Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
GEÇMİŞTEN GELEN NEFRET
Tekin Öget
YAZARLAR
2 Mart 2020 Pazartesi

GEÇMİŞTEN GELEN NEFRET

 

 

Biraz geriye gidip hafızalarımızı tazelemekte fayda var. Öncesi olsa da “NEFRET” 27 MART 1994 yerel seçimleri ile başladı. O gün % 25.19 oyla Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanınca “şeriatçılar kazandı” diye aşırı tepkiler verilmeye başlandı. Tabiri caizse tüm vesayetçi odaklar bir anda namluları Tayyip Erdoğan’a çevirdi. “Herkese türban giydirilecek, otobüsler ayrılacak” gibi saçma sapan tezviratlar yaymaya başladılar. Zaten o günlerdeki ordu kurmay takımı Erdoğan’a kökten karşıydı. Zamanla bu nefretlerini açık etmeye başladılar! Siirt’te okuduğu şiir bahane edilerek hapsi istendi.  Sonra Pınarhisar cezaevi süreci başladı. Onu yüzbinler uğurlasa da vicdan ve akıl bu cezayı kabul etmiyordu. Buna karşılık bu nefretçi tayfa daha da ileri gidip siyaset yasağı koyup “muhtar bile seçilemez” manşetleri attırıyorlardı. Akıl tutulması olan bu hallerini sanki bir zafer kazanmış coşkusuyla kutluyorlar, nefretlerini taçlandırıyorlardı. Ta ki 24 Temmuz 1999’da tahliye olana kadar. 

Tayyip Erdoğan sessiz sedasız 14 ağustos 2001 de Adalet ve Kalkınma Partisini kurdu ve “yeni Türkiye” hayallerinin ilk temellerini attı. VE KISAS GÜNÜ GELİP ÇATTI. Erdoğan 3 Kasım 2002’de ilk seçimlerde  %34.29 oy alarak seçimlerden zaferle çıktı. Bu seçim zaferi ona olan nefreti daha da büyüttü. Çok güvendikleri siyaset yasağı ve “muhtar bile olamaz” dedikleri Erdoğan’ın partisi birinci parti olmuştu. O gece tüm vesayetçi askeri ve yargı cenahı sabaha kadar uyumamış, karargâhlarından çıkamamış, olayın şokunu atlatmaya çalışıyorlardı. Nefretleri daha da artmış tavan yapmıştı. TAYYİP ERDOĞAN MUTLAK DURDURULMALIYDI. Ve hamle yapmaya başladılar. ŞUURSUZCA SALDIRILARA GEÇİP HİÇ BİR HUKUKA UYMAYAN ZORLAMA, GOOGLEDAN DELİLLER BULUP UYDURUK BİR ŞEKİLDE, Kapatma davası açtırdılar. İstedikleri olmayınca, ardından gelen Cumhuriyet mitingleri, “Ordu göreve”, “411 el kaosa kalktı”, “Genç subaylar rahatsız” manşetleri, 367 garabeti, 27 Nisan muhtırası, gezi darbesi ve 15 Temmuz FETÖ darbesi süreçleri ile devam ettiler. Bu nefrete karşı Tayyip Erdoğan her seferinde seçim ve sandıkla cevap verdi. Her seferinde sandıktan daha da güçlenerek ve kazanarak çıktı. 

Bugün gelinen noktada, nefretleri azalmadı, artarak devam etti. Bugün “Libya’da,  Doğu Akdeniz’de, Suriye’de ne işimiz var” söylemleriyle şiddetli bir şekilde devam etmektedir.

Bu nefret artık ülkenin bekasını tehdit etmektedir. Öyle ki “Erdoğan gidecekse ülkenin işgaline bile razı” çıkışlar yapmaktalar. Kimi vekiller daha da ileri giderek Türkiye, Suriye veya İran’la savaşa girse Suriye ve İran tarafında olmayı seçmişlerdir. Artık bu nefretin geldiği bu akıl tutulması halinden bir an evvel kurtulmak, KENDİLERİ İÇİN VERECEKLERİ EN DOĞRU KARAR OLACAKTIR.  ZİRA  “ASLOLAN VATANDIR VATAN”.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 İdris
 13 Mart 2020 Cuma 16:01
Politika üretememenin ve artık felaketlerden medet ummanın sonucu bu. Şimdilerde Sağlık Bakanı''na muhalefet üstüne tebrik yağıyor. Muhalefetin ya da Tayyip Erdoğan''a doğuştan düşman kesim de bakanlık üzerinden övgüler diziyor. Son tahlilde ben yapılanlar''dan şüphelenmeye başladım. Ne diyor Hrant Dink: "Baktım Avrupalılar geldi beni öpüyor. Ula Avrupalı niye beni öpüyor?" Sahi muhalefet ve kan davalılar hükümeti neden övüyor?
 Misafir
 3 Mart 2020 Salı 20:17
evet unutnayacağız, AKBİL hırsızlıklarını, seçim sandıklarında yapılan sahtekarlıkları, DENİZFENERİ haydutluklarını, BOSNA VE KOSOVA için toplanan paraların MERCİMEKlerini, mühürsüz İKİ MİLYON SAHTE OYUN GEÇERLİ KILINMASINI, ve daha nicelerini de unutmayacağız. "Dar-ûl Harb ve Dar-ûl_İslam" ne demektir, hatırlayacağız elbet. Dar-ûl Harb sayılan ülkemde bu kavramlara itibar edenler için vergi vermemenin esas olduğunu da hatırlayacağız. Hilafet darbesi kapıda sayın yazar, teşekkürler hatırlattın.
 İdris Kartal
 2 Mart 2020 Pazartesi 19:13
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür denir. Biz unutmakla mükellefiz belki de. Böyle yazılarla geçmişi, bizlere yapılanları unutmayacak, kinimizi değil ama heyecanımızı diri tutacağız. Bu yazının misyonlarından biri de bu olsun.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime