Amerika’da, Avrupa’da, Afrika’da daha daha Dünya’da küresel ekonomik kriz derken istesek de istemesek de bizde de ekonomik bir sorun var(!)
Bu sorunun neresindeyiz?
Bu sorun kime göre var?
Bu sorunun kaynağı ne?
………..
Gibi pek çok sorunu siyasi çekişmenin ötesinde ele alabilirsek o zaman sokakta ki vatandaşın, küçük ölçekli esnafın, emeklinin hatta işsiz gençlerin ne demek istediğini daha iyi anlayabiliriz.
………………….
İsterseniz ekonomik çıkmaz sokaklara girmeden sağlık meselesi ile başlayıp işi buralara getirelim.
Farkında mısınız Amerika belki Trump’dan sonra Başkan Joe Biden ile insanlığı yatağa mahkum eden koronavirüs ile mücadele stratejisini değiştirirken Avrupa yeniden empüte oldu(!)
Hollanda’ya bakıyoruz.
Hollanda'da geçici hükümet, yeni tip koronavirüs salgınında artan vaka sayılarının önüne geçebilmek için 3 haftalığına "kısmi kapanma" ya gidildiğini açıkladı.
Sinemalar, tiyatrolar ve konser salonlarındaki sanat ve kültür gösterileri için zorunlu kapanış saati uygulanmayacak. Profesyonel ve amatör spor müsabakalarına seyirci alınmayacak. Evden çalışma ve sosyal mesafe uygulaması devam ederken, evlerde en fazla 4 misafir kabul edilecek
……………
Niye? Ne olmuş Hollanda’da.
Son 24 saatte pozitif vaka sayısı 11 bin 727'ye ulaşmış.
Ülke alarma geçmiş.
………..
Ağlar mısın güler misin?
Bizde Bakan Koca’nın son açıklamalarında günlük vaka sayısı 20 binlerin hiç altına düşmedi ki.
Hollanda da günlük ölüm oranları en iyi hesaplama ile bizdekinin yarısından yarısının daha da azı.
Bizde her gün bur uçak düşmesi gibi, bir İzmir depreminde hayatını kaybedenlerin sayısı gibi insanımızı toprağa veriyoruz.
Sonucunda da normalleşmenin ötesinde kapalı günlerin acısını çıkarmak için birbirimiz ile yarışıyoruz.
Ne mi demek istiyorum?
Kim korkar ölümden.
Atın ölümü arpadan olsun canım!.
………….
Şimdi diyeceksiniz ki dünyanın ekonomik krizinden, Türkiye’de ki ekonomik kaosu yazarken ne alaka bu ölüm sayıları?
Özünde o kadar bir alakalı ki.
Tabii anlayana.
Dahası anlamak isteyene.
Amerikalı ekonomik krizi yaşayabilir.
Avrupalıda yaşayabilir.
Ama biz ya-şa-ya-ma-yız.
Çünkü biz dünyalı değiliz(!)
………..
Şimdi ülkede ekonomik kriz var mı yok mu?
Var diyenler yerden göre kadar haklılar.
Evimize, iş yerimize gelen fatura ve vergiler aldığımız maaşın ya da kazandığımız paranın karşılığı değil.
Hele hele buna dövizde yaşanmamış tarihi rakamları, yakıt zamlarını filan eklerseniz kağıt üzerinde yaşamıyoruz ölmüşüz.
……………..
Peki bu ülkede ekonomik kriz yok diyenler haksız mı?
Vallahi onlarda yerden göğe kadar haklılar.
Krizin ölçüsü rakamlar değil mi?
TÜİK rakamlarını kastetmiyorum.
Piyasa rakamlarından söz ediyorum.
Bu kriz(!)de peynir ekmek gibi ev satışları sürüyor.
Yabancının aldığı konut sasıyı azalsa da yerli ev almaya devam ediyor.
Otomobilde durum ne?
En lüksünden ikinci ele piyasada araç yok.
Satanlar yok satıyorlar.
Cep telefonu satışları nasıl?
En lüksünden, beşinci el telefon satışı yapanlardan iflas edip dükkanını kapatan yok.
Hele hele lüks en son model cep telefonu satan mağazalarda satış elamanlarının önünde iki kişi üç kişi sıra bekliyor.
Hafta sonu Anadolu’da en lüks kafelere restoranlara baktım.
Oto parklarında yer yok.
İçeriye girin boş masa bulunmuyor.
……………
Her kesimden insanımız ile bir bir samimi sohbetlerde bulunuyoruz.
“Bittik öldük” diyene de inanmak istiyorum.
“Çalıştıracak işçi bulamıyorum iyi ki şu Suriyeliler var” diyeni de ağzım açık dinliyorum.
……….
Peki bu millet ekonominin neresinde?
İktidar ya da muhalefet ağzı ile konuşmayın.
Yaşanmışlıklar ile beni bir aydınlatın.
…………..
Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış. Sonra:
– Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim?
Hoca ne yapsın?
– Haklısın, demiş.
Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş:
– Haklı değil miyim?
Hoca:
– Vallahi çok haklısın, demiş.
Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış.
– Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu?
Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp:
– Hatun, demiş, sen de haklısın!
……………
Bizde sokakta, sanayide, kafede, kaldırımda… kiminle konuşsak herkes haklı.
Haksız olan bir kişi var o da biz….