Konuya tarih penceresinden bakan Yılmaz Özdil yazısının sonunda, "Dik durup eğilmeyeceğimiz konusunda ben ikna oldum yani" dedi.
YILMAZ ÖZDİL'İN YAZISI ŞÖYLE:
Nato veto filan
Yine böyle mayıs ayıydı.
Ilık bir bahar aks?amıydı.
Ankara'daki ABD büyükelçilig?inin bahçesindeki koltuklarda seçkin misafirler oturuyordu.
Sinema perdesi kurulmus?, ıs?ıklar kapatılmıs?tı.
Celal Bayar, Adnan Menderes, iktidardaki Demokrat Parti'nin bakanları, ellerinde kadehler, suratlarında gururlu birer gülümseme, film seyrediyorlardı. Bas?rolde, cumhurbas?kanımız vardı.
ABD başkanı Eisenhower çag?ırmıs?, Celal Bayar derhal uçakla İngiltere'ye gitmiş, oradan yola çıkan Mauretania isimli gemiye binmiş, ABD'ye varmıştı.
Ike lakabıyla tanınan general bas?kan, bizim cumhurbas?kanını Beyaz Saray'da ağırlamış, burada yaptıg?ı tarihi konus?mada “Türk milletinin istikbalini alakayla takip etmemiz gerekiyor” demis?ti!
Sonra “hadi gez dolas? biraz” diyerek, altına özel uçag?ını vermis?, New York, San Francisco, Los Angeles, Chicago, Las Vegas, tam bir ay boyunca, 24 eyaleti avantadan gezdirmis?ti.
Bizim cumhurbaşkanının her gittiği şehirde o gün dümenden “Türk günü” ilan ediliyordu, sayın basınımız o zamanlar da yalakaydı, “reisicumhurumuz el üstünde tutuldu, bas?tacı yapıldı” mans?etleri atıyordu, “dünya lideri” olduğumuz anlatılıyordu!
Reisicumhurumuz tam 41 gün süren gezisinden sonra yurda döndüğünde, I?stanbul ve Ankara'da davul zurnalarla kars?ılanmıs?tı.
ABD'nin o zamanki Ankara büyükelçisi Avra Warren, bu seyahati siyah-beyaz kaydetmis?, elçiliğin bahçesine sinema perdesi kurmus?, alayını toplamıs?, ıs?ıkları kapatmıs?tı.
“The film” böyle bas?lamıs?tı.
Duygusal sahnelerle dolu bu sürükleyici filmin, başbakanımız ve bakanlarımız tarafından en çok alkışlanan sahnesi, madalya töreniydi.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