Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ALAMETLER SURESİ
M. Kürşat Türker
YAZARLAR
22 Şubat 2024 Perşembe

ALAMETLER SURESİ

 

                       Yedi kat yerin altından uğultular geliyor.

                      Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır.
                      Haram sevap oldu, sevap haramdır.
                      Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemir,
                      Çekin ki körükleri ateşe girdi demir.

                      Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır.
                      Duyuldu kim ölüm satılıp kâr edile,
                      Kendi kendilerin reddü inkâr edile ve duyuldu kabuğuna tık ettiği civcivin.
                      Duyuldu uykusundan uyandığı zincirinden başka kaybedecek şeyi olmayan devin.

                      Yedi kat yerin altından uğultular geliyor.
                      Medet yoktur, bakma geri.
                      Kantarma zapt eyleyemez oldu beygiri.
                      Çıkmış üzengiden, ayağı yok mu?
                      Kan sızar, şâk olmuş, dudağı yok mu?
                      Gider, böyle gider, dahi gider bu ateş yolların durağı yok mu?
                      Bu yol orda biten yoldur. «Türap olmak ne müşküldür...»

                      Çekin ki körükleri ocağa girdi demir.

                      Bir ateş külçesi düştü buzların ortasına.
                      Alâmetler belirdi, kıyamet alâmetleridir.
                      Haberdir, erişmekte kaynayan su galeyan noktasına.

 

                      Şair, bu şiirini 1939 yılında Sultanahmet cezaevinde yazmıştır ki Nazım Hikmet'in bu şiiri bizim geçkin solcularca da pek bilinmez..., Şiir; alegorik ve sembolik anlatım niteliği ile ve şairin pek de alışık olunmayan bakma biçimi ile ayrı bir yer ifade eder. Bir yanında tasavvuf ve kelam, bir yanında Marx ve Mao esintileri olan şiirde, civcivin sömürülen bireyle, yük çekenlerin kantarma yoluyla konuşmasının engellenememesi ile,  proleterlerin yumruğu özdeşleşmesi üzerine dev nitelemesi ile, kompradorların soğuk vicdanına düşen ezilenlerin hak arayış ateşi ile tam bir alegorik çeşitleme sunmaktadır. Ve fakat, en mühim ve kehaneti kendinden menkul sayılamayacak mısra ; " Ak kurt, kara tahtayı daha bir yol kemirir " dizgesidir. Zaman ötesi bir özdeşim çağrıştırır. Bu minvalde bir çeşitleme ile devam edelim...:

                     " Korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar. Geliyoruz, geleceğiz, yakındır. Kim nerede ne işliyor hepsini. Biliyoruz, bileceğiz yakındır." Aşık İhsani'nin " Yakındır " adlı türküsünden bir dörtlük...!

                      Nazım Hikmet ile başladık ve onun anlatımıyla sonlandıralım seyri;

                   " Varılacak yere kan içinde varılacaktır..., Ve zafer, artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime