TURKTIME / Bir siyasal tartışmadaki can alıcı mesele, gerçeklerden ziyade algılama ve yorumlamadır. Algıyı ve yorumu etkileyen ise değerler ve normlardır. Değerler ve normlar ise siyasal tartışmalarda olanı anlamakta merkezi öneme sahiptir.
Ülkemiz, görünüşe göre halkın temsilcileri tarafından yönetilen anayasal bir demokrasiye sahip. Uygulamalara baktığımız zaman ise yapılanlar pekte demokratik devletlerde olduğu gibi değil.
Örneğin yürürlükteki anayasa, vatandaşlara ifade ve örgütlenme özgürlüğünü vermekte. Ancak uygulamalara bakıldığında, ülkede ilan edilmemiş bir sansür ve muhalefet için daralan bir alan var. Ekonomi ise, yüksek işsizlik, yoksulluk ve enflasyon ile neredeyse dizlerinin üzerinde.
Siyasal gücü elinde tutanlar ise, toplumun, tüm bu olumsuzlukara rağmen her şeyin iyi durumda olduğuna inanmasını istiyor.
İKTİDAR LEHİNE ALGI YARATMAK
Siyasi iktidar adına açıklama yapanlar, önemli olanın gerçeğin değil, kamuoyundaki algının olduğuna inanıyor. Bu nedenle açıklamalarındaki vurguları, gerçekle ilgili değilde, siyasal iktidarın lehine bir algı yaratmak.
Evet kısa vadede böyle bir yaklaşım, iktidarı elinde tutanlarların yararına olabilir. Bununla birlikte, bu yaklaşım uzun vadede, ülkeye ağır zarar verme potansiyeline sahiptir.
Çünkü gerçekler kendini hissetirmeye başladığında, toplum, bu durumun olumsuz sonuçlarıyla başa çıkmakta zorlanacaktır.
Siyasal söylemler, sert gerçeklerle yüzleşmekten ise, topluma çekici gelen popilist anlatılar sunmaya kaymış durumda.
Bu kötü düşünülmüş propagandanın doruk noktası, iktidar sözcülerinin toplumun yakında ilerleme ve refahın zirvesine çıkacağını ilan etmesidir; ülkedeki durumun pembe bir resmini çizmektedirler.
Böylesine kötü düşünülmüş bir yaklaşım, ülkenin güvenliği ve halkın refahı için tehlikeli sonuçlara gebedir. Propaganda saldırıları ve muhalefet liderlerini şeytanlaştırılması kesinlikle işe yaramayacaktır.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK
Unutmayalım iktidarı elinde tutan siyasal anlayış, ekonomik, idari, adli ve sosyal hastalıklardan kurtulmak için basit ama çekici bir söylem temelinde iktidara gelmişti. Yolsuzluklar ortadan kaldırıldığında ülkenin sorunlarının çözüleceği, ilerleme ve refahın artacağı söylenmişti.
Yolsuzluk kuşkusuz önemli bir sorundu ve olmaya da devam ediyor, ancak gerçek çok daha karmaşık. Bu nedenle, şeffaf ve hesap verilebilirliğin mümkün olduğu bir anlayışa dönülme çabaları desteklenmeli.
Sorunların çözümünde köklü bir değişikliğe gidilmedikçe, sorunların kalıcı çözümü mümkün olmayacaktır.