Temel Karamollaoğlu Vakası
Millet İttifakı’nı “Zillet İttifakı” diye tarif edenlerin en önemli argümanı şu: Bu 6 benzemez (hatta HDP’yi de katıp 6+1 diye de tanımlıyorlar…) nasıl oluyor da bir araya geliyor?
Sonra lider bazında farklılıklara geçiliyor ve bu farklar anlatılırken en çok da Saadet Partisi lideri Temel Karamaollaoğlu’nun o ittifakta olması “acayip” ve de “anlamlı” bulunuyor.
Peki; neden o 6 benzemezin en “benzemezi” Karamollaoğlu?
Biraz daha yakından bakalım.
ÇİZGİSİNİ BOZMADAN OLMAZI BAŞARDI
Şimdilerde ittifakın tonton dedesi, akil adamı, sağduyu temsilcisi gibi boşlukları dolduran Temel Karamollaoğlu az daha zorlansa “yaşını başını almış Che Guevera” gibi sunulacak kıvamda ya…
Gerçekten öyle mi?
Bir iki defa yakasını bağrını açtıysa da Millî Görüş gömleğini çıkarmadı. Zaman zaman AK Parti ile dirsek temasında bulunduysa da o cepheye geçmedi.
O açıdan bakılınca hakkını teslim etmek gerekiyor.
Cepheden cepheye savrulan birçok siyasi aktörün tersine Karamollaoğlu çizgisini bozmadı. Hala Millî Görüş’çü, hala Saadet Partisi lideri, hala muhafazakâr.
Olmazı zorladı ve olmayacak şeyi başardı.
Çünkü ortaya koyduğu Batı karşıtı, İsrail karşıtı, muhafazakâr ve mukaddesatçı kimliğin birlikte görüleceği son yer CHP-HDP çizgisiydi.
MADIMAK BAGAJINA RAĞMEN…
Karamollaoğlu denince aslında sol, laik, Atatürkçü çevrede tek bir anı belirirdi: Madımak katliamı.
Sivas’ta o büyük insanlık dışı katliam gerçekleştirilirken Temel Karamollaoğlu Sivas belediye başkanıydı.
Kimilerine göre azmettirici.
Kimilerine göre otelin önündeki kitleyi dağıtmak için konuşmuş ama becerememiş.
Basiretsiz mi azmettirici mi bir karara varılabilmiş değil.
Temel Karamollaoğlu’nun Sivas’taki kalabalığa yönelik söylediği “Gazanız mübarek olsun” sözünün ne anlama geldiği, kimin neye nereden baktığına göre anlamını değiştirse de öyle ya da böyle bagajındaki en büyük yük Sivas.
ZİLLET İTTİFAKI GÖMLEĞİNİN ÖNÜNDEKİ MANEVİ KALKAN
Millet ittifakına giydirilmeye çalışılan “Zillet İttifakı” gömleğinin önündeki manevi kalkan olarak sakalını, Millî Görüş kimliğini ve partisini siper etse ve Atatürkçü CHP’nin kutsal dedesi olarak ittifaka gelecek muhafazakâr okları göğsünde yumuşatıp ittifak bünyesinde hasar açmaması görevini üstlense de…
"Pir Sultan şenliği diye sağa sola kafir Marks'ın resimlerini asarlarsa, komünist propaganda yaparlarsa Sivas halkı ne yapsın..." sözü hala tarihin bir yerlerinde asılı duruyor.
Aslında Temel Karamollaoğlu’nun olduğu şey ile durduğu yer siyasetin doğası hakkında yeterli fikir veriyor.
GEÇMİŞ YOK, SADECE GELECEK VAR!
6’lı bileşenden birinin Karamollaoğlu olması onun kadar CHP için de açıklanamaz bir realite.
Ama AK Parti nefreti o açıklanamaz olanı anlaşılabilir kılıyor.
Saadet tabanı da CHP tabanı da bu birlikteliği normalleştirmiş durumda.
Geçmiş yokmuş gibi. Sadece gelecek varmış gibi. AK Partisiz bir gelecek için her yol mubahmış gibi.
Gerekçesi her ne olursa olsun; Temel Karamollaoğlu, olduğu şeyi inkâr etmeden olmadığı, asla olmayacağı bir bütünün parçası olup, üstelik o bütüne eklemlenirken bünyeye tüm farklılıklarına rağmen sağladığı kusursuz uyumla, benzerine daha önce çok da rastlanmamış bir portre olarak Türkiye siyaset tarihinde kendine yer ayırdı bile.
Alan razı satan razı ise bize de hayırlı alışverişler demek düşer. Ne diyelim?