Turktime

Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi

Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'den sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan da Turktime seçim otobüsüne konuk oldu. Yönetim Kurulu Başkanımız Talat Atilla ve Genel Yayın Yönetmenimiz Ersin Tokgöz sordu, Kutan cevapladı. İşte çarpıcı açıklamalar...
ABONE OL
Abone Ol
Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi
Haberler / Siyaset
16 Temmuz 2007 Pazartesi 23:54
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

16 Temmuz 2007
 

Kamuoyu araştırmalarına bakarsanız, Saadet Partisi bırakın barajı geçme olasılığını ya yüzde 1,5-2’lerde yada pek çok tabela partisi ile birlikte “diğerleri” arasında. Bu araştırmaların namusunu bildiğimiz için çok da önemsemiyoruz ve seçim otobüsünü bu sefer Saadet sokağına sürüyoruz. Çünkü bu oranlar doğru olsa bile geçmişte başbakan çıkarmış, içinden kopanların bugün iktidar olduğu bir hareketin liderinin söyleyecekleri seçim sürecinde son derece önemli ve mutlaka durulması gereken bir durak. Ve Saadet sokağından Ak Parti’nin çelişkisinden geçmiş döneme dair önemli satır aralarına, kamuoyu araştırmalarının açıkladıkları gerçeklerin ne anlama geldiğinden bugünkü kamplaşmalara kadar flash açıklamalar çıkıyor. Buyurun…

 

 

TURKTİME: Seçimler yaklaşıyor ve partilerin en büyük endişesi baraj altında kalıp kalmayacakları. Sizin böyle bir endişeniz var mı?

RECAİ KUTAN: Ben mühendisim, hesap adamıyım. Beni herkes doğruları ifade eden bir siyasi diye tarif ederler. Aylardan beri ifade ettiğim bir husus var: Saadet Partisi’nin baraj sorunu kesin olarak yoktur.

 

TURKTİME: Bir sürü kamuoyu araştırması yapılıyor ve hiçbiri Saadet Partisi’ne yüzde 1,5 veriyorlar. Bazen onu bile lütfetmeyip, diğerleri arasına koyuyorlar. Bu durumda baraj problemimiz yok sözünün savunmasını nasıl yapacaksınız?

 

RECAİ KUTAN: Biz bu kamuoyu araştırmalarına itibar etmiyoruz. Bunlar genellikle yanlı ve kamuoyunu yönlendirici istikamette yapılıyor. Tabii bütün kamuoyu araştırması yapan firmaları aynı kefeye koymuyorum ama bize de firmalar müracaat ediyorlar ve şu teklifte bulunuyorlar: Biz 4 bin denekle kamuoyu araştırması yapalım, bunun karşılığında 40 bin dolar verin. Ondan sonra da nasıl istiyorsanız kamuoyuna öyle açıklayalım diyorlar. Tabi biz buna itibar etmiyoruz. Biz kamuoyu araştırmasını meydanlarda ve halkla birebir temaslarımızla tespit ediyoruz. Bir köşe yazarı “Saadet Partililer Lenin’in kılcal damarlar metoduyla çalışan bir partidir. Suyun altında bunların çalıştıkları belli olmaz. Bunların gerek alışılan parti teşkilatı mensupları, gerek kadın kolları ve gerekse gençler mahalle bazında ev ev bir çalışma içerisindedirler” diye yazmıştı. Yani biz birebir temas halinde çalıştığımız için başka bir araştırmaya gerek duymuyoruz.

 

TURKTİME: O temaslardan edindiğiniz izlenim nedir?

RECAİ KUTAN: Bizim bu temaslar sırasında gördüğümüz husus şudur: Millet şu anda o kadar sıkıntı içinde ki, adeta burnundan soluyor. Acaba bize de dönüp derler mi ki siz de zamanında hükümet oldunuz. Türkiye’yi bu hale getirdiniz… Böyle bir şey olur mu diye endişem yok. Genel başkan olarak, hiçbir yere, hiçbir topluluğa içinde endişe duygusuyla gidiyor değilim. Nereye gidersek bize fevkalade itibar gösteriliyor ve özellikle Erbakan hükümeti dönemini herkes hasretle anıyor. Ve onlarla birebir temas içerisinde eğilimlerini aşağı yukarı tespit imkanlarımız oluyor. Şu anda bizim kayıtlı üye sayımız 1,5 milyon. Hiçbir siyasi partinin o kadar kayıtlı üyesi yok. Onun eşini de eklediğinizde direkt yüzde yüzde 6-7’ye tekabül eder. Dolayısıyla hiçbir şekilde baraj sorunumuz yok. Son zamanlarda yapılan mitingleri bazı gazeteler küçük göstermek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ama biz gerek mitinglerimizdeki coşkuya bakarak gerekse temaslarımız neticesinde rahatlıkla baraj sorunumuzun olmadığını söyleyebiliyoruz. Göreceksiniz, bu seçimde en büyük sürprizi Saadet Partisi yapacak.

