Gün; tüm içtenliğiyle farkındalıklı kişiliklere zamanı ulaştırırken, esenliği, bereketi, refahı ve sevgiyi insanlığın özüne doğru hareket ettirir..
Dürüstlüğü kendisine gaye edinenler, ailesine ve tüm topluma yararlı bulduğu karakterleri canlandıracak hâl ve davranış biçimlerini sergilerler...
En doğalından bir gülümseyiş biriktiren netliği, üstün mekanizmalarda işleyiş hâkimiyetine sahip "ahlaki yetkinler”i kavramsal kategoriye dâhil eder...
Zamanın akışında farkındalıkla akledebilene gerçekten ibretler vardır.
"insan çevresini kuşatanın kıymetini bilmediğinden olsa gerek, yüreğindeki sesinin sağırı olmuş!'
Kalabalıkların tenhasında hayat geçirdiğini bilse, yalnızlığına yakışacak marifetleri elde edecek.
Oysa; ne zaman mekâna ait! Ne mekân zamanın ötesinde!
Bir bilse, bir anlasa; öncülüğünde bulunan düşünceler aslının hizmetkârı, makamı ise arş alanın boyutundan haber veriyor!
Etkileşim veya duygusallık coşku veren inancından yadigâr kalmakta, neşe kaynağı hayatına!
Bilse; mahşer yeri gibi toplanmış yetrafında her dünyadan bir adım ileri gelenler! İklimleri sıralıyor özlemle yâd ettiği varlığına!
"Sezgileri ve duru görüşü açık olanlara selam olsun!'
Onlar uzaklaşmak nedir bilmezler, unutmak nedir sebeplenmezler! Sonsuz galibiyetlere idrak geliştirmişlerdir.
Sen onları kendi sessizliğinden bilirsin
Cömert ve fedakâr yapıları vardır..
Onlara yaklaştığında derinden merhameti hissedersin.
Sözlerinde gürlük ve kişiliklerinde yaratılıştan gelen özgüven vardır... Mahzun da olmazlar.
Çünkü emin bir şekilde inanarak yürüdükleri yollar, anılarına yüksek şuur kazandırmıştır... Samimiyetleri ve tüm kötülüklerden arınmış yaklaşımları, sizi güvende ve emniyette tutar...
Olağanüstü rüyaları görürler ve muhtemelen dâhi olsa, tavizsiz ve mert duruşlarından ödün vermezler...
'Doğru söz söylerler!
İstikrarlı hareket ederler ve onlarla birlikte iken (mecazen de olsa) kendini duygusal deryanın dalgalanmalarında bulursun...
'Bir bakarsın isyan etmişsin yokluğuna, bir bakarsın varlığından göz gözü görmüyor!'
Rekabeti algılanabilen salt yaratılışına ayna tutabilseydik; acaba göz kamaştıran hakikatinin izdüşümüne boyutsal farkındalıkla yürekten gelen sevincini de kutsayarak bakabilir miydin?
"Sende sevebilir miydin? Aklını da aşka adanmışlıklar arasına katarak sende feda eder miydin, ömrünün kalan sürelerini? Hatim indirir miydin ismine verdiğim en güzel ifadeleri?
Canımdan can gider, senin o dokunulmazlığına bir yabancı uzansa! Bir damla ahın düşse toprağa, o dünyandakiler kahrolur vicdan azabımdan!"
Yenik düştüğünüz ne varsa peşinizden sürüklemeyin!
Zamanda yolculuk yok derler bazen! Oysa katettiği günlüğü hak katına erişti.
Bir noktadan hareketle bir yansımaya kaybolan sözler gibi olmayın!
idrak etseydiniz; asaletinizin insanlığını!
Adaletinizin tüm nesilleri aşan asil soyunuzdan size kudret olarak bahşedildiğini, miras
bırakıldığını!
Gerçekten bilseydiniz; tarihler boyu inanır mıydınız bir nefesinizin ne kadar çok değerli olduğuna da?
"inanç insanı aşk ile olgunlaştırır!'
İnsandaki akıl da yaratılmıştır. Bir gün onu da teslim edersiniz sahibine!
'Kalbinizi dinleyin!'
En doğru yolu kalbinizin pusulası gösterir...
Günün "Esra Süntar" sözü:
"Neyim vardı ki, neyin olsun senden başka!
Aşkına vurulmuş ömrümü neyleyim, sensiz?”
"Sebepsizce sevmelerin binlerce lisana bedel! RamzetJ devran dönsün! Varsın olmasın can yongası!”