Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, "Cumhurbaşkanlığı'ndan birileri MİT'e 'Ankara Büyükşehir'i de soruşturmalara karıştırın' talimatı verdi, MİT Başkanı'ndan açıklama bekliyoruz" çağrısının ardından, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Özel'i telefonla arayarak bilgi verdiğini köşesine taşıdı.
MİT Başkanı İbrahim Kalın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ''Görev tanımımızda böyle bir şey yok" dedi.
Okan Müderrisoğlu'nun yazısında ilgili bölüm şu şekilde;
CHP'de siyasi genetiğe işlemiş bir yazılım var. Halk Partisi ile ünsiyet tesis etmek isteyen kimi eski istihbarat veya emniyet görevlileri muhtelif dedikoduları, duyumları, iddiaları bir pakete dönüştürüp genel merkezdeki bir tanıdığa iletiyor. Komplo teorisiyle de harmanlanan bu aktarımlar, "Ciddiye alsan bir dert, almasan bin dert" psikozuna dönüşüyor. Ne zaman güncel bir gelişme yaşansa, CHP'deki derin akıl harekete geçiyor. Malûmatı (!) genel başkana kadar ulaştırıyor. Çoğu kez tetkik etme gereği bile duyulmadan, özellikle parti tabanının konsolide edilmesi için, "Kulağımıza kadar geldi ha!" tarzı çıkışlar yapılıyor.
Örneğin önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sezonluk ithamları adeta kanıksanmıştı. Bunun bir benzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel de imza attı.
Özel, "... Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında geçmişte olmuş ve soruşturmaya gerek duyulmamış hususlarda 'Eşeleyin, deşeleyin, aman bir şeyler bulun' diye MİT'e talimat verilmiş!" deyiverdi.
"GÖREV TANIMIMIZDA BÖYLE BİR ŞEY YOK"
Haliyle MİT Başkanı İbrahim Kalın, bizzat CHP Genel Başkanını arayıp iddia edilen hususun asla söz konusu olmadığını vurgulamakla kalmadı, "Görev tanımımızda da böyle bir şey yok" bilgisi de verdi.
Diyeceğimiz o ki... Soğuk savaş döneminde değiliz, dijital çağdayız. Ülkemize yönelik tehditler nitelik değiştiriyor ve karşı konulması büyük mücadele gerektiriyor!
MİT ismi geçti mi, bir cazibe yarattığına kuşku yok da teşkilatın siyasetin içine çekilmek istenmesi, toplumdaki güven duygusunun zedelenmesi doğru değil. Kaldı ki afaki söylemlerin, kurumu ilzam eden dışsal söylemlerin hukuki karşılığı olduğu da bir gerçek!