Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Üç Boyutlu Ninniler...
M. Kürşat Türker
YAZARLAR
25 Haziran 2014 Çarşamba

Üç Boyutlu Ninniler...

Varoluşu gereği en yalın , yalansız ve dolaysız bilgi bebeklerden elde edilebilir. Kabul edilme ve reddedilme, önsel kabullenim ve çevresel faktörleri gözetme gibi modern hayatın sosyal paylaşım tezahürleri bebekler için yabancıdır.., Olgunlaşmak için güneş ışığına muhtaç ham meyvedir bir nevi .., Bu anlamda bebeklerden insan hakkında katıksız bilgi edinmek mümkündür..

DENEY : 6 ay-2yaş arası bir bebeği bir televizyonun önüne koyun .., yavaşça kanal değiştirin ve neye ilgi gösterdiğine dikkat edin.., bir süre sonra göreceksiniz ki reklamlar dışında hemen hiç bir programa rağbet etmeyip, bir dizi , film ya da haber programı açtığınızda kendi haz ve keşif dünyalarına geri dönmektedirler. Reklamlara olan bu duyarlılığın olası sebebi ; aynı anda ses , ışık , renk değişimlerinin reklam boyunca çok hızlı değişmesi ve algı boyutu yeni gelişmekte olan bireyin mevcut girdilerden olası hükümler çıkaramaması olabilir.. Tabii bu deney örneğinden kurnazca istifade eden ebeveynlerin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktur.., Reklam açarak normalde mamasını yemeyen bir bebeği yarı hipnoz durumunda yakalayıp mama vermeyi başaran ebeveynler acaba şunu düşünmekteler mi ..? Mama, en geç 36 saat sonra bezde karşınıza çıkabilecek bir girdi. Ancak reklamlar o kadar kolay vücudu terk etmekteler mi ..?

Özellikle son 30 yıldır , erken çocukluk döneminin psikiyatrik tanılarından biri olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu niye ise bir anda güncel yaşantımızın parçası olmuştur.., aşırı hareketlilik , dikkat ve özen gösterilecek işlerde beceriksizlikler , ilginin kolay dağılması , odaklanma güçlüğü gibi çeşitli sorunlar baş gösteren çocuklar hem aile yaşantısında ve hem de okulda sorun teşkil eder olmuşlardır.., bazıları nerede ise tavanda yürüyebilecek hareketlilikte olan çocuklar için modern ilim ne yazık ki beyindeki uzun dönem etkileri üzerine bilgisinin olmadığı bazı etkin maddeleri reçete eder olmuş, ancak nedene ilişkin sorgulamaları gereksiz bulmuştur.., Oysa bu tip davranışsal bozukluğun mağduru olan çocuklardan bir kısmının , hipnoz eşliğinde yemek yedirilen bebekler olduğunu en azından kendi gözlemlerimle bilmekteyim.

