Önce iyi haber:
Türkiye, e-devlet uygulamasında bir adım daha atıyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamaya göre 18 Aralık’ta kullanıma açılacak “E-Devlet Kapısı Projesi'' ile tek bir kapıdan tüm devlet hizmetleri alınabilecek.
Dediğimiz gibi, bu neresinden bakarsanız bakın iyi bir haber. Çünkü Bakan Yıldırımın da dediği gibi “Bu git-gel kapısı değil. Bu vatandaşın ayağına geliyor. Vatandaşın elinin altında” olacak.
Daha ne olsun?
Da;
Tam bu adımı alkışlayacakken bu kapıyı açanların neyi nereye açtıklarının pek de farkında olmadığını düşündürecek bir detaya takıldık.
Tam fıkra tadında…
e-devlet projesinin tanıtım kampanyaları yapılıyor, reklamlar veriliyor. Ancak bir internet kullanıcısıysanız, okuduğunuz gazeteden yaptığınız işlemlere kadar tercihiniz e-medya ise, yani bu kapıdan girmek için “hazır müşteri” iseniz, bu kampanya size uzak demektir.
Çünkü devlete e-devletle çağ atlatmaya çalışan çok sayın yetkililer, gazeteleri, televizyonları reklam için düşünürken nedense interneti unuttular!
Şaka gibi ama değil.
İyi haber dedik ya, eminiz kötü haberi merak ediyorsunuz. Belki fıkra tadında olduğu için fark etmediniz. Kötü haber buydu: e-devlet kapısının kolunu tutanlar, neyi tuttuklarından habersiz.
Peki bu ellerde bu kapı nereye açılacak?
Nasıl açılacak?
Ne kadar açık kalacak?
Neyi tuttuklarından habersiz eller Bakan Yıldırım’ın da ilan ettiği malumda olduğu gibi “gel-git” işlemezliği ile felç mi olacak?
Yoksa o eller fare doğuracak dağın işaret fişeği mi?
Eğer değilse, bu komedi nedir?