 

 

 

“BAHÇELİ, BAŞBAKANLIĞI KABUL ETMEDİ!!!”

 

 

TURKTİME: 1999 seçimleri sonrasında MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık teklifiniz oldu mu?

RECAİ KUTAN: Evet, sayın Bahçeli’ye başbakanlık teklif ettik.

 

TURKTİME: Ama Bahçeli geçenlerde bana böyle bir teklif olmadı dedi…

RECAİ KUTAN: Biz ona şu çağrıda bulunduk. Dedik ki; neden Ecevit’in arkasına düşüyorsun? Bunu alternatifleri var. Yani MHP, FP ve DYP bir araya gelince hükümet oluyor. Verdiği cevap şu oldu: “Onlar yoruldular, azıcık dinlensinler.” Gerek bizim, gerek DYP için. Dedik ki; “Başbakanlık senin önünde.” Ama başbakanlığı kabul etmedi. Eğer Bahçeli böyle teklif olmadı diyorsa açsın o zamanki gazetelere baksın. Öyle bir teklif yapılmış mı yapılmamış mı.

 

TURKTİME: Saadet Partisi’nde Numan Kurtulmuş’un Genel Başkan olma ihtimali yaygın bir söylenti. Böyle bir şey var mı? Olmak isterse önü açık mı?

RECAİ KUTAN: Saadet Partisi’nde de bundan önceki Milli Görüş partilerinde de uygulama şöyledir: Her konu geniş bir şekilde istişare edilerek kararlaştırılır. Ve yine her konu çok rahat müzakere edilir, en aykırı düşünceler bile rahatlıkla ifade edilebilir. Bizden ayrılıp Ak Parti’ye giden eski milletvekillerimizden bazıları epey bir süre geçtikten sonra gelip şunu ifade ettiler. Bize Ak Parti’nin başındaki yöneticiler hep şunu söylediler: ‘RP’de de FP’de de parti içi demokrasi yok.’ Ve bizi de inandırdılar. Ama buraya gelince gördük ki meğer parti içi demokrasi bizim eski partimizde varmış, burada bizi adam yerine bile koymuyorlar. Tabii genel kurul olduğu zaman alternatif isimler ortaya çıkıyor. Numan Kurtulmuş, çok iyi yetişmiş, değerli, istikbal vadeden bir arkadaşımızdır. Ancak basında bazı yanlış değerlendirmeler yapıldı. O da bizim camianın prensibi iyi anlaşılamadığı için. Bana “genel kurulda genel başkan adayı olacak mısınız?” diye sordular, ben de “hayatımın hiçbir döneminde hiçbir göreve talip olmadım. Bürokrasi de öyle oldu, siyasi hayatımda da. Bana teklif geldi ve teklifi kabul ettim. Ama hiçbir zaman ben şunu istiyorum demedim. Ve bizim camia böyle isteyenlerden de hoşlanmaz.” dedim. Ve o zaman bazı arkadaşlarımızın kafasında Recai Kutan genel başkan olmayı düşünmüyor denilerek alternatif isim olarak Numan Kurtulmuş ismi öne çıktı. Sonra camia en geniş bir şekilde bu işi istişare etti.

 

TURKTİME: Kimlerle istişare ettiniz?

RECAİ KUTAN: Bütün il başkanları, il müfettişleri ve genel idare kurulumuzda enine boyuna müzakere edildi ve karar verildi ve genel başkanlık için beni uygun gördükleri tebliğ edildi. Biz de prensip gereği talep etmeyiz ama verilen görevi de reddetmeyiz. Ki öyle oldu.

 

TURKTİME: Numan Kutulmuş’un önü açık mı?

