Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İyi medyası olmadı bu toprakların…
Talat Atilla
YAZARLAR
5 Haziran 2017 Pazartesi

İyi medyası olmadı bu toprakların…

Siyaset ve medya ilişkisi tarihten günümüze inişli çıkışlı, problemli bir seyir izledi.
İkisi de güce tekabül ettiği için…
Medya siyaseti, siyaset medyayı her zaman yönlendirmek istedi.
Kim güçlü ise diğerini yönlendirdi.
Siyaset fırsatını bulduğu her an, üstelik Cumhuriyet tarihi boyunca  medyaya çökmüştür.
Siyaset böyle de medya çok mu iyi?
Peşinen yazayım; Türk medyası, Türk siyasetinden daha fazla kokuşmuştur.
Hükümete yakın medyanın büyük bölümü, kendisini merkez medya diye tarif eden medya ve internet medyasının önemli bölümü de sıkıntılı bir maziye sahip.
Türk medyasının hangi kompartımanında yer alırsa alsın tamamına yakınını ya tanır, ya da bir şekilde ne olduğunu, ne olmadığını bilirim. 
Yazılı ve internet medyası için yüzde 99.
TV için bu orana yüzde 70 diyebiliriz…
Hiçbir şey bildiğiniz, okuduğunuz gibi değil!
Önemli, iyi insan, iyi yönetici, iyi yazar, iyi patron dediklerinizin çoğunun tek marifeti iki yüzlü ve menfaatperest olmaları.
Kişilik problemini, aşağılık kompleksini ancak gazetecilikle tatmin edebiliyorlar.
Ancak gazeteci olarak adam yerine konulabiliyorlar!
Yoksa bir ‘hiç’ ler.
Hatta ‘hiç’ lik bile bir makam, bir değer onlar için.
Bugünün sahte medya kahramanlarını tanımamız gerekiyor artık.
Her şeyi ile gönüllü siyasete bağlı medya yöneticileri…
Kukla yazarlar…
Liste uzun…
Hayat kısa!
 
 
İnsan, görüntüsünden anlaşılacak bir canlı değil…
 
İnsan kılıklı bazı canlılar; sesi, gülüşü, tavrı ile şeytani yönlerini gizleyebildiği gibi bir de üstüne kendilerini melek gibi gösterme kabiliyetine de sahipler.
Şeytansın ama melek gibi görünmeyi beceriyorsun.
Az başarı değil!
İnsanı görüntüsünden anlamak kolay değil.
Evet; tecrübe, altıncı his, v.s. bunların hepsi kıymetli farkındalıklar ama insan da şeytani yönünü kurumsallaştırmayı, daha profesyonel yapmayı becerdiği için yakayı kolay kolay ele vermiyor.
İşin tuhafı bu canlı türü ile nasıl baş edilir; bunu bilen, bileni gören, bileni göreni gören bir canlı da yok ortalıkta.
Az insan, bir koruma kalkanı oluşturabilir.
En azından riski azaltıyoruz.
Makul olan bu sanırım.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 24 Haziran 2017 Cumartesi 08:02
nden TIK sayaçlarını haberlerden kaldırdıkları belli oldu, Almanyanın Sesi (DW Türkçe)'den bir haber, " Türklerin yüzde 60'ının ana akım medyadaki haberlerin doğruluğuna güvenmediğini ve sosyal medyaya yöneldiği ortaya çıkmış". Böyle olduğu şundan belli, yolunu şaşırmış benim gibi bir-iki yorumcu dışında kaç kişi TIKlıyor sanıyorsunuz. Yazmak için bir TIK, çıktı mı çıkmadı mı üç TIK daha, umudu kesince bir daha YOK TIK. Editör desen TOPUN AĞZINDA. Onun elinde değil ama ilk tokat onun ensesinde.
 Misafir
 18 Haziran 2017 Pazar 21:19
medyanın kokuşmuşluğundan çok, aydınların kendi aydın çizgilerine ihanetinden söz etmek daha doğru olur. Ülkelerini ve uluslarını kendi küçük çıkarları için satmışlardır. İlkelerini ve ülkülerini satmışlardır. Ecevit'in oy uğruna Fettulah Gülen'e yanaşması da bunlardan biridir. D.Baykal da Siirt'teki seçimin yenilenmesinde satmıştır ülkülerini, varsa tabii. Bunlar solda, sosyaldemokrat çizgidekiler. Muhafazakar kanat sadece çıkarlarının "muhafazakar"ları olmuşlardır. Şimdikilerse kayıp vak'a.
 Misafir
 18 Haziran 2017 Pazar 19:49
10 Haziran 2017 Cumartesi 07:37, "internetmadyası"nın ruhuna fatiha. Kaldı elde bir tek SOSYAL MEDYA. Elbette ne editörler, ne de patronları suçlu, "emir_demiri_kesiyor". Yazdığın yorum, iğne deliğinden geçebilirse, yayınlanıyor. En küçük îmâ, en küçük "dokandırma", en basit benzetme bile "geridönüşümkutusu"na gönderiyor. Yakında sağır-dilsizlerin işaret dilini öğrenmek zorunda kalırsak şaşırmayacağız. Şimdiden işaret dilini öğrenmeye başladım bile.
 Misafir
 10 Haziran 2017 Cumartesi 07:37
neyse ki internet medyası ve ondan çoook daha dürüst ve sansürsüz SOSYAL medya var. Yoksa Beşir Esad'ın Şam pazarında ayağında kot pantolla halkın arasında bir sevgi seli, dolaştığını yazılı-görsel medya hangi cesaretle verebilirdi? Ülkemizde de benzerini görmeyi özlediğimiz ama görebileceğimiz kuşkulu görüntüler, ne yazık ki.
 Misafir
 8 Haziran 2017 Perşembe 15:13
sağlam yazı olmuş duygusal ... peki talat bey türkiye nereye gidiyor?
 Misafir
 7 Haziran 2017 Çarşamba 13:26
medya bugünlerde en güzel şekle girdi, gül bahçesi kadar güzel, dikensiz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime