TURKTIME / İran'ın muhafazakar yönetimi 18 Haziran Cuma günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu düzenlemeye yönelik çabaları sonuç verirken, seçmenin bu müdahaleye karşı tavrı ise seçimi boykot etmeye kadar vardı; seçimlere katılım oranı ise yüzde 50'yi geçemedi.
İran İçişleri Bakanlığı, 19 Haziran'da seçim sonuçlarında kazananın İran'da yargı sisteminin başı ve dini lideri konumundaki Ayetullah Ali Hamaney'in yakın müttefiki İbrahim Reisi olduğunu açıkladı.
İbrahim Reisi, seçimlere katılacak üç reformist aday dahil olmak üzere kendisine ciddi bir rakip oluşturacak adayların seçime katılmalarının engellenmesinden sonra zaferden neredeyse emindi.
Peki kimdir İbrahim Reisi ve İran'ın iç ve dış politikalarını nasıl değiştirecek?
İÇERİDEN BİRİ
Reisi, İran'ın yargı alanında kırk yıldan fazla bir geçmişe sahip rejime bağlı sadık biri yani içeriden. Reisi, 1979'da İslamcılar Şah'ı devirdiğinde henüz 19 yaşındaydı. Genç bir İslamcı aktivist olarak, yaklaşık on yıl sonra İran'ın dini lideri olan Ali Hamaney de dahil olmak üzere birkaç üst düzey devrimci din adamının dikkatini çekmiştir.
Daha 20 yaşındayken Tahran yakınlarındaki küçük bir şehir olan Kataj'ın başsavcısı olarak atanan Reisi, hızla daha önemli pozisyonlara yükselmiştir. 1989'da Ali Hamaney, Ruhullah Humeyni'nin yerini almasıyla, Reisi Tahran başsavcılığına terfi etmiştir.
Bu terfi , Hamaney'in Reisi'ye duyduğu yüksek güveni yansıtıyordu. Reisi bu pozisyonlarda görev yaparken, aynı zamanda Hamaney ve diğer dini liderler altında ilahiyat ve dini çalışmalara katılmıştır.
MUHALİFLERLİ İDAM ETMEK, YOLSUZLUKLA MÜCADELE
İbrahim Reisi, kariyerinin ilk on yılında, İslami rejime karşı muhalif olan birçok kişiyi hapis yada ölüme mahkum ettirdi. Rejimi eleştirenler, Reisi'nin özellikle 1988'de idam edilen çok sayıda siyasi mahkum olmak üzere, bu infazlardaki doğrudan rolünü kınadılar .
1994'ten 2004'e kadar Reisi, devlet kurumlarında yetkinin kötüye kullanılması ve yolsuzluğu önlemekten sorumlu genel müfettişlik bürosunun başkanı olarak görev yaptı. Bu görevdeyken verdiği mücadele ile büyük bir ün kazandı.
2004 yılında birinci adalet başkan yardımcısı olarak, Mart 2019'da başyargıçlığa terfi etmesine rağmen, birçok hükümet yetkilisini yargılayarak yolsuzlukla mücadelesine devam etti .
Ancak Reisi'nin yolsuzlukla mücadelesinin oldukça politize ve seçici olduğu eleştirileri yükseldi. Bu mücadelede Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibi siyasi rakipleriyle bağlantılı kişileri hedef alındığı iddia edildi.
Reisi ilk olarak 2017'de cumhurbaşkanlığına aday oldu, ancakseçimi Hasan Ruhani kazandı. Bu yılki seçimde ise Reisi, İslami yönetici seçkinlerin muhafazakar sağ kanadının favori adayıydı ve Ali Hamaney'in desteğini de almıştı.
Ali Hamaney ayrıca, tüm seçimleri denetleyen ve herhangi bir kamuoyu açıklaması olmaksızın adayları eleme yetkisine sahip olan 12 üyeli Muhafızlar Konseyi'nin yarısını doğrudan atamaktadır. Ali Hamaney, seçim öncesi Reisi'ye rakip olabilecek tüm adayların elenmesini onayladı ve savundu .
ALİ HAMANEY'İN GÖLGESİ
1979 İslam devriminden bu yana İran'ın siyasi sisteminin kurumsal zayıflıklarından biri, seçilmiş cumhurbaşkanları ile dini lider arasındaki gerilim ve anlaşmazlık potansiyelidir.
İran'da cumhurbaşkanının yetkileri son derece sınırlıdır. Dini liderin himayesinde ve yakın bir müttefiki olarak Reisi'nin Ali Hamaney'in hem iç hem de dış politikalarını desteklemesi bekleniyor. Parlamentonun Ali Hamaney yandaşlarının da hakimiyetinde olması, muhafazakarların sekiz yıl sonra rejimin üç kolunu da yeniden kontrol edecekleri anlamına geliyor.
Bu uyum, Reisi'nin başkan olarak çok daha etkili olacağı anlamına geliyor. Çünkü Reisi'nin hem içeride hem dışarıda izleyeceği politikalar büyük ihtimalle dini lider Ali Hamaney tarafından da desteklenecek.
2015 yılında ABD ile imzalanan ve 2018 yılında Trump tarafından ABD'nin çekildiği nükleer anlaşma Reisi'nin ilgilenmesi gereken en sıcak başlıklardan biri.
Reisi, ABD ile yeniden anlaşmayı imzalayan ekibin lideri olursa, ülkenin şu anda katlanmakta olduğu ekonomik sıkıntıyı sona erdirmek için toplumdan kredi alacak. Bu durum aynı zamanda kendi içerisinde handikapıda barındırmakta; yönetimi elinde tutan muhafazakarlar, şimdi yaşanan ve önümüzdeki dönemde de yaşanması muhtemel olan ekonomik zorluklar için artık reformist bir başkanı suçlayamayacak.
OLASILIKLAR
Birincisi; Hamaney, Reisi ve onları destekleyen muhafazakar elitler İran'ın var olan çatışmacı dış politikasını sürdürmekte ısrar ederse, İran'a yönelik ekonomik yaptırımların hafifletilmesi önümüzdeki dönemde pek olası görünmüyor.
İkincisi; İran nüfusunun geniş bir bölümünün yaşadığı yabancılaşması ve hayal kırıklığı, özellikle reformcu adayların cumhurbaşkanlığına aday olmasının engelenmesinden sonra, hala kitlesel huzursuzluğa ve siyasi istikrarsızlığa yol açabilir .
REİSİ NE YAPABİLİR?
Reisi'nin seçim zaferi, kısa ve uzun vadede İran siyaseti üzerinde önemli etkilere sahip olabilir. Özellikle İran'ın bir sonraki dini lideri olması olasılığı.
Ayetullah Ali Hamaney 80'li yaşlarında ve önümüzdeki dört yıl içinde yeni bir dini liderin seçilmesi muhtemel görünüyor. Rejim içinden birçok kişinin yaptığı yoruma göre Reisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak Ali Hamaney'in yerine geçecek kişi olma yolunda önemli bir avantaj elde etmiş oldu. Reisi, İran'ın dini lideri de olursa, içte ve dışta her türlü politikayı şekillendirecek en fazla yetkiye sahip kişi olacak.
Reisi'nin geçmişine ve savunduğu değerlerine dayanarak bir değerlendirme yaparsak, Reisi, siyasi ve sosyal reformlara direnerek, ekonomik büyümeye odaklanacaktır. İbrahim Reisi'nin İran'ın Batı karşıtı dış politikasından vazgeçmesi pek olası değil, ancak İran ekonomisini iyileştirmek için gerilimi daha yönetilebilir bir düzeye indirmeye çalışacaktır.