RECAİ KUTAN: Elbette açık. Önümüzdeki dönemde de yine en geniş şekilde istişare ederiz, eğer teşkilatımızın genel eğilimi Numan bey yada başka bir arkadaşımız şeklinde teşekkül ederse o arkadaş olur. Dikkat ediniz, bizim genel kurullara hep tek liste halinde girilmiştir. Bir tek Fazilet Partisi’nde ayrılıp giden arkadaşlarımız bizim geleneğimizi bozarak aday çıkarmışlardır. Abdullah Gül ve Bülent Arınç aday oldu ve biz yine kardeşlik hukuku çerçevesinde bu arkadaşlar her göreve ehliyetli olan arkadaşlardır dedik. Dolayısıyla dediğiniz mesele basın tarafından da abartılan bir meseleydi. Numan bey şu anda benim siyasi işlerden sorumlu yardımcımdır ve İstanbul ikinci bölgenin liste başı adayıdır ve her göreve liyakatlı olan bir arkadaşımızdır.

 

  

“AK PARTİLİLER İSTEDİKLERİ KADAR UĞRAŞSINLAR… MİLLİ GÖRÜŞ MÜHRÜ ASLA ÇIKMAZ!”

 

 

TURKTİME: Milli görüş camiası için Tayyip Erdoğan ne ifade ediyor? İhanet eden biri mi yoksa kendi yolunu çizen bir adam mı?

RECAİ KUTAN: Bizim camia Tayyip Erdoğan’ı genellikle yanlış yapan adam olarak değerlendiriyor. İhanet çok ağır bir söz. Nihayetinde bizim bunlarla eski kardeşlik hukukumuz var. Dolayısıyla ihanet sözünü kullanmayız ancak yanlış yapmışlardır. Yaptıkları yanlış şudur; bu arkadaşlar herhalde politikayı biraz fazla seviyorlar. Ve sanırım sürekli politikada olmak ve politikada da mutlaka başarılı olmak anlayışı içerisindeler. Düşündüler ve dediler ki; bir Milli Görüş çizgisi var. Tüm siyasi partiler bu güne kadar aşağı yukarı birbirlerinin aynı çizgide politika yapıyorlardı ama Milli görüş çok farklı bir kulvarda ortaya çıktı. Ve neticede yadırgandı ve partilerinin tamamı kapatıldı. Demek ki biz bu çizgide gidersek bize siyaset yapma imkanı tanınmayacak. O halde biz kulvar değişikliği yapacağız. Ve biz milli görüş gömleğini çıkardık dediler. Ama pek çok kimse bunu takiyye olarak değerlendirdi.

 

TURKTİME: Bu kadar kolay mı bir anda çıkarıp askıya asmak?

RECAİ KUTAN: Zaten askıya asılacak bir şey olmadığı da görüldü. Bunlar yemin de etseler kimse inanmıyor. Bana gelen milletvekilleriyle arada espri de yapıyoruz. Diyorum ki boşuna gayret göstermeyin. Milli görüşün mührü öyle çıkmaz bir mürekkeple basılmıştır ki, sırtınıza bu damgayı yediniz. Çıkması mümkün değil. Bize sorarsanız bu atılmış yanlış bir adımdır. O kulvara yakın bir sürü parti var. Bu durumda Ak Parti’ye neden ihtiyaç olsun. Madem kulvar değiştireceksiniz gidin orada siyaset yapın. Halbuki Milli Görüş bir iddia ile ortaya çıkıyor. Diyor ki biz farklıyız.

 

 

“BİZ DEĞİŞMEK İÇİN DEĞİL, DEĞİŞTİRMEK İÇİN YOLA ÇIKTIK…”

 

 

TURKTİME: Nedir farkınız?

RECAİ KUTAN: Türkiye devletinin ana özellikleri Anayasa’da belirlenmiş. Anayasa’nın ikinci maddesi devleti “Türkiye devletini demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” diye tarif ediyor. Biz milli görüşçüler olarak diyoruz ki, bu prensipler anayasa sayfalarında kalmasın, evrensel standartlarda hayata geçirilsin. Ve iddia ediyoruz ki Türkiye gerçek anlamda demokratik, laik, sosyal bir devlet değildir. Türkiye bir kanun devletidir ama hukuk devleti değildir. O halde bizim birinci hedefimiz bu hedefi hayata geçirmektir. Diğer partilerden en önemli farkımız bu. İkinci farkımız öbürlerinden farklı olarak maneviyatçıyız. Ve samimi olarak inanıyoruz ki Türk toplumunun ayağa kalkabilmesi için maddi kalkınma yetmez. Buna paralel olarak manevi kalkınmanın eklenmesi lazım. Bakın, batı alemi refah seviyesinde son derece iyi hale gelmiş ama toplum olarak çürümüş. Bu farklılıktan dolayı ard arda bir sürü bedeller ödedik. Bu arkadaşlar diyor ki biz bedel ödemeye hazır değiliz. Biz değiştik diyorlar. Bize de gazeteciler değişecek misiniz diye soruyorlar. Bu ülkede adil olmayan birçok uygulamalar var. Biz bunu değiştirmek için yola çıktık, değişmek için değil.