Gelelim erişkin bireylerin üç boyutlu ninnilerle , yani reklamla olan ilişkisine ..; Öncelikle söylememiz gereken şey kapitalist dünyamızın zeka düzeyi yüksek bireylerinin çoğunlukla reklamcılık sektöründe rızıklanması olası normal sonuçtur.., Neticede tavlamak her zaman ustalık gerektiren bir eylemdir. Reklam türleri ayrıca bir ülkenin mevcut ekonomik yönelimleri hakkında da bilgi verir.. Örneğin bizde her on reklamın üçü bina ve beton üzerine olup , bu da inşaat sektörünün ne derece palazlandığı hakkında dolaysız bir bilgi sağlar.., Gazete ve mecmualarda tüketilmeyen meyveler kanserin tek ilacı olabilirken , kansere etkisi açısından üzerinde araştırma yapmak için yeterli bir süre test edilmiş olan cep telefonlarının radyoaktivite etkinliği hakkında doğru dürüst bir makale okuyabilmiş değiliz.., Gün itibariyle silah ve bilişim sektörlerinden sonra en çok para kazandıran sektör cep telefonu sektörü olduğundan kulaklarımızda tümör yumruları yaygınlaşana dek genel duyarsızlık durumunun devam etmesi muhtemeldir.., Bir sonraki sektör ise psikiyatri ilaçları sektörü olup gün itibariyle antidepresan ilaçların dünyada her ay toplam 600 milyon kutu satıldığı bilinmektedir. Ne yazık ki koskoca ilim ,bu pazarın daralmaması için köy kurnazının şehir pazarındaki kaygılarını çağrıştırırcasına facebook bağımlılığı gibi modern hastalık icatlarına soyunmuş ve bu antidepresanların uzun dönem beyin ve vücuttaki zararları gibi asli araştırma konularını terk etmiştir.., Bilim kapitalizmin kucağından kalkana dek bilimsel bilgi , şehir efsanelerine dönüşme özelliğini kaybetmeyecek gibi gözükmektedir.., Oysa en karmaşık bilgiler dahi çok yalın bir sorudan yola çıkmış çözümlemelerdir.., Örneğin ; demokrasinin derecesini bir ülkede belirlemek için bir çok parametreye bakıp beyin zonklamasına maruz kalmaktan ziyade basit soru ile işi çözmek mümkündür.., Demokrasileri gelişmiş tüm ülkelerin ortak özelliği şehirlerinin meydanlarındaki sivil ya da resmi güvenlikçilerin oranı ile basitçe ölçülebilir.. Bir çok Avrupa ülkesinde bu oran 300-500 kişide bir iken , sözde demokratik ülkelerde bu oran yüzde 30 'lara ulaşabilmektedir.., bu konuda propaganda ya da üç boyutlu ninnilere kapılmaya lüzum yoktur.. Veri gözünüzle kanıtlayabileceğiniz kadar yakın mesafededir.., Özellikle psikolojinin alanına giren kişilik testleri ile bir kişi için uzun mesailer harcamak ve bir sınıfın içine kişiyi sokup arkasından kapıyı kapatmak mümkündür.., diğer yandan ise gelişen toplumsal dinamikler , haz ve alışkanlık alanlarına ilişkin çok basit sorularla da kişilik hakkında sayfalarca bilgi edinmek mümkündür. Bu konuda vereceğim örnek esprili gelebilir , ancak bir safsata olmadığının delili , akabinde sunulmuştur ..; Kişiliği hakkında bilgi edinmek isteyen , ancak saatlerce soru cevaplamaktan üşenen bir bayan bir gün bana kısa bir metot yok mu dediğinde kendisine şöyle bir soru sordum.; " Yalan söylememek kaydı ile bana kaç tane çantan olduğunu söyler misin ? " .., Evet bildiğiniz şu kola takılan , elde gezdirilen değişik ebat ve renkteki çantaların sayısını sordum.., Yarı içten yarı dıştan sayarak 12 olduğunu söyledi.., Ben de kendisine psikolojisinin normale yakın olduğunu ve herhangi bir terapiye ihtiyacı olmadığını söyledim.., Sonrasında da 15 altı normal , 15-40 arası terapi gerektirir , 40 ve üzeri çanta sayısı ise yatarak tedavi gerektirdiğini söyledim.., Gülüşmelerden sonra ise safsata olmadığını kanıtlamak için şu soruyu kendisine yönelttim ; " Bundan on beş yıl önce neredeyse şehrin her semtinde sadece kadın çantası ( Ayakkabı ya da aksesuar dahi bulundurmayan ) satan dükkanlar mevcut muydu .? " Aslında yazının diğer bir maksadı da göstergebilim kriterleri ile sorun çözmenin , bilimsel bilginin bulanık sularında gezinmekten daha kolay ve bazen de daha tutarlı sonuçlara götürdüğünü vurgulamaktır.., Bilimsel bilginin unutulması gereken zamanı bilmek de önemli bir bilgidir öz cümle ile ..., Ve devletimiz de dahil tüm dünyada bir an önce bebek ve çocukların , özellikle de kendileri ile ilişkisi olmayan satış mamullerinin reklamlarında oynatılması ( Otomotiv , bilişim ) uygulanmasının yasaklanması görüşündeyim ve tabii beyaz bir sayfa kadar pürüzsüz bebek kişiliğinin de reklam ve TV öğeleri ile kirletilmemesinin de , ailelerin öncelikli duyarlılığı olması temennisindeyim..,
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 26 Haziran 2014 Perşembe 01:05
Üstad doğru söylemişsin ama insanlarımızın beyni öyle uyuşmuşki sanal alemde yaşıyorlar. Ben evimde televizyon bulundurmuyorum beynim özgür, tercihlerim kendime ait, bilgisayarı da kendi irademle kontrol ediyorum, ama bazen uyanmak herkesin uyuduğu bir gece yarısı yapayanlız kalmak demek
 Misafir
 25 Haziran 2014 Çarşamba 13:24
Üstad, "körlerin mahallesinde ayna satılmaz". Kime anlatıyorsunuz bunları?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime