

CHP lideri Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Özel'in konuşmasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Siz söz tutmuyorsunuz. Depremin birinci yılının sonunda çadırda kimse kalmayacak demiştiniz Hatay'da söz verilen evler teslim edilmedi. Depremzedeler gurbette ya da başkalarının yanında yaşamak zorunda. Rezerv alan mağduriyetleri daha ortada duruyor. Borçlar için mücbir sebep süresi 30 Kasım'da dolacak. Depremzedeler bin gündür adalet arıyorlar. Sonuçlanmayan davalar, kamu görevlilerine verilmeyen yargılama izinleri depremzedelerin yüreklerini bir kez daha yakmaya devam ediyor. Hatay depreminin ertesi günü İBB Hatay'daydı. İmamoğlu inanılmaz bir mücadele verdi. Yavaş, Kahramanmaraş'a Ayaş'a sahip çıkar gibi sahip çıktı. Halen daha yapılacak çok iş var. Davaları da takip etmeye, üzerimize düşen sorumluluğu almaya ve depremzedelerin hiçbir sorununu ortada bırakmamaya gayret edeceğiz.

"METROYU CHP'Lİ BELEDİYE YAPSAYDI SABAH 6'DA BÜROKRATLARI EVDEN ALIRLARDI"
Gebze'de bir şehircilik skandalı yaşanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı ve sonra Ulaştırma Bakanlığı'nda devredilen bir metro inşaatı var. 7 katlı sağlam bir bina yıkıldı. Daha olay sıcakken Ulaştırma Bakanlığı, "Konunun bizimle ilgisi yok" dedi. Geçen sene temmuz ayında Makine Mühendisler Odası'nın bir raporu çıktı. "Buraya metro yapıyorsunuz, zemin zayıf. Bu inşaat apartmanların zemininde kayma yaratır. Bu rapora kimse kıymet vermemiş." İlk bina çökünce bina ile ilgilidir dediler ama şimdi anlaşılıyor ki bütün bir mahalle tedbir alınmadığı için büyük bir felaketin kenarından dönmüş.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi CHP'nin olsaydı... Metro inşaatını da o zaman Ulaştırma Bakanlığı üstlenmez tabii. Kendi imkanlarıyla Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yapıyor olsaydı... Bu çöküş olmuş olsaydı, sabah 6'sında hangi Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanının, belediye meclis üyelerinin, bürokratların sabah kapılarını kırarak girip alacaklardı. Şimdi haberi duyar duymaz 6 dakika içinde 'Bakanlıkla alakası yok' diye yalan açıklama yapıyorlar. O mahalleyi takip edeceğiz.
"YANAN OTELİN KAPISINDA TURİZM BAKANLIĞI RUHSATI VAR"
Kartalkaya'da yangın oluyor, sabahın 9'unda bana il başkanım, milletvekilim şu ana kadar 50 üstünde yitirdiğimiz can var diye bilgi veriyor. O gün Erdoğan kongre yapacak, alkış kıyamet bitiyor sonra açıklama geliyor. Vefat sayısı 60'a ulaştı... Yanan otelin kapısında nal gibi Turizm Bakanlığı ruhsatlı olduğu yazıyor. Bakanlık bürokratları bilirkişi raporlarını teslim almıyor, korsan diyor. Esas kendisi korsan bir heyet oluşturuyor. Almadıkları rapora diyorlar ki 'Buraya Bolu Belediyesi sorumlu' yaz. O raporu defalarca burada konuştuk. İkincide belediyeyi de dahil ediyorlar. Belediyenin eri vicdani sorumluluk denerek ağırlaştırılmış müebbet hapis aldı. Çünkü o otele gitmişsin eksiklikleri görmüşsün. Sonra başvuruyu çekmişler. Bunu gidip bildirmemişsin diye itfaiye eri ağırlaştırılmış müebbet alıyor. Turizm Bakanlığı önce sorumluların yargılanmaması için soruşturma izni vermiyor. Danıştay'a gidip Danıştay'dan bozduruluyor, soruşturma izni alınıyor. Ama onlar daha soruşturmaya dahil edilmedi. Tek soru sorulmadı. Olayın sıcaklığında bir kısım sanık açısından aileleri tatmin edecek mahkeme kararı veriliyor. Ama esas sorumlular. Turizm Bakanı'nın kendisi zaten onun için burada inşallah milletimiz yeteri kadar milletvekilini verip gelecek dönem onun yüce divanda yargılanmasını sağladığımızda adalet onun üzerinden bir kez daha tecelli edecek.
"ANT OLSUN Kİ YAKALARINI BIRAKMAYACAĞIZ"
Turizm Bakan Yardımcısı alttaki üst düzey sorumlular esas o meselenin sorumlularının hiçbirisini yargılatmıyorlar, yargılamıyorlar, zamana bırakıyorlar. Ve olacağını söyleyeyim Soma Kartalkaya gibi bir ayda, bir buçuk ayda yargılama yapılsaydı Soma'da 300'er tane ağırlaştırılmış müebbet ya da müebbet çıkardı. Yaydılar 5 buçuk yıla kişi başına 5 gün yattılar. 5 gün öldürdükleri kişi başına 5 gün yattılar. O yüzden şimdi de adalet Turizm Bakanı'nın koruduklarını, kayırdıklarını, sakladıklarını zamana yayarak böyle bir akıbete getirecekler. Ama buradan size söylüyorum. And olsun ki ne bu Turizm Bakanı'nın, ne o yetkililerin, ne Soma'yı yakanların ne Ermenek'teki sorumluların Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yakasını bırakmayacağız. Yeniden yargılanacaklar. Yeniden yargılanacaklar.
"YEPYENİ BİR DARBE MODELİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Bu kürsüden geçen sene 18 Şubat günü bir darbe mekaniği işliyor demiştim. Bir darbe mekaniği işliyor. Ve Türkiye'nin normalde darbeler bütün dünyada bugüne kadar bilindiği kadarıyla birileri tarafından iktidara yapılır. Muhalefete de döner bakarlar sen bu işin bir yerinde var mısın diye. Allah'a şükür Cumhuriyet Halk Partisi 15 Temmuz darbesinde de bundan önceki herhangi bir darbede de o demokrasi treninden inmediğiyle övünür. 15 Temmuz'da bize her türlü kötülüğü yapana darbe yaptılar. Dedik ki seçim dışında bir göreve talip olmayız. Seçilmiş parlamentonun demokrasinin arkasındayız, darbecilerin karşısındayız. Ama şimdi yepyeni bir darbe modeliyle karşı karşıyayız. Mevcut iktidarın geleceğin iktidarına yaptığı darbe. Halefin selefe yaptığı darbe. Selefin halefe yaptığı darbe. Selefi meraklılığında olanların yapmış oldukları geleceğe yönelik bir darbe. Ülkenin Cumhurbaşkanının bir sonraki Cumhurbaşkanına yaptığı darbe. Onun hazırlığındalar diye burada söylemiştim. Sonra 19 Mart'ı yaşadık. Ama esas mesele Esenyurt Belediyesi'ne 30 Ekim günü önce gözaltı yapılıp belediye başkanımız, sonra tutuklanıp belediyeye kayyum atanmasıyla başladı ve o günden bugüne o darbe süreci devam ediyor.
"AZİZ İHSAN AKTAŞ'IN KAÇTIĞI SÖYLENİYOR"
704 yıl bir suç örgütü lideri var. Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum. Savcı söylüyor. Suç örgütü lideri diyor. Örgütü bu gördü diyor. Şunu yaptı, bunu yaptı diyor. Sonra geldi bize itiraf yaptı diyor. Önüne gelene bir şey söyledi diyor. 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama onun 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor.
4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 6 aydır, 8 aydır, 10 aydır. O 4 yıldan yargılanan 4 yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. O yüzden meseleyi şöyle kısaca özetlemek isterim. Hırsız dediler, yolsuz dediler, terörist dediler. Onu dediler, bunu dediler. Baktılar olmuyor.
İddianame yarın inşallah tescil zaptıyla bütün arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Beklentimiz o yöndedir. Hukukun gereği, adaletin gereği, vicdanın gereği odur. 704 yılla yargılanan suç örgütü lideri gezerken 4 yılla yargılananı içeride tutamazsın. Herhangi bir suçladığın kişiyi içeride tutamazsın. Çünkü bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin."
Sayfa başına git