 

TURKTİME: Bülent Arınç her ne kadar o kadronun içinde olsa da duruşu ve konuşmaları açısından hala Milli Görüş çizgisindeymiş gibi duruyor. Bu yanlış bir algılama mı?

RECAİ KUTAN: Hayır, doğru bir algılamadır. Tasfiye edilenlerin yanında hala o hareket içinde pek çok milli görüş çizgisinde arkadaşımız var. Mesela diğer arkadaşlar da geliyorlar bana soruyorlar; efendim bizim konumumuz nedir? Ben de diyorum ki, siz yanlış otobüse binmişsiniz. Çünkü sen milli görüşçüyüm diyorsun ama otobüsü kullanan şoför seni senin dediğin yere değil kendi istediği yere götürüyor.

 

 

 

 

CHP’LİLERDEN KUTAN’A ŞOK İTİRAF!!!

 

 

TURKTİME: Ak partinin ve CHP’nin seçmenlerini birbirleri ile korkuttuğunu söylemiştiniz. Siz de Ak parti’ye bu kadar sert çıkarak bir anlamda seçmenlerinizi Ak Parti ile korkutmuyor musunuz?

RECAİ KUTAN: Ak Parti ile CHP arasındaki durum iki tarafın da benimsediği bir korkutma tiyatrosudur. Biz, beyanatlarımızla bu toplumda herhangi bir kamplaşma yada gerginliğe sebep olmuyoruz. Şu anda Türkiye’de ciddi anlamda bir kamplaşma var ama biz bunun taraflarından biri değiliz. Bizim karşı çıktığımız kamplaşmadır ve gerek Ak Parti gerek CHP bu kamplaşmadan siyasi rant elde etme gayreti içindeler. Biz zaman zaman CHP’ye yaptığımız dostça temaslarımızda “Bu millet Ak parti’den iyice ümidini kesiyor. Ama siz dindar insanları rencide edecek öyle sözler söylüyorsunuz ki, halk partisi geleceğine onlar gelsin diye Ak Parti’ye yönlendiriyorsunuz yine. Neden böyle yapıyorsunuz” diyince bazı yetkililer dediler ki “biz bunu bilinçli yapıyoruz.” Diyorlar ki bizim müşterimiz ayrı, Ak Parti’nin müşterisi ayrı. Biz solcuları bizde toplamak istiyoruz, Ak Parti de sağ bende toplansın diyor. Bundan dolayı kamplaşmadan iki tarafın da kaybı yok. Ben sadece Ak Parti’yi eleştirmiyorum. Bir Ak Parti’ye vuruyorum bir CHP’ye. Ama şu anda iktidarda olan Ak Parti’dir ve ilk önce iktidara vurulur. Dolayısıyla elbette iktidarı ikaz etmemiz, vatandaşı uyarmamız çok normal. Çünkü ciddi endişeler içerisindeyiz.  Ak Parti’nin ekonomik ve dış politika alanındaki uygulamaları Türkiye’yi adım adım çöküntüye götürüyor.

 

 

“AK PARTİLİLER TAKİYYEYİ REEL POLİTİK YAPTI…”

 

 

TURKTİME: Bu dönemde Kuran kursları yıkıldı. Başka bir taraftan bakarsak bir öğrenci kötü bir şey yaptığı zaman hocan çok iyi öğretememiş mi diyoruz. Acaba Ak Partililer derslerine iyi çalışamadılar mı yoksa hocaları öğrencilerine eksik bilgi mi verdi?

RECAİ KUTAN: Bunların hepsi Erbakan hocanın rahle-i tedrisatından geçmiş öğrencilerdir. Hoca’nın bunları iyi yetiştirip yetiştirmediğinin işareti nedir? Birçoğu  hocayla beraber 15-20 yıl beraber oldu. Hocayla beraberken mecliste yada meclis dışında yaptıkları konuşmalara bakınız. Milli görüş çizgisinden dışa taşan tek bir konuşmalarını bulmanız mümkün değil. Mesela Abdullah Gül, Milli Görüş saflarındayken dış politika hakkında neler söyledi? Şimdi dışişleri bakanıyken ne söylüyor? O zamanki söyledikleri yüzde yüz bizim çizgimize uygun şeylerdi.

