel ölçekte ağırlığını artırmasını sağlamaktadır. Türkiye’nin bu etkili siyaseti, çok sayıda ülkenin takdirine de mazhar olmaktadır.

AB’nde İnisiyatif Alma ve Politika Üretme Eksikliği
Şu anda, ABD’nin kuyruğuna körü körüne takılan AB üyesi ülkeler, ABD’nin telkinleri ve yönlendirmeleri istikametinde Rusya’ya uyguladıkları ambargonun ağır bedeli olarak çok büyük enerji krizi ile karşı karşıyadırlar.
Muhtemelen yakın gelecekte enerji krizi toplumsal ayaklanmalara sebep olabilecektir. 
AB üyesi ülkelerin enerji yetersizliğini acilen çözebilecek formülleri de henüz yoktur.
Bütün bu sorunlara bir de Ukraynalı göçmenler eklenmiştir. Amerika ve diğer küresel güçlerin, ülkelerinden, yerlerinden, yurtlarından ettikleri Ortadoğu, Afrika vd. bölgelerden kaçarak sığınmak isteyen milyonlarca göçmeni reddederek, açlığa, ölüme terk eden, bir kısmının denizlerde boğulmasına seyirci kalan AB üyesi ülkeler, kendilerinden olduğu için milyonlarca Ukraynalı göçmeni doyurmak ve barındırmak zorunda kalmıştır. 
Ukraynalı göçmenlerin yükledikleri ağır maliyetler, hayat pahalılığına eklendiğinde, AB üyesi ülkelerde toplumsal rahatsızlıklar çok daha artabilecektir.
Güçlü Batılı ülkeler, Ukrayna-Rusya savaşının önlenmesi için inisiyatif alabilirlerdi. AB’nin, kurumsal ve etkili bölgesel güç olarak inisiyatif alamsı neticesinde, karşılıklı kısmi tavizlerle bu savaş önlenebilirdi. 
Bir diğer ifadeyle, AB üyesi ülkeler, Türkiye’nin aldığı inisiyatifin bir benzerini etkin bir şekilde alsalardı, ya bu savaş hiç başlamaz ya da daha başka sonuçlar ortaya çıkabilirdi.
Amerika’nın tuzu kuru. Her ne kadar, savaşın olumsuz sonuçlarından kısmen etkilense de, AB ülkelerinin etkilendiğinin onda biri kadar etkilenmiyor. Savaşın olumsuz etkileri toplumda kısmen bazı hoşnutsuzluklara sebep olsa da, Avrupa’dakine kıyasla cüz’i kalıyor. 
Muhtemelen Amerika’da yönetim Kasım 2022’de yapılacak Temsilciler Meclisi (üyelerin tamamı) ve Senato (üyelerin üçte biri) seçimlerinde Kongre’de çoğunluğu kaybederek bu bedeli savuşturacaktır. Dünyanın açık ara en büyük ekonomisine sahip olan bu ülke, bir şekilde toplumsal tepkilerin gazı alabilecektir.
AB’deki politika eksikliği ve AB’nin çıkarlarını hesaba katmayan ABD politikalarının Avrupa’ya ödettiği bedeller o kadar ağır ki, kış yaklaştıkça enerji eksikliğinin vereceği zararlar yoğun bir şekilde karabasan gibi gündeme gelmektedir.
Bir yandan enerji bulunamıyor, diğer yandan da mevcut enerji maliyetleri yüzde yüzün çok üzerinde artış gösteriyor. Enerji fiyatlarındaki aşırı artışlar, hemen hemen bütün ürünlerde üretim maliyetlerinde tahammül edilemeyecek düzeylerde artışlara sebep olmaktadır.
Bütün bunlar, muhtemelen kış döneminde Avrupa’da hayatı büyük ölçüde çekilemez hale getirecek gibi görünüyor.
Nitekim bu ağır bedellerin yaşanacağını şimdiden sezen bazı Batılı ülkelerin varlıklı vatandaşları, Avrupa’da soğuktan donmamak için, Kış mevsimini Türkiye’nin güneyinde geçirmek için rezervasyonlar yaptırıyorlar. Şimdiden on milyondan fazla kişinin rezervasyon yaptırdığından söz ediliyor.
Şimdiden çoğu Avrupa ülkelerinde sokak eylemleri meydana geliyor. İnsanlar hayat pahalılığını, enerji kıtlığını şiddetli bir şekilde sokaklara dökülerek protesto ediyorlar.
Bu günler daha Avrupa’nın iyi günleri sayılır. 
Enerji yetersizliği sebebiyle bazı fabrikaların kapanması, insanların evlerinde ısınamaz hale gelmeleri, cadde ve sokakların, meydanların karanlığa bürünmesi, marketlerde alınacak ürünlerin bulunamaması ya da fiyatların çok yüksek olması vb. hadiseler toplumsal tepkilerin çok daha şiddetlenmesine sebep olabilecektir. 
Bir hususa daha temas etmek istiyorum.
Üst düzeyde refahın mevcut olmadığı ya da kanaat ve iktisat kültürünün baskın olduğu ülkelerde refah kaybının meydana getireceği toplumsal tepkiler kısmen zayıf kalabilmektedir. 
Ama en üst düzeyde tüketime alışmış Batılı toplumlarda, kanaat ve iktisat kültürü oldukça zayıf olduğu için, bu savaş sebebiyle ortaya çıkacak refah kayıplarına verilecek toplumsal tepkiler, iç karmaşalara sebep olabilecektir. 
Hatta demokrasi içinde yaşanan çaresizlikler, ödenen ağır bedeller, bütün bunlara bağlı olarak yaşanacak şiddet içerikli eylemler ve toplumsal karmaşalar, tepkisel olarak aşırı sağ/faşist eğilimlerin yükselişine, bazı ülkelerde faşist partilerin iktidara gelerek Hitlervari lider kişiliklerin ortaya çıkmasına, bütün bu gelişmeler neticesinde bazı yönetimlerin otoriterleşmesine sebep olabilecektir.
Bu vesileyle, AB üyesi ülkeler, Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde ortaya koydukları zayıflık ve politika eksikliklerinin bedellerini çok ağır ödeyeceğe benziyor. 
AB üyesi ülkeler, ABD’nin kuyruğuna takılma siyasetini terk ederek kendi çıkarlarını öne alan müstakil politikalar üretmedikleri müddetçe, kanaatimce daha çok bedeller öderler.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ADNAN METİN
 9 Kasım 2022 Çarşamba 22:59
YÜREĞİNİZE SAĞLIK SAYIN HOCAM KOLAY GELSİN. SELAMÜNALEYKÜM.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime