Turktime

Bilim, 700 yıllık sırrı aydınlattı: Tarihi cinayet gün yüzüne çıktı

Uluslararası bir araştırma ekibi, 1915’te Margaret Adası’nda bulunan iskeletin Árpád ve Rurik hanedanlarından Macsó Dükü Béla’ya ait olduğunu çağdaş bilimsel yöntemlerle doğruladı.
ABONE OL
Abone Ol
Bilim, 700 yıllık sırrı aydınlattı: Tarihi cinayet gün yüzüne çıktı
Haberler / Kültür
15 Kasım 2025 Cumartesi 12:48
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Macar bilim insanlarının öncülük ettiği projede, Budapeşte’de uzun yıllar kimliği tartışmalı kalan iskeletin Dük Béla’ya ait olduğu kesinleşti. Proje, ELTE TTK Antropoloji Bölümü’nden Tamás Hajdu’nun koordinasyonunda yürütüldü ve genetik analizler ELTE RCH Arkeogenomik Enstitüsü’nden Anna Szécsényi-Nagy ile Noémi Borbély tarafından gerçekleştirildi. Bulgular, Forensic Science International: Genetics dergisinde yayımlandı.

1915 yılında Margaret Adası’ndaki Dominiken manastırında yapılan kazılarda genç bir erkeğe ait iskelet bulunmuştu. Dönem kaynakları ve iskeletteki ağır travmalar, kalıntıların 1272’de öldürülen Macsó Dükü Béla’ya ait olabileceğini düşündürüyordu. Dük Béla, annesi aracılığıyla Kral IV. Béla’nın torunu, babası yoluyla ise Rurik hanedanına mensuptu. Ortaçağ kayıtlarında Béla’nın K?szegi ailesinden Henrik tarafından öldürüldüğü aktarılıyor.

TESADÜFEN BULUNDU
Kazı sonrası iskelet, antropolog Lajos Bartucz’a gönderilmiş, Bartucz 23 kılıç darbesi ve çok sayıda ölümcül kafa travması raporlamıştı. Ancak kemikler II. Dünya Savaşı öncesi kaybolmuştu. 2018’de kalça ve gövde kemikleri Macar Doğa Tarihi Müzesi’nde, kafatası ise ELTE’de bulunan Aurél Török Koleksiyonu’nda tesadüfen bulundu.

2018’de başlatılan modern araştırmada antropologlar, genetikçiler, arkeologlar, diş uzmanları ile radyokarbon ve izotop analiz uzmanları bir araya geldi. Bu sayede iskeletin kimliği doğrulandı ve Dük Béla’nın hayatı ve ölümü ayrıntılı biçimde yeniden kurgulandı. Antropolojik veriler, bireyin 20’li yaşların başında öldüğünü gösterdi. İlk radyokarbon analizleri beklenenden daha erken bir tarih verse de bunun yüksek hayvansal protein, özellikle balık tüketiminden kaynaklanan “rezervuar etkisi” olduğu anlaşıldı.

TOPLAM 26 ÖLÜM ANI YARASI TESPİT EDİLDİ
Diş taşından elde edilen binlerce mikro fosil, Dük Béla’nın beslenmesinde buğday ve arpa ürünlerinin, pişirilmiş irmik ve ekmek gibi gıdaların önemli yer tuttuğunu ortaya koydu. Stronsiyum izotop analizleri, dükün çocukluğunu Vukovar–Sirmiye bölgesinde geçirdiğini ve sonrasında muhtemelen Budapeşte çevresine taşındığını gösterdi.

Genetik analizler, iskeletin Kral III. Béla’nın dördüncü kuşak torunu olduğunu doğruladı. Genomda güçlü bir İskandinav bileşeni saptandı ve bu, Rurik hanedanı bağlantısını destekledi. Anneden gelen Doğu Akdeniz genetik izi, Bizans İmparatoriçesi Maria Laskarina ile uyumlu bulundu. Y-kromozomu analizleri ise Rurik soyunun kesintisiz aktarımını gösterdi.

Adli antropolojik inceleme, Dük Béla’nın ölümünün çok sayıda saldırganın yer aldığı organize bir suikast sonucu gerçekleştiğini ortaya koydu. Toplam 26 ölüm anı yarası tespit edildi: 9’u kafatasında, 17’si vücutta. Yaraların dağılımı, üç saldırganın eşzamanlı saldırdığını ve farklı tipte iki silah kullandığını gösteriyor. Zırh bulunmaması, saldırının hazırlıksız yakalanan Dük’e karşı yapıldığını işaret ediyor. Yaraların şiddeti, saldırganların yoğun öfke veya nefretle hareket ettiğini gösterirken, saldırının koordineli yapısı suikastın planlı olduğunu doğruluyor.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime