Çayeli ilçesine bağlı Derecik köyünde 21 Ekim'de etkili olan sağanak nedeniyle meydana gelen heyelanda 2 evin yıkılıp, kayan toprağın da dere önünü tıkadığı alanda ekiplerin temizlik çalışmaları sürüyor. Kente gelen İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, bölgede sürdürülen çalışmaları yerinde takip etti. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş ve yetkililerden bilgi alan Karaloğlu, açıklamalarda bulundu.
'537 KİLOGRAM YAĞIŞ DÜŞTÜ'
Münir Karaloğlu, "21 Ekim'de bulunduğumuz mevkide çok ciddi bir heyelanla karşı karşıya kaldık. Arkada gördüğünüz bölgede 2 evimiz tamamen yıkıldı. Yukarıdaki bir evimizi de risk dolayısıyla zaten daha önce boşaltmıştık. O da zaten yıkılmış olacak. 14 Ekim'de Rize genelinde başlayan yağışlar, 21 Ekim'de bu bölgede bir heyelana sebep oldu. Bölgeye 14 gün içerisinde yaklaşık 537 kilogram yağış düştü. Bu büyük bir yağış miktarı. Dolayısıyla bölgede daha önce zaten bir risk dolayısıyla yıkılan, şu anda gözükmeyen iki ev AFAD tarafından riskli ilan edilmiş, boşaltılmış. Allah'a hamdolsun onun için bir can kaybımız yok. En büyük tesellimiz o. Bunun en büyük faktörü daha önce AFAD'ın bölgeyi afet bölgesi ilan edip, bölgedeki evleri boşaltması ve o vatandaşlarımıza Büyükköy'de inşa edilen afet konutlarından konut verilmiş olması. Bu devletin afet konusunda artık riskleri öngörebildiği ve gerekli tedbirleri alabildiğinin de en güzel örneklerinden bir tanesidir" dedi.
'COĞRAFYAMIZ ZOR'
Afet konutunu teslim edilmesi için eski konutunun yıkma şartı getirileceğini duyuran Karaloğlu, "Rize'nin coğrafyasını hepiniz benden iyi biliyorsunuz. Ben de bölgenin çocuğuyum. Coğrafyamız zor. Etrafınıza baktığınızda zaten coğrafya bunu hepimize söylüyor ve son dönemde maalesef yağış rejimlerinde 1 yılda yağacak yağmurlar işte burada olduğu gibi; 13-14 günde yağdığında maalesef toprak suya doyuyor ve kendisini bırakmak durumunda kalıyor" diye konuştu.
'YÜREĞİMİZ AĞZIMIZA GELİYOR'
Karaloğlu, "Burada gördük işte en üstteki vatandaşımıza konut vermişiz, evini yıkmamışız. Bundan sonra anahtarını teslim ederken, afete maruz konutunu yıkacağız. Vatandaşla beraber yıkacağız bunu. Devlet olarak değil, vatandaşa diyeceğiz ki 'Kardeşim konutun hazır, evini yık. Gel anahtarını al.' Yoksa bir taraftan yeni ev veriyoruz; diğer taraftan da o afetten maruz konut orada durmaya devam ediyor. Burada olduğu gibi bir heyelan olunca yine koşup, buraya gelip, vatandaşımız bir zarar gördü mü diye yüreğimiz ağzımıza geliyor. Artık afet konutu yaptığımız vatandaşlarımıza konutunu teslim ederken, eski konutunu yıkmış olacağız" dedi.