Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kibirlenmeyin diyenler kibirlenince ve MHP...
Talat Atilla
YAZARLAR
27 Haziran 2019 Perşembe

Kibirlenmeyin diyenler kibirlenince ve MHP...

 

 

İktidar, göz göre göre gelen siyasi hezimeti durduramadı.

Göz gördü, akıl gördü, kalp gördü...

İktidar İstanbul’u kaybedecek...

Bu yüzden “İstanbul’u kesin kaybedeceğini” haftalar öncesinden yazdığım yazıyı çok da değerli bulmuyorum.

Belliydi...

Yaklaşan yenilgiyi görmediler demek haksızlık olabilir.

Durduramadılar...

Durdurmak için yaptıkları her hamle, İmamoğlu’na gaz verdi.

Sadece siyaset bilmemek, basiret bağlanması ya da kibirle de izahı mümkün değil...

Başka bir şeyler olmalı bu büyük yenilginin altında...

Tüm açıklamaların üstünde şemsiye bir tanımlama olmalı...

Kibir ve iç mantığın çerçevelediği bir zihin dağınıklığı olabilir mi acaba?

Zihni dağınık olanın, zekasından söz edilemez...

Dağılmış bir zeka, kimin işine yarar ki?

İktidar yöneticileri bile; parti organlarının, ya da partinin paçasına yapışmış kimliklerin kibir ve saltanatından şikayet etti!

Kimbilir, iktidara mesafeli olanlar iktidar için ne denli bir öfke biriktirmiş olmalı!

Bence problem;

Kibirlenmeyin diyenlerin kibirlenmesiydi!

Düzeltmeye bir yerden başlanmalıydı...

Sonuçla ilgilendiler!

Bu durum, sizce de trajikomik değil miydi?

Bir zamanlar ‘Türk Solu’nun düştüğü slogan siyasetine esir oldu iktidar...

Muhafazarlıktan başlayıp...

Muhafızlığa...

Ardından liberal karışık muhafazakârlık derken...

Sonra yine muhafazakârlık...

Ve nihayet “Ortaya karışık bir kimliğe” dönüşen siyasi bir serüvenin nerede biteceği konuşuluyor artık!

İktidar artık çok zorlanıyor!

Öyle ki...

Elindeki tek güç, Erdoğan’ın karizmasını riske sokma pahasına hata üstüne hata yaptılar...

İstanbul mitinglerini yarıda kestiğini sizde hissettiniz mi Erdoğan’ın?

1 günde 5 miting yapan Erdoğan’dan...

Ayda 5 miting yapan bir genel başkana gelmesini, ipin ucunun kaçtığını görmesiyle izah edenler hiç de az değil...

Siyaset arsasından imar planı geçirmek için sıraya girenler başka risk...

Ekonomi başka...

Kendi siyasi kolonlarının depreme dayanıklığı, bambaşka bir problem olarak orta yerde duruyor.

İktidar partisi kendi siyasal ortağı MHP’ye karşı bile sağlıklı politikalar üretemez hale geldi.

 

 

Sık sık Devlet Bahçeli’nin sınırlarını ölçüyor izlenimi veriyorlar...

İktidarın, ipin tam kopma noktasında “Pardon!” demesinden...

MHP’nin hoşnut olduğunu kim iddia edebilir ki?

MHP açısından bardağın yavaş yavaş dolduğunu düşünüyorum...

İktidarı iki arada bir derede bırakan, kafasından geçirdiği yeni bir açılım olabilir mi acaba?

Bence temel problem bu...

İster şuur altı, isterse üstü deyin...

İktidar partisinin MHP’ye olan dumanlı-sisli bakışının temelinde bu düşünce var...

MHP’nin iktidara yönelik göreceli esnekliğini “Ağızlarındaki baklayı çıkarsınlar, görelim!”diye okuyorum ben...

İlginç şeyler olabilir!

 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 2 Temmuz 2019 Salı 10:59
Ergenekon davasının bütün sanıkları beraat etti. Herkes FETÖ'yü suçluyor! İyi de FETÖ denilen cemaat siyasi iktidarın koalisyon ortağı değil miydi? Şimdi de cebren değil ama hile ile Türk ordusu dağıtılmak, yerine başka bir ordu getirilmek istenmiyor mu?
 Misafir
 1 Temmuz 2019 Pazartesi 19:00
"Daha en başta yola çıkarkenki malzeme ve niyet yanlıştı", anlaşılmamış olabilir. Celâl'e anlatır gibi anlatalım: AKP bir emperyal projeydi, Refah Partisi'ne ve Necmettin Erbakan'a istediğini yaptıramayacaklarından bu mafya çetesini kurdurdular, biraz vicdanı kalmış birkaç partilinin desteğiyle Mart tezkeresini muhalefet engelledi. O birkaç dürüst adamı hemen attılar, kalan tam bir mafya çetesi oldu, emirle iş gören, vur deyince vuran. Bugünlere kadar geldiler ama deniz bitti, dağılma yakındır.
 Misafir
 28 Haziran 2019 Cuma 15:25
İktidar yanlısı yazarlardan pek çok eleştiri geliyor, uyarıların işe yarayacağı ve yokuşaşağı gidişi durduracağı umuduyla çabalıyorlar. Bilinen fıkradır. Ağır hasta yatakta, doktor da başında. Soruyorlar, hastaya ne verelim, ne yedirelim diye. Doktor da hastadan ümidi kesmiş, "ne isterse verin, ne isterseniz yedirin" diyor. Yandaşların kabul edemedikleri ve örtmek istedikleri gerçek şu: Daha en başta yola çıkarkenki malzeme ve niyet yanlıştı. Ülkeye ve millete zarar bir projeye destek oldular.
 Misafir
 28 Haziran 2019 Cuma 07:19
“Ağızlarındaki baklayı çıkarsınlar, görelim!”den çok, "yapacaklarınız, yaptıklarınızdan belli, bu arada ne kapabilirsek kâr" mantığıdır. Ülkenin ve ulusun geleceği ve bugünü asla birinci önceliği olmadı iş başındakilerin. Aslında biliyorduk da, işimize geldiğinden bilmiyor"muş gibi yaptık", elbirliğiyle. Başka nasıl açıklayabiliriz, 80 yıllık cumhuriyet kazanımlarının haraç-mezat elden çıkartılmasını ve yerine tek çivi çakılmamasını. Yerli tohum kullanımının YASAKLANMASInın başka izahı var mı?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime