CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Toplantıya Lozan 100. yılı vesilesiyle Atatürk ve İsmet İnönü'yü anarak başlayan KIlıçdaroğlu, İnönü dönemindeki ekonomiyle şu anki ekonomiyi karşılaştırarak iktidarı eleştirdi. Kılıçdaroğlu yapılan zamlara dair, "Yapılan ekonomik soykırımdır. 85 milyon zamlar ve vergilerle perişan ediliyor. Bu hükümet kime hizmet ediyor peki? Dolarla ihale alanlar hizmet ediyor. Dolarla fiyat garantisi alanlara hizmet ediyor. Dolarla devlete borç verenlere" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:
"Lozan'ın yüzüncü yılında devletin bütün gazilerine başta Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere şükranlarımızı sunuyoruz.
Devleti yönetenler kapı kapı gezip para dileniyor. 100 yıl önce hangi noktadaydık, şimdi hangi noktadayız...100 yıl önce hangi mücadeleyi verdik şu an hangi durumdayız. İnönü gittiğinde devletin kasası altınla doluydu bir de şimdi bakın. Bunu vatandaşlarımızın unutmaması temennimizdir.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE SON SIRALARDAYIZ"
Basında sansürün kaldırılışının yıl dönümü hapishanede gazetecilerimiz var. Merdan Yanardağ tutuklu. Üstelik tutuklu, hükümlü değil. Medya üzerindeki baskıları görüyoruz. Basın özgürlüğünde son sıralardayız.
Akbelen'de kadınlar direniyor 2 yıldır mücadele ediyorlar. Dün müdahale ettiler engellediler. Neden müdahale ediyorsunuz onların mücadelesi topluma örnek olsun.
Bütçe açığı... Haziran'da 219 milyar lira bütçe açık verdi. Para yok, harcanıyor. Hazine'nin ödeyeceği kısa vadeli borç, 1 yıldan kısa süre kalan dış borç 207 milyar dolar, tam bir rekor.
Neden düne kadar şerefsiz dediklerinin el eteğini öpüyorlar. Borç olur ama MB'de de 300 milyar dolar paranız olur, MB'de -48 milyar dolar var... KKM sahiplerine para ödendi. Türk Lirası'na güven düştü. Öyle bir noktaya geldik ki.
Diyor ki Türkiye... Sana borcumun ana parasını ödeyemiyorum, ana parayı ödemek için bana borç ver diyor. Faizini de ödeyemiyorum, faizini de ödemem için bana borç para ver diyor. Bütçede açığım var, bu açığı kapatmam için de bana borç para ver diyor.
Vatandaş icra dairelerinde.. Yüzde 60 artmış durumda ve vatandaş adres değiştiriyor icralık olunca.
Devlet ne yapıyor yeni vergiler getiriyor. Vergi ve zam onun dışında bir şey yapılmadı.
Mayıstan hazirana 900 milyar lira arttı. Artık devletin yönetilmediğini Mısır'daki sağır sultanlar biliyor. Bize borç vermek isteyen de biliyor. O yüzden diyorlar ki bana limanları ver ben çalıştırayım. Bu devletin yönetilmediğinin açık net gösterir.
'SARAY'IN TÜRKİYE'Sİ VE VATANDAŞIN TÜRKİYE'Sİ'
Yapılan ekonomik soykırımdır. 85 milyon zamlar ve vergilerle perişan ediliyor.
Bu hükümet kime hizmet ediyor peki? Dolarla ihale alanlar hizmet ediyor. Dolarla fiyat garantisi alanlara hizmet ediyor. Dolarla devlete borç verenler.
Başkasının kefaletini hazinenin sırtına yüklüyorsunuz.
İki farklı Türkiye var... Saray'ın Türkiye'si vatandaşın Türkiye'si.
Saray'ın Türkiye'sinde kimler var? Erdoğan ailesi, beşli çeteler, rüşvet alan büyükelçiler ve siyasetçiler, birkaç maaş aynı anda alanlar... Saray'ın Türkiye'sinde kira yok fatura yok ve her türlü israfın kaynağı.
Ev sahibi ile kiracı arasında anlaşmazlıklar oldu cinayetler işlendi. Saray'ın Türkiye'si bundan haberdar oldu mu? Vatandaşın Türkiye'sinde esnaf var, taksici var... Mutfaklarda yangını onlar görüyor. Vatandaşın Türkiye'si Saray'ın Türkiye'sine çalışıyor.
Köprüden neden dolarla geçiriyorsun? Türk Lirası dolar karşısında ezilmeyecek. Bütün bunların temelinde adaletsizlik yatıyor.
Barış Terkoğlu 10 Temmuz'da bir yazı yazdı. Yargıdaki bozulmayı anlattı ve o yazı karşısında bekledik ki Adalet Bakanlığı'ndan bir açıklama gelir, 'böyle bir şey yoktur.' diye. Bu yazı çok önemli ama şu an adeta sahipsiz. Bu yazıdaki soruları bir yazı haline getirdim.
Önceki Adalet Bakanı Bozdağ döneminde HSK 1. Daire Başkanı Halil Koç ve bakan yardımcısı Hasan Yılmaz, seçimlerden önce nisan ayında İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi Başkanı Ramazan Acar'ı kendileriyle görüşmek üzere çağırdılar mı?
Ankara'da yapılan görüşmede Halil Koç ve Hasan Yılmaz, Mahkeme Başkanı Ramazan Acar'ı tehdit etti mi, etmedi mi?
'NERON ROMA'YI YAKTI ERDOĞAN DA TÜRKİYE'Yİ YAKIYOR'
Davanın mutlak firma lehine sonuçlanması lazım. O yüzden 3 Mayıs'ta mutlaka karar vermenizi istiyoruz. Davanın karar aşamasına gelip gelmemesi hiç önemli değil' diyorlar. Bu nasıl bir hukuk anlayışı?
3 Mayıs'ta bütün baskılara rağmen karar verilmemiş hakim adaletli bir insan hukukun üstünlüğüne önem veren bir insan. Mahkeme başkanı başka yere alelacele sürüldü mü sürülmedi mi? Atanan hakimler istendiği kararın verilmesine sebep oldu mu olmadı mı?
Çürüme nerde açık ve net söylüyorum çürüme Saray'da. Neron Roma'yı yaktı Erdoğan da Türkiye'yi yakıyor."
İŞTE İSMAİL SAYMAZ'IN GERÇEK YÜZÜ