TBMM Başkanı Kurtulmuş, Rusya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anayasa'nın ilk dört maddesine yönelik tartışmalarına değinen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"İlk dört madde tartışması, lüzumsuz yere vakit kaybetmektir. Mecliste temsil edilen partilerin çoğunluğu hatta tamamına yakını ilk dört maddeyle ilgili en ufak bir problemleri olmadığını ısrarla söylüyor. Dolayısıyla ilk dört madde konusu gündeme gelmeyecektir.
Nihayetinde anayasa yapmak bir aritmetik meselesi. Meclisin kahir ekseriyeti ilk dört maddeyi tartışmayı uygun görmüyorsa bu ısrarla gündeme getirmek lüzumsuz bir zaman kaybıdır. Sanki böyle bir tartışma varmış gibi ilgili ilgisiz herkes topa giriyor ve bunun üzerinden vatan bekçiliğine soyunuyor. 1920’den beri bu vatanın bekçisi, egemenliğin kayıtsız, şartsız sahibi olan Türk Milleti ve onun yetkilendirdiği TBMM’dir."
Meclis'in açılmasıyla görüşme trafiği yeniden başlayacak
Kurtulmuş'un gündeminde yeni ve sivil anayasa çalışmaları vardı. Kurtulmuş, Meclis'in açılması ile birlikte görüşme trafiğinin de yeniden başlayacağını söyledi. "Hiç şüphesiz. Birkaç tur daha olacak. Partiler kendi tekliflerini yapacaklar. Sürecin sağlıklı işlemesi için sağlıklı diyalog zemini kurulmalı. Önemli bir nokta, yeni anayasaya ilişkin tartışmaların, toplumda yeni bir kamplaşma, kutuplaşmaya vesilesi olarak kullanılmamasıdır. Partilerin anayasası olmaz, halkın, milletin anayasası olur. Nihayetinde anayasalar bir toplumsal sözleşmedir" dedi.
"İçtüzük değişikliğine ihtiyaç var"
Meclis içtüzüğünde de değişiklik için adım atılacağını belirten Kurtulmuş, "Meclis başkanı seçildiğimde ilk konuşmamda söylemiştim. İç tüzük değişikliğine de ihtiyaç var. Mesela komisyonların isimlerinin değiştirilmesinden, meclisin haftalık müzakere süreçlerinin yeniden dizayn edilmesine kadar bir sürü alanda değişiklikler yapılabilir. Bu konuyu da hemen Meclis başlar başlamaz parti gruplarıyla müzakere edip onların gündemine taşıyacağım" dedi.
"Orta Doğu halkları bütünleşmeye doğru yönelmeli"
İsrail'in sınır tanımayan saldırılarına bir kez daha tepki gösteren Kurtulmuş: "İsrail’in en büyük gücü ne Amerika’dır ne askeri teknolojisidir ne uluslararası medyadaki hakimiyetidir ne uluslararası finans çevrelerindeki ne de uluslararası akademideki hakimiyetidir. Bunlar İsrail'e bir güç veriyor ama İsrail'in en büyük gücü, bölge ülkelerinin, İslam ülkelerinin dağılmışlığı, parçalanmışlığı ve çaresizliğidir. Dünya halkları tepkilerini gösterirken, Türkiye olarak bizlerin de bölge ülkelerini, Ortadoğu ülkelerini aralarındaki siyasi farklılıkları bir tarafa bırakıp birlikte hareket edebilecekleri bir noktaya getirmemiz şart. Çok acıdır; Suriye’deki iç savaş başladığında insanlar Lübnan'a kaçtılar, şimdi ise Lübnan'dan Suriye'ye kaçıyorlar. Türkiye ile Suriye arasındaki sorunların süratle çözülmesi ve normalleşmenin ötesinde çok yakın diyalogların ortaya konulması lazım. Netanyahu ve çetesi şöyle görüyor; ‘Biz ve bize köle olmak zorunda olan Orta Doğu halkları.’ Orta Doğu halkları eğer köleleştirilmeye rıza göstermiyorlarsa birleşmeye, bütünleşmeye doğru yönelmelidir" ifadesini kullandı.