Süleyman Soylu, Türkiye'nin, Anadolu'nun darbe girişimlerinin engellemesiyle Batı'ya büyük mağlubiyet yaşattığını aktardı.
SÜLEYMAN SOYLU'NUN PAYLAŞIMI ŞÖYLE:
"•27 Nisan, hem 1960 darbesini yapanları ve yaptıranları terbiye etmiş, hem de 15 Temmuz’un püskürtülmesini cesaretlendirmiştir.
•27 Nisan ve 15 Temmuz’da Batı’ya büyük bir mağlubiyet tattırılmıştır.
1960, darbelerin ve kötülüklerin anasıdır. Darbelerin amacı yalnızca yönetici elitini değiştirmek değildir. Asıl amaç, devletin ve toplumun kurallarını değiştirmektir.
Darbelerde verilen acıların ve yapılan kötülüklerin nedeni; değişen kurallara toplumların itiraz etmesine imkân tanımamak, itirazı öldürmek ve toplumların özünü değiştirmektir.
Kuralları kimin değiştirmek istediği bellidir ve bu da uzun bir tartışmadır.
Toplumun özünü değiştirmek isteyenlere itiraz edenlere ise maalesef makus talihleri belletilmiştir. Bu tartışma da uzundur.
1960 - 1971 - 1980 - 28 Şubat - 27 Nisan - 15 Temmuz’un
“asıl fay hattı” 27 Mayıs 1960 darbesidir.
1980 ve 15 Temmuz darbeleri, bu fay hattı üzerindeki büyük depremlerdir.
1971, 28 Şubat ve 27 Nisan ise büyüklükleri farklı olan ve hatırlatıcı nitelikteki artçı şoklardır.
27 Nisan e-Muhtırası;
Türk demokrasi tarihinde ilk kez, halkın emaneti üzerine verilmiş yöneticilerin itirazı ve püskürtmesi ile karşılaşan bir müdahale biçimidir.
Bu itiraz, depreme karşı dirençli şehirlerin ilk ve en önemli basamağı olan kentsel dönüşüm gibi, toplum direncinin demokrasi dönüşümü olmuştur.
Ardından bu toplum direnci, kurduğu sağlam temellerle 15 Temmuz’u da püskürtmüştür.
Bu yorumum bazı elitistleri tedirgin edebilir;
Gezi, 17-25 Aralık ve 6-8 Ekim kalkışmaları Batı’nın son çırpınışlarıydı.
Ancak 27 Nisan - 15 Temmuz arası, tam anlamıyla olmasa da demokrasi dönüşümünü dirençli hale getiren toplum itirazını Batı’ya karşı şekillendirmiştir.
“Türkiye, Batı’nın müdahalesiyle özünü ve kurallarını değiştirme girişimlerini mağlup etmiştir.”
“Batı bir kez daha yenilmiştir ve bunu yenenler de yenilenler de çok sonra anlayacaktır.”
27 Nisan ve 15 Temmuz’da Batı’ya büyük mağlubiyet tattırılmıştır.
27 Nisan’da yönetenler sorumluluklarını yerine getirmiş, 15 Temmuz’da ise millet hem sorumluluğunu hem gereğini yerine getirmiştir.
27 Nisan, hem 1960 darbesini yapanları ve yaptıranları terbiye etmiş, hem de 15 Temmuz’un püskürtülmesini cesaretlendiren ilk adım olmuştur.
Batı’nın, Türkiye’nin özünü ve kurallarını değiştirme atakları çeşitli şekillerde devam edecektir.
Ancak iş işten geçmiştir;
Türkler atı almış, Üsküdar’ı geçmiştir.
Dünyayı yönlendiren fikirler; yaşanan travmalar, karşılaşılan haksızlıklar, aşağılanmalar ve doğal olanı değiştirme vahşiliğinden çıkar.
Anadolu ve kardeşleri son on yıllarda bunları fazlasıyla gördü, yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.
Dünyanın yeni fikri Anadolu ve kardeşlerinden çıkacaktır.
Buna inanıyorum."
GÜNCEL
Sayfa başına git