 

TURKTİME: O zaman da takiye mi yapıyorlardı?

RECAİ KUTAN: Takiye demiyorlar. Sık sık kullandıkları bir tanım var: reel politik. Yani şartlar bu mu, şarta uyacağız. Abdullah Gül’ün bana rakip olarak çıktığı kongrede yaptığı bir konuşma var. Diyor ki bizim medeniyetimiz batı medeniyetimiz karşısında yenilmiştir. Eğer siz bu yenilgi psikolojisine girdiyseniz, değiştiniz demektir. Bazı yönetimlerimiz yenilmiştir, doğru. Ama medeniyetimiz yenilmiş değil. Bizim medeniyetimizdeki şeyler evrensel doğrulardır. Batı medeniyeti dediğiniz şeyde ne var, Hıristiyan inancı var. Onların inancına göre her doğan çocuk günahkar doğar. Ancak Hıristiyan usulü vaftiz edilince günahlardan arınır. Doğaya, bizim malımız, istediğimiz gibi kullanırız diye bakıyorlar. Ama bizim medeniyetimizde her doğan çocuk tertemiz doğar, doğaya sahip değil emanetçi gözüyle bakılır. Dinimizin bize doğayı sizden sonraki nesillere aynen intikal ettireceksiniz diye emreder. Bunu yapmıyoruz. Ama yapmamak ayrı şey temel kabuller, prensipler ayrı şey. Bizim medeniyetimizin temel kabulü bu.

 

TURKTİME: Reel Politik mantığı Ak Parti’de nasıl işledi?

RECAİ KUTAN: İş başına gelirken topluma vaatleri vardı. Dedi ki 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi değiştireceğim. Niçin oldu be 8 yıllık zorunlu eğitim? İmam hatip liselerinin ve Kuran kurslarının önünü kesmek için. Ama değiştirmediler. Meslek yüksek okullarının üniversiteye girişteki katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıracağız. Kaldırmadılar. Her şeye reel politik kılıfını buldular ve bedel ödemeye hazır değiliz dediler. Başörtüsü dediler, sonra bu konuda da bedel ödemeye hazır değiliz dediler. 

 

MAZOT SİYASETİNDE YENİ PERDE: “ÖZEL MAZOT FİKRİNİ İLK TELAFUZ EDEN SİYASİ GÖRÜŞ BİZİZ…”

 

 

TURKTİME: Bu seçimlerin yıldızı mazot oldu. Mazot siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz? Var mı sizin de böyle bir vaadiniz?

RECAİ KUTAN: Özel mazot fiyat fikri vaktiyle bizim Refah ve Fazilet döneminde ortaya attığımız bir fikirdi. Biz mavi mazot lafını ilk defa telaffuz eden bir siyasi görüşüz. Akaryakıt üzerinden korkunç vergiler var. Neredeyse asıl fiyatının iki mislinden daha fazla. Bunlar mavi mazot projesi çerçevesinde ortadan kalkacak.

 

TURKTİME: Neden mavi mazot?

RECAİ KUTAN: Bunu sadece tarım kesimi kullansın diye. Şimdi diyorlar ki ben mazotu 1 YTL’nin altına düşüreceğim. Bu bir şey ifade etmez. Şöyle ki; bir ağaç var ve o ağacın kökü çürümeye başlamış. Gövde de çürümeye başlamış. Sen gelmiş diyorsun ki bu ağacın yaprağında toz var, ben bu tozu temizleyeyim. Başka tedbirleri almadan ben mazotu 1 YTL’nin altına düşüreceğim demek o ağacın yaprağındaki tozu temizlemek anlamına gelir. Halbuki öyle tedbirler alacaksın ki ağacın kökü de kurtulacak gövdesi de. Böyle diyorlar da IMF, AB, ABD, Dünya Bankası ile ilişkin ne olacak? Bunlara düzenleme getirmedikten sonra söylediklerinin ne anlamı var. Sen IMF’ci olduğun taktirde zaten o sana mazotu 1 YTL’den aşağı düşürmene izin vermez.

