Turktime

İYİ Parti'li Behiç Çelik: Altı siyasi parti, Türkiye'nin önünü açacak!

İYİ Parti 27. Dönem Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Turktıme'a konuştu. Yapılan röportajda Behiç Çelik birçok konuya açıklık getirdi.
ABONE OL
Abone Ol
İYİ Parti'li Behiç Çelik: Altı siyasi parti, Türkiye'nin önünü açacak!
Haberler / Siyaset
8 Mart 2022 Salı 11:24
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İYİ PARTİ 27. Dönem Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Turktıme'a konuştu. 

Çelik'in açıklamalarından satır başları:

SAYIN VEKİLİM KENDİNİZDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?

Ben 1955 Mersin Anamur doğumluyum. İlk ve orta öğretimimi burada tamamladıktan sonra, 1972 yılında Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdim. 1977 yılında İktisat ve Maliye Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Kaymakamlık Sınavı'nı kazandım. Dört ilçede vekaleten, dört ilçede ise asaleten görev yaptım. Bu arada, iki ilçede, aynı zamanda, belediye başkanlığı görevini de yürüttüm. Ardından İçişleri Bakanlığı'nda Mahalli İdareler'de Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştım. Ardından Kırıkkale Valiliği'ne atandım. 

Bu arada, Yerel Yönetimler alanında, başta TODAİE'de olmak üzere, ders, seminer, panel ve çalıştay programlarına katıldım. Birçok ulusal ve uluslararası toplantıda Türkiye'yi ve İçişleri Bakanlığı'nı temsil ettim. Bir ara eğitim amacıyla İngiltere'de bulundum. 

23. Dönem'de Parlamento'da milletvekilliği yaptım. O dönemde Anayasa Komisyonu üyesi olarak çalıştım. 2017 yılında İYİ Parti'nin kurucuları arasında yer aldım. 2018 yılında İYİ Parti'den Mersin Milletvekili olarak seçildim. Halihazırda, aynı zamanda, İçişleri Komisyonu üyesiyim.

Yerel Yönetimler alanında yüksek lisansım olup, "Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılandırılması" ve "Toptan Pazarlar (Hâl Ekseninde Tarım)" adlı iki kitabım yayınlanmıştır. Yerel Yönetimlere ilişkin onlarca makalem yayınlanmıştır. Evliyim, üç çocuk sahibiyim. İngilizce biliyorum.

MİLLETVEKİLİ OLMAYI NEDEN TERCİH ETTİNİZ? NEDEN İYİ PARTİ?

30 yıla yakın Mülki İdare Amirliği yaptıktan sonra, insan devletle özdeşleşiyor. Devletin varlığı, kuşkusuz, milletiyle kaimdir. Zaten devlet tanımında, her zaman üç şeye bakılır: Millet, vatan, egemenlik ve bağımsızlık. Millet, devletin biricik sahibidir. Teoride de pratikte de anlaşılmıştır ki, millet olmadan devlet olmaz. İşte bu sebeple, demokratik, siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerden biri üzerinden halktan yetki istemenin çok onurlu bir davranış olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, yeni bir parti kurarak, yani İYİ Parti'nin kurucuları arasında yer alarak, halkımıza başvurmuş olduk. Halkımızın teveccühü ile 2018 yılında milletvekili oldum. Milletvekili olmayı tercih nedenim, millete hizmet ve kamu çıkarlarını korumak, kollamak, iyi bir yönetim oluşturmaktan ibarettir. 

VEKİLLİLİĞİNİZDE HÜKÜMETTEN BAĞIMSIZ BİR GÖRÜNTÜ ÇİZDİNİZ Mİ?

Malumları olduğu üzere, siyasi partilerin her biri benzer ve birbirine yakın görüşleri savunan insanların bir araya geldiği teşkilatlardır. Kendi özgün programlarına sahiptir. İYİ Parti'nin de Türkiye'miz için bir gelecek öngörüsü, bir gelecek perspektifi taşıdığı ortadadır. Parti programımızın ve dahil olduğumuz Millet İttifakı'nın ilkelerinin hükümetten bağımsız bir görüntü çizmesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu, "biz daha iyi yaparız" iddiasını ifade eder. 

2023 SEÇİMLERİ YAKLAŞIYOR, ADAYLAR HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?

Dilek ve temennimiz odur ki, 2023 Seçimleri'nde ve hatta bir yıl sonra yapılacak olan Mahalli İdare Seçimleri'nde adayların halkın ortak özlem ve taleplerini anlayan, ona göre kendini geliştirmiş, halkın çoğunluğunun benimseyebileceği; kariyer ve liyakat sahibi, toplumun bütün kesitlerini temsil kudretini haiz kişilerden oluşması beklenir. 

IŞID SALDIRILARININ TEMEL NEDENİNİN, ABD'NİN SURİYE, IRAK GİBİ DEVLETLERDE PARÇA DEVLETLER KURMAK İSTEMESİNE ZEMİN HAZIRLAMAK OLDUĞUNU İFADE ETTİNİZ. BU GÖRÜŞÜ BİRAZ AÇAR MISINIZ?

IŞİD, Ortadoğu'da BOP Projesi'nin uygulamaya konduğu 2002 yılından sonra, emperyalizmin istihbarat mahfillerinin mutfağında pişirilen ve takip eden 2010'lu yılların başında sahaya sürülen bir örgüttür. IŞİD olmadan emperyalizm ne Irak'ta ne de Suriye'de ve diğer ülkelerde varlığını kanıtlayacak yeterli gerekçelere sahip olamayacağını görmüşlerdir. İşte bahsettiğimiz mutfakta hedef nedir diye baktığınızda, Suriye'de bir PKK'istan, Kuzey Irak'ta Barzanistan kurdurularak Ortadoğu dengesinde 1. Dünya Savaşı'ndan sonra ikinci bir harita düzenlemeleri olarak bakmak gerekir. Yeni düzenleme ile Türkiye, İran gibi devletlerin Batı etkinliği karşısında boyun eğmesi amaçlanmaktadır. IŞİD bunun için vardır. Hatta PKK ve türevleri bunun için vardır. Gizli Ermeni faaliyetleri yine bunun için vardır. Strateji, ekonomi, dış politika ve güvenlik okumalarını iyi yapabilen, bölgeye realist yaklaşabilen devletler kârlı çıkacak, diğerleri sürünmeye, ezilmeye, horlanmaya maruz bırakılacaklardır. Türkiye, Atatürk'ün çizdiği dış politika ve güvenlik politikaları yolundan asla ayrılmamalıdır. Ayrılması halinde başına taş yağacağının bütün verileri ortaya çıkmıştır. Nerede bir AK Parti iktidarı devletin derin hafızasından ayrılma trendine girmişse, orada büyük kaos ve ağır krizlerin içine düşmüştür. Nitekim, bugün Ukrayna sorunu Türkiye'nin en az Ortadoğu kadar başını ağrıtan bir beladır. Bu belanın yansımaları henüz ülkemizde yeterince hissedilmemektedir. 

Ukrayna Krizi'nin Suriye ve Irak'a olan etkilerini iyi hesaplamak ve stratejiyi devletimizin temel yönelimlerine uygun