Tarih, 30 Aralık 2022...
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş, akrabası Selman Bozkurt ile Ankara Çankaya Kızılırmak Mahallesi'ndeki 1456. Sokak'ta, bir aracın arkasına saklanan Eray Özyağcı'nın kalleşçe silahlı saldırısına maruz kaldı.
Özyağcı tarafından sıkılan mermilerden birisi Bozkurt'a, beş mermi Ateş'e isabet etti. Sinan Ateş hastanede yapılan yoğun müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Türkiye o günden bu yana Ateş cinayetini tartışıyor.
* * *
Yakın zamanda gerçekleşen -11/06/2024- Ayşe Ateş'in Erdoğan tarafından Külliye'de ağırlanması da Sinan Ateş odaklı tartışmaları alevlendirdi. İktidar ve MHP arasında bilek güreşine dönüşen bir süreç yaşandı.
Külliye'deki görüşmede Adalet Bakanı'nın olması; Ayşe Ateş'e 2 yakın koruma ve kapı önünde devriye arabası tahsis edilmesi “iktidar, Ateş cinayetinin üzerine gidecek” şeklinde yorumlandı.
Bu gelişmeler üzerine Bahçeli'nin partisinin durduğu noktayı işaret etmek adına, "Yanınıza CHP'yi de alıp üzerimize gelecekseniz, ittifaktan ayrılır, biz sizin üzerinize geliriz!" şeklinde anlaşılmaya müsait açıklaması gündeme geldi.
Bu açıklamadan sonra Erdoğan'ın "Beraberiz. Problem yok!" anlamına gelen sözleriyle birlikte, Cumhur İttifakı’nda şimdilik suların durulduğunu söyleyebiliriz.
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP'nin sınırlarını test etti. MHP de sınırlarını gösterdi!
1 Temmuz'da Sinan Ateş cinayetiyle ilgili mahkeme görülecek. MHP'yi -son anda değişiklik olmazsa- genel başkan yardımcısı Feti Yıldız'ın temsil edeceğini öğrendim.
"Bir toplumun içinde; geçmişin kalıntıları, geleceğin filizleri ve güncelin egemenliği birlikte yaşar..." diyen Henry Fielding, bu sözleriyle siyaset sosyolojisinin zamana dayanıklı yol haritasını da çizmiş.
Toplum bilinci geçmişten kopmaz, gelecek endişesi taşır ama anlık gündeminden de kop(a)maz.
Sinan Ateş vakası bu üç gerçekliği de taşıması açısından önemli.
* * *
Birkaç subjektif not bırakıp güncel akışa devam edeceğim...
MHP'nin Sinan Ateş'le ilgili yorumlardan hoşlanmadığını sert üslupla göstermesi bir tercih ama bu yöntemin gözden geçirilmesini öneririm.
Çünkü...
Bu refleks, özellikle MHP alerjisi olan kesimlerde, kaşı açılan boksör algısı oluşturuyor ve MHP'nin sürekli kaşına kaşına yumruk atılmasına neden oluyor.
Oysa MHP "Gazeteciler, yazdıkları yazılarla kendi tarihlerini de yaparlar. Mahkemesiz hüküm sizi vicdanen mahkum eder." benzerinde değerlendirmeler yapsa, toplumsal algıyı daha pozitif etkileyebilirler.
Bazı gazeteciler peşin hükümlerle bir çerçeve çiziyor olabilirler ama Sinan Ateş cinayeti nedeniyle şu anda içeride olan, yurt dışına çıkış yasağı olan ülkücüler var. Cinayet zanlısını taşıdığı iddia edilen plakası ile sabit araç var.
Gazetecilerin bu olguları yazmasından daha doğal ne olabilir ki?
Her şeyden öte; MHP'nin tarihinde ilk kez bir Ülkü Ocakları Genel Başkanı öldürülmüş ve tarihin orta yerinde yatıyor...
Gazetecileri hedef göstermek, vurmak, Sinan Ateş ile ilgili konuşan siyasetçi- gazetecilere bu kadar yüksek tonda tepki vermek, toplumda MHP'yi panik atak bir fotoğrafa hapsediyor.
İşte bu panik atak görüntünün, parti ve partililere zarar verdiğini düşünüyorum.
