İyi Parti genel başkanı
Meral Akşener'in son yıllardaki siyaset yapma pratiğini,
Jan Mc Keithen'in "
Kararlılık keskin bir bıçağa benzer, keskin ve düzgün keser, kararsızlık ise kör bir bıçak gibidir, kestiği her şeyi parçalar ve yırtar." sözleriyle özetleyebilirim.
Meral Hanımın uzun süredir kafası karışık. Yıkmadığı ne masa ne sandalye kaldı.
6'lı masadan kalkmak bir iradeydi, doğru. Peki, geri dönmenin adı neydi?
Muhtemel ki, tüm suç onun değil ama bir lider olarak tüm sorumluluk kendisine ait değil mi?
Tam burada maziye beraberce gidelim, sonra konumuza döneriz.
Vaktiyle, eski Başbakan Tansu Çiller'le röportaj sonrasında çay-kuru pasta eşliğinde sıcak, hatta geyik bir muhabbet yapıyordum.
İri gözleri, tüm sevimliliği ile o gün keyfi çok yerindeydi.
Biraz da bu halinden cesaret alarak "Sayın Başbakan, sizi dirayetli ve cesur buluyorlar ama mesai arkadaşlarından çok siyasetçiyi de harcadı diyorlar!" dedim.
Ben çay, kendisi de şimdi hatırlayamadığım, çayın dışında başka bir şey içiyordu...
Bana "Ah, sen neler çektiğimi bilmiyorsun!" bakışlarıyla, "Sırtımdaki hançerleri ben biliyorum. Göreve getirdiklerimden kimlerin bana ihanet edip, etmediğini niye sormuyorsunuz?" diyerek, bir soru da o sormuştu bana.
Tahmin etmediğim pası göğsümde yumuşatıp sordum;
"Kimler ihanet etti size?"
"Kurnazlık yapıyorsunnnn..." diyerek tatlı bir tonlamayla tebessüm etti.
"Estağfurullah. Merak ettim" yanıtıma beklediğimden de uzun yanıtlar verdi.
Anekdotlar anlattı.
Robot resimler çizdi. Çiller'in isimlendirmediği ama siluetlerini belirgin olarak çizdiği bu robot resimler ve anekdotları dinleyince, empati yapmamak, Tansu Hanıma hak vermemek mümkün değildi.
Bu geriye dönüşü yapmamın nedeni, acaba Meral Akşener'in de Çiller gibi anlatamadıklarını duymuş olsak, bu ağır med-cezirlerini kenara bırakıp, kendisine hak verir miydik bilemiyorum ama...
Görünenler itibariyle sorumluluk Akşener'e ait olduğu için kriz yönetiminin başarısız olduğu ortada.
Aldığım net bilgilere göre İyi Parti genel başkanı Meral Akşener, 30-40 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu talep etti.
Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra Akşener, talep ettiği randevuyu iptal etti. Bu iptalin gerekçesini ve Akşener'in Erdoğan'la hangi başlıklarla görüşmek istediğini bilmiyorum.
Bundan sonrasını ancak bir kulis bilgisi olarak yazabilirim.
Yani, Akşener'in önce Erdoğan'dan randevu talep ettiği, sonra bu talebini iptal ettiği kesin.
Bundan sonra yazacaklarım kulis bilgisi olacak.
Akşener, Erdoğan'dan partisinden istifa etme hazırlığında olan milletvekillerini AK Parti'ye almaması için ricada bulunmak istemiş ama sonradan vazgeçmiş.
Bir başka kaynağım da bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Akşener'e randevu vermesi gecikince, Akşener'in kızgınlıkla randevuyu iptal ettiğini belirtiyor.
Bundan sonra ne olacak derseniz?
Akşener, Erdoğan'dan yakında bir randevu daha talep eder ve görüşürler diye öngörüyorum!
SİNEMA VE MÜZİK
Okurlarımdan bilenler vardır.
Siyasetin yakıcı havasından oksijen almak için severek yaptığım sinema ve müzik hobim var.
Şimdiye kadar Aylan Bebek, Beklenmedik Hayat (Türk-İsveç ortak yapımı) ve Canım Dayım filmlerinin yapımcısı ve oyunculuğunu yaptım.
Ayrıca 16 güfte yaptım.
Bu güftelerimin bir bölümü Aydın Sarman ve Hüseyin Bitmez tarafından bestelendi. Elbette söz yazarı Cengiz Altınsoy'un da katkılarıyla.
Nasipse, single olarak çıkmasını bekliyorum. Son güftem "Götür beni buralardan" müzik dünyasının efsane bestecisi Burhan Bayar tarafından bestelenecek.
Büyük usta Burhan Bayar tamam dedi.
GÖTÜR BENİ BURALARDAN
Dumanın tütüyor yüreğimde
Canım yanıyor bu yangınlardan
Bırakma beni yaban ellerde
Gel götür beni buralardan
Dünya gözüyle son kez görmeden
Bu aşkı kimse ortadan bölmeden
Vakit varken daha ölmeden
Gel götür beni buralardan
Ağlarken bir görsen beni
Belki o zaman anlarsın halimi
Durma öyle yabancı gibi
Gel götür beni buralardan
DEPREM FAKÜLTELERİ KURULSUN
Yıllardır tekrar ediyorum.
Yazıyorum, söylüyorum.
Türkiye'de artık deprem fakülteleri kurulsun. Türkiye ağır bir deprem kuşağında.
Bu önerimi Yalçın Bayer ve Hande Fırat'ın dışında yazan tek gazeteci olmadı.
Bu önerime bir tuğla da siz koyun lütfen.
Ahmet Hakan'dan Ali Karahasanoğlu'na...
Fehmi Koru'dan Tamer Korkmaz'a kadar tüm gazetecilerden rica ediyorum.
Bunun onuru da sizin olsun.
VELHASIL: Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz. - Herakleitos
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!