Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Maaş zamlarının yetersizliğine vurgu yapan Karamollaoğlu, "İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz" dedi.
Karamollaoğlu'nun basın toplantısından satır başları şöyle:
Değerli basın mensupları, muhterem arkadaşlar; sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün 14 Haziran Çarşamba. Basın toplantımızda sizlerle bir aradayız. Hepiniz hoş geldiniz.
Malum seçimler artık geride kaldı, şimdi önümüzde çözüm bekleyen birçok konu başlığı var.
Asgari ücret görüşmeleri, seçimlerin ardından peş peşe gelen zamlar, insanımızın canını her geçen gün daha çok yakan kiralar, bir türlü önlenemeyen kurdaki yükseliş…
Buna benzer onlarca başlık ve her biri acil çözüm bekleyen problemler.
Bu nedenle, artık bir an evvel gerçek gündemlere odaklanılmalı, koskoca bir yangına bir bardak su dökmekten ibaret kalan göstermelik tedbirler yerine, somut ve kalıcı adımlar atılmalıdır.
MİLYONLARCA İNSANIMIZIN CEBİNDEN 100 DOLARI KİMLER ALDI?
Muhterem arkadaşlar; milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri bu hafta tekrar başladı. Bu nedenle, bazı rakamları tekrar hatırlatmak isterim:
Şu an net asgari ücret; 8 bin 500 lira
Türk-İş’in yıllardır düzenli olarak açıkladığı ve son olarak Mayıs ayı için paylaştıkları verilerde;
Açlık Sınırı: 10 bin 360 liraya, Yoksulluk Sınırı: 33 bin 750 liraya,
Bekar Bir Çalışanın Aylık Yaşama Maliyeti ise; 13 bin 440 liraya yükselmiş durumda.
Peki, TÜİK’in son açıkladığı aylık enflasyon kaçtı? %0,04! Şimdi asgari ücrette yeni rakam neye göre, kime göre belirlenmeli veya belirlenecek?
Genelde asgari ücret belirlenirken enflasyon dikkate alınır. Şimdi iş tersine dönmüş gibi; hükümetin açıklamak istediği asgari ücret kaç olacaksa, sanki TÜİK ona göre enflasyon rakamı açıklıyor.
2023’ün başında “tarihi rakam” olarak duyurulan ve 455 Dolara tekabül eden asgari ücret, şimdilerde 360 Dolar seviyelerine kadar indi.
Milyonlarca insanımızın cebinden bu 100 Doları kimler aldı, sorumluları kimlerdir?
ÜCRETLERİ YUKARIDA BİRBİRİNE YAKINLAŞTIRMAK GEREK, AŞAĞILARDA DEĞİL
Muhterem arkadaşlar; bir 5 yıl daha “aynı tas, aynı hamam” gitmez, gidemez! Ücretleri yukarıda birbirine yakınlaştırmak gerek, aşağılarda değil.
İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz!
Her zaman söylediğimiz gibi, 5-10 yıllık bir hedef koyup, asgari ücreti kademe kademe açlık sınırından yoksulluk sınırına çıkarmak gerekir.
Ayrıca alım gücünü arttıracak tedbirler alınmadığı takdirde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da belirlenecek her yeni ücret, 6 ay bile gitmeyecek; 2-3 ay içerisinde eriyecektir.
Büyükşehirlerde ortalama bir evin kirası 10-20 bin lira arasında, diğer şehirlerimizde ise 5-10 bin lira arasında değişiyor. Hâl böyleyken, bugün asgari ücrette 10-12 bin liralar, işçi ve memur maaşlarında da 20-25 bin liralar konuşuluyorsa; bir şeyler epey ters gidiyor demektir.
Yüz binlerce aile için artık ev almak değil kirayı ödeyebilmek hayal olmuşsa, çocuğunu özel okula göndermek değil kırtasiye ve kantin giderlerini karşılayabilmek zorlaşmışsa; burada durup, etraflıca düşünmek gerekir.