 

TURKTİME: Beyaz imam hatipli tanımlaması çok tartışıldı ve sanki bu tanımlamayı Ak Parti ile safları daha belirgin bir şekilde ayrıştırmak için yaptınız gibi. Tam olarak bu benzetmeyi niçin taptınız?

RECAİ KUTAN: Biliyorsunuz, bazıları vatandaşın bir kısmını zenciler olarak görüyor. Biz de buradan hareketle bir benzetme yaptık. Bugün imamhatip öğrencileri ve mezunları aynen zenciler gibi muamele görüyorlar. Ama öbür tarafta bir de Tayyip Erdoğan var imamhatipli. Ama o özel statüsü olan birisi. O tanımlamada özellikle hedef olarak düşünülen Erdoğan.

 

 

  Haberin Videosu

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR

 Ahmet
 9 Kasım 2007 Cuma 
Sn.Kutan'ın ne kadar doğru olduğu ve söylediklerinin gerçek anlamda anlaşılması için yazıyı sonuna kadar okumaya gerek yok. Birinci soru ve verdiği cevapla yalan söylediği tutarsız oldukları, mühendiste olsa hesabı iyi yapamadığı ortaya çıkıyor. 28 Şubatcıların karşısında var olan hükümeti bırakanlar Bahçeli'ye başbakanlık teflif etme cesareti gösteremezler. Aba altındaki sopayı gördükleri gün her şeye evet diyenler ve pılı pıltıyı toplayıp kaçanlarla gevşeklerle ülkenin düşürüldüğü durumdan çıkılabilir mi? Dağdan dağa biz burdayız demek, başbakanlık teklif ettik demek gazeteler aracılığı ile yapılırsa, Aydın Doğan ve troykasının elinde oyuncak olursun.olurlar.Sn.Bahçeli'de bunu yemez. Bunların asıl amacı MEMLEKETİN SİGORTASI OLAN MHP yi saf dışı bırakmaktır.Rahmetli Türkeş bunların hocalarını bile çok kötü durumlardan kurtardı. ancak bunlarda o vefa yok.TBMM açılışında meclise İstiklal marşından sonra girenlerle Bahçeli ortaklık kurmaz.Bilerek yaptı ise helal olsun Ona. saygılarımla
 ???
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
ŞİMDİ ANKETLERDE BARAJI GEÇEN PARTİLER RÜŞVET VERMİŞ Mİ OLUYOR?
 polat
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
akp lilerde geri dönmek için işaret bekleyen birçok vekil var. alın onları aranıza, ne bekliyorsunuz?
 raci
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
İşte milli görüş ile diğer görüşler arasındaki fark. kendisine ihanet edenlre bile kardeşlik hukukumuz var diye kötülemeyen, koltuk hırsını genel kurallara baskın tutmayan bir erdem hareketi. her zaman sizinleyiz.
 
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
demek anketçiler böyle çalışıyor. ahlaksızlık bu.
 Bahçelinin misyonu solu iktidar yapmak
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
Bahcelinin hükümet olmak gibi bir amacının olmadığı cok açık. Aileden CHP'li olan Bahçelinin asıl misyonu milliyetçilerin oylarıyla hiçbir poreje üretmeyen, sadece kriz ve gerginik üreten sola payanda olmak onu iktidara taşımak.
 
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
allah ömrünüzü uzun etsin sayın kutan. siyasi terbiyeniz örnek olacak nitelikte.
 
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
devlet bahçeli çokbüyük bir bürokrat çok decrübeli ve derin düşünen bir devlet adamıdır o ki böyle kelime oyunlarına gelecek bi kişi diildir ne olucatı peki etse ne olucaktı tabi ki yıpranıcak olan yine devlet bahçelinin partisi olucaktı edilmiş olabilir ama bunu bana tekliF edildi fakat kabul etmedim diyemez bir devlet adamına yakışmaz sayın bahçelinin kendine göre hesapları vardır evet teklifi kabul etmedim demiş olsa kamu oyundan yine tepki alıcaktı D.BAHÇELİ tek başına iktidarı düşünmektedir.
 ender
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
şu mazotu tüm partilerin üstüne döküp yakacaksın ki görsünler neymiş mazot siyaseti neymiş
 bayram
 16 Temmuz 2007 Pazartesi 
ya bu ne mazotmuş böy.e zir sahibi daha çıktı. madem hepiniz bunu istiyordunuz da hala neden en pahalı mazot bizde. yalanın da bir ayarı olur.ayıp ayıp

DİĞER RÖPORTAJLAR

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime