" Kitleler, insanlık tarihinde pek büyük roller oynamışlarsa da, bunların tesirleri hiç bir vakit bugünkü kadar önemli olmamıştır.., Kitlelerin şuursuz hareketlerinin, bireylerin şuurlu faaliyetlerinin yerine geçmesi .., çağımızın başlıca vasıflarındandır." Gustave Le Bon
Tabiatta tüm maddi varlıklar yığın oluşturabilir. Gelişigüzel ya da belli bir düzende olması vasfını değiştirmez.. Yığın ; maddi varlıkların birbiri üzerine bindiği ve en alttaki varlığın, neredeyse yığının tamamının ağırlığını çektiği bir çeşit birikme şekli.., Diğer yandan, Kitle ; maddi varlıkların birbirine eşit mesafede olabildiği bir çeşit toplanma şekli.., Ve artık son asırda uygarlığımız, kitlelerin şuursuz hareketlerinden , yığınların şuurlu eylemsizliğine doğru bir evrimi içinde barındırmaktadır.., Kitle iletişim devrimini gerçekleştirmenin bedelini yağ dokusu yığını ile ödemeyi dahi öğrendik.., Bir şehir meydanı veya savaş alanında büyük suçları çekincesizce işleyen kitleler de gördü tarih.., ganimetten yığınlarla dahi açlığı doymadığı için bağırsağında kitle çıkan vakıalar da gördü tıbbiye.., İçinde yıllarca nefret yığmış, hamaset istiflemiş ve cehalet biriktirmiş bir zihniyetin kitleleri hipnoz telkinleri ile mest edişini dahi gördü siyaset.., Önceleri sadece münafık yığının arasında olup, şimdilerde bir ölümlüye yaratıcı vasıflar atfetmek suretiyle kafirliğe terfi eden inananlar kitlesine dahi tanık oldu dinler tarihi.., Peki .., Bu yığınak nasıl oluştu..? Suç toplumuna doğru yuvarlanırken, adalet duygusunu, merhamet davranışını ve helal-haram düşüncesini defalarca tahrip etmedi mi tarihteki medeniyetler..? Demokrasi laboratuvarında bir çok kez, narsistik kişilikli ve fırsatçıl karakterli lider tipleri icat edilmedi mi sanki insanlık tarihinde..? Nefret duygusundan yaptığı yığınağı, kendi güvenlik çemberi sığınağında saklayan bir liderin varlığında , o toplumu yok etmek için daha etkili bir kitle imha silahı geliştirilemez demek .., abesle iştigal olmaz sanırım ..?