CHP’nin istifa eden lideri Deniz Baykal’ın kaset olayıyla ilgili “komplo” demesine rağmen, komployu ortaya çıkarmak için videonun çekildiği adresi vermemesinin ilginç ayrıntılarından söz ediliyor Ankara kulislerinde…
Baykal’ın adresi vermesi halinde, özellikle videonun yerleştirildiği yerde parmak izi incelemesi yapılabilecek, ayrıca etraftaki kamera kayıtlarından şüpheli şahıs incelemesi yapılabilecekti…
Ancak, konuyu araştıran CHP’nin kaset skandalıyla görevli kurmayları bunun sakıncalarını da yönetimin önüne koydular. Savcılığın adresi aldıktan sonra olay Yeri İnceleme Ekibi’ni görevlendireceği ve bu ekibin çok geniş kapsamlı araştırma yaptığı belirtiliyor.
OLAY YERİ EKİBİ NASIL ÇALIŞIYOR?
Ekip, çalışma prensipleri gereği olay yerindeki bütün parmak izleri, saç örnekleri, doku örnekleri, kan, tükrük, sperm, vücut sıvısı, gibi örnekleri topluyor. Bunlar tek tek ayrıştırılıyor ve buradan zanlıya ulaşılmaya çalışılıyor.
Bu delillerden DNA’ya bile ulaşılabiliyor. İncelemenin sonucunda Deniz Baykal ve Nesrin Baytok’un (kaset şayet doğru ise) DNA’larının da çıkması söz konusu.
Ayrıca evin uzun süredir kullanılıyor olması nedeniyle başka CHP’lilere ait izler bulunması ihtimali de var.
EVDE TEMİZLİK Mİ YAPILIYOR?
Bu riskler nedeniyle savcılığa o mekanın adresinin verilmediği konuşuluyor Ankara’da…
Uzmanlar, bu delillerin normal temizlik sonucunda bile kaldığını ancak kimyasal temizleyiciler kullanılarak yapılacak detaylı bir temizlikte yok olacağını belirtiyorlar.
Ankara’lı gazetecileri şaşırtan konu, CHP’nin kaset skandalı ile bilgilerin yine CHP cenahından gazetecilere ulaştırılması. Son dedikodu yine CHP Kulislerinde konuşuluyor;
Turktime'a gelen iddialara göre söz konusu evde, kameranın takıldığı bölüm hariç hummalı bir temizlik sürdüğü belirtiliyor. Bu kapsamda bazı eşyaların değiştirildiği ve tüm bu çalışmaların bitiminde söz konusu evin güvenlik güçlerine açılacağı öne sürülüyor…
CHP'deki Skandalın Çok Özel Şifreleri...
“Nesrin Baytok’u CHP’liler yakından tanır. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın özel kalem müdürüyken, Hikmet Çetin, Erol Tuncer, Celal Doğan, Gülsüm Bilgehan gibi isimleri bir çırpıda geride bırakıp Ankara birinci bölgeden parti büyükleri Önder Sav ve Eşref Erdem’in ardından listeye girip milletvekili seçilmişti. Görev yaptığı sırada birçok milletvekili ve partili tarafından, “İstediğini genel başkanla görüştürür istediğini görüştürmez” şeklindeki çalışma biçimiyle eleştiri odağı olmuş ancak yine de ipi önde göğüslemişti. Baykal’ın sırdaşı ve çok yakını olan Baytok sonunda parti grubundaki işleyişe de müdahaleye başladı. “
Yukarıdaki satırlar 11 Ağustos 2007’de yayınlanan ve CHP’de deprem etkisi yaratan Turktime’ın özel haberine ait…
Haberde, milletvekilleri yemin kuyruğundaydı. CHP’den Kayseri’den tek milletvekili seçilen işadamı Mehmet Şevki Kulkuloğlu törene Sami Kumser’le birlikte gelmesine Nesrin Baytok’un gösterdiği tepki sonrası gelişen olaylar anlatılıyordu.
“NESRİN HANIMIN TALİMATI…”
Milletvekili Kulkuloğlu’na daha yemin sırası gelmemişken yanına CHP grubunda “kemik Baykalcı” bir isim olarak tanınan Çanakkale milletvekili Ahmet Küçük yaklaştı ve kulağına eğilerek, “Sayın vekilim. Nesrin hanımın talimatı var. Sami Kumser’i hemen kulisin dışına çıkarın ve yanınızda bir daha getirmeyin” sözlerini fısıldadı. Buna Kulkuloğlu ve Kumser büyük tepki gösterdi.
Tepki o kadar büyümüştü ki sonunda Kumser Baykal’ı aramış ve Nesrin Baytok’u şikayet etmişti. Ancak Baykal Baytok’u savunmuştu.
Haberimizin son cümlesinde Kulkuloğlu’nun dilinden dökülen: ““Partinin gerçek genel başkanı Nesrin Baytok’muş herhalde…!” cümlesine yer vermiştik.
Olayın baş aktörlerinden biri de Önder Sav’dı olayda Önder Sav da etkin rol almıştı. Hatta Sav’ın bazı sözlerini Sami Kumser, Baykal’a söylemiş ve sıkıntı çıkmıştı. O diyaloğu da sayfalarımıza taşımıştık.
Haberimiz o dönemde ses getirirken, CHP içindeki Nesrin Baytok faktörü giderek büyüdü. Bilinen telefon kaydı ve Peygambere hakaret sözleri sonrasında Baykal Önder Sav’ı ikinci plana attı ve CHP’de dengeleri değiştiren bir yol izledi.
Sonraki süreçlerde her kongre öncesi benzer ses kayıtları ve belgeler ortaya çıkarken, Baykal’ın yeni ekibi hep güçlendi ve eski ekip giderek silikleşti. Bu durum hep Nesrin Baytok’un değirmenine su taşıdı.
Baytok partide inanılmaz biçimde güçlendi.
Ve sonunda olanlar oldu. Bütün dengeleri değiştirecek çirkin bir kaset ortaya çıktı. Ve ne hikmetse yine bir kongre öncesi.
CHP’nin kongresi iki hafta sonra 22-23 Mayıs’ta yapılacak. Dün akşam yaşanan kaset hassas dengeler içeriyor.
İPİN DİĞER UCUNDA İSE SARIGÜL VAR
İpin diğer ucunda ise Mustafa Sarıgül yeralıyor. Yine bir arşiv taramasıyla hatırlayalım…
Baytok ailesi Baykal ve Sarıgül arasındaki gerilimi ilk olarak Mustafa Mutlu Vatan Gazetesi’ndeki köşesine taşımıştı. Mutlu, Baytok ailesinin Baykal’ı kullanarak CHP’li Belediyelerden ihale aldığını iddia ettiği yazısına şöyle girmişti:
“Cumhuriyet Halk Partisi'nin son kurultayında genel başkanlığa aday olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e, "CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem'in aile şirketine, Deniz Baykal'ın Özel Kalem Müdiresi Nesrin Baytok'un eşi Can Baytok'un Genel Müdürü ve hissedarı olduğu Odesa Bilişim adlı firmaya hiç iş verdiniz mi?" diye sormuştum”
Daha sonra Baytok’ların ve CHP Genel Merkezi’nin açıklamalarını koyan Mustafa Mutlu ikna olmamış ve konuyu Mustafa Sarıgül’e sormuştu.
Sarıgül’ün yanıtı çok çarpıcıydı. Mustafa Mutlu şöyle yazmıştı:
“Sarıgül: Baykal, Baytok için 'Destekleyelim' dedi
Dün bu açıklamaları Mustafa Sarıgül'e sordum…. ‘Can Bey, devamlı Sayın Baykal'ın yanındadır. Baykal bize her defasında 'Can Bey'e sahip çıkalım, destekleyelim' demiştir. Can Bey de ihalelerimize girmiş ve kazanmıştır.’ “
Mustafa Mutlu yazısını: “Keşke Sayın Baykal da konuşsaydı ve "Hayır... CHP yönetimi hiçbir belediyeye siyasi baskı yapmamıştır" deseydi... Ama olmadı” şeklinde bitirmişti.
ATEŞ GİBİ KONGRE
Evet, CHP çok kongre gördü, çok kavgalar çok gerilimler yaşandı. Ama bu kongre hiçbirisine benzemeyecek. Ankara’yı ateş gibi bir kongre bekliyor… Parçaları sanırım birleştirdiniz!