* * *
(Bu arada bayram rehaveti ile gözden kaçmış olabileceğini düşündüğüm eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı ve Kıbrıs Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alper Hasta ile yaptığım röportajın linki)
MHP'li yöneticiler gittikleri hemen hemen her yerde Sinan Ateş sorusuyla karşılaşıyorlar.
MHP gibi güçlü hafızası olan bir partinin kurumsal refleksle, her ne sebep olursa olsun kendi evladının öldürülmesi talimatını vermesini akıl dışı görüyorum ama...
MHP'nin içinde öldürme kastı olmasa bile bu işe bulaşan insanlar olma ihtimali yok sayılamaz.
Bu ihtimali besleyen kanıtlar da var.
Yüzyıldır her partide rutin dışına çıkan.
Hata-eksiklik yapan parti mensubu ve yöneticiler oldu.
O partiler, bu sorumlu kişileri sahiplenmediği zaman, partinin kurumsal kimliği de yara almadı.
O suç enerjisini, kusuru sabit olan kişi çekti. Ve doğrusu da buydu.
MHP'de ister ihmal, ister fiili, isterse direkt sorumluluğu olanlar varsa, bu sorumluluğu üzerlerine alarak 55 yıllık geçmişi olan parti ve milyonlarca seçmenini rahatlatmalı.
* * *
Başlıktaki mevzuya gelirsek...
Tarih 30 Aralık 2022...
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara'nın Çankaya ilçesi
Kızılırmak Mahallesi'nde, Cuma namazı çıkışında 5 mermi ile öldürüldüğü saatler.
Türkiye'yi şoke eden gelişme MHP genel merkezinde de gerginlik ve şaşkınlık karşılandı.
O gün MHP Lideri Devlet Bahçeli makam odasında, rutin çalışmalarını yapıyordu.
Bahçeli'nin özel kalem müdürü Murat Çeliker, Ateş'in ölüm haberini vermek için Bahçeli'nin odasına girdi ve "Efendim, Sinan Ateş vurulmuş" dedi.
Heyecanlanan Bahçeli'nin "Sinan'ı kim, niye vurmuş? " sorusuna, Çeliker, "Şu an bilmiyoruz efendim. Bilgi geldikçe arz edeceğim" yanıtını verdi.
Bahçeli bu sefer de "Yaşıyor mu?" diye sordu özel kalem müdürüne.
Çeliker "Yaşıyor ama durumu çok kritik!" dedi. Oysa, Sinan Ateş ölmüştü!
Çeliker'in daha sonra yakın çevresine "Sağlığından endişe ettiğim için o anda genel başkanıma öldüğünü söyleyemedim." dediğini öğrendim.
Kısa süre sonra Sinan Ateş'in öldüğünü öğrenen Bahçeli, morali bozuk şekilde evine kapanır.
* * *
MHP için belki de en önemli kritik.
Bu cinayet tartışmaları nedeniyle, Türk siyasetindeki 55 yıllık dev silüetinin, Sinan Ateş cinayetinin sisleri arasında giderek görünmez hale gelme riskidir...
* * *
KILAVUZ: İNTİHAR ETMEYİ DÜŞÜNÜYORUM!
Bu arada Olcay Kılavuz meselesi ayrı bir parantezi hak ediyor.
Kamuoyu kanaati, Kılavuz'un Sinan Ateş cinayetinin ortasında olduğu şeklinde olsa da, Kılavuz'un merakı ve tabiri caizse işgüzarlığı nedeniyle Ateş cinayetinin sonrasında konuya dahil olduğunu iddia eden kesimler de var.
Cinayetin bilgi- icra kısmında olmadığını söyleyen unsurlar az değil.
Elbette hangi yaklaşım doğru şu aşamada bilmemiz mümkün değil ama Kılavuz'un hayatının en zor dönemlerini geçirdiği bir realite.
Hatta bu bunalımın çok ileri gittiği de dillendiriliyor.
Olcay Kılavuz'un yakın çevresinden birkaç kişiye "Masum olduğumu ispat için gerekirse intihar ederim. Bunu da düşünüyorum!" şeklinde konuştuğunu duydum.
Finali Andy Rooney'in "Gerçekler, zamanla değişmez, ancak biz gerçeklere olan bakış açımızı değiştirebiliriz.” sözleriyle yapalım.
* * *
VELHASIL: Vaktiyle bir padişah; “Efendim kaç dostunuz var?” sorusuna şu yanıtı vermiş;
-O ancak tahttan inince belli olur!..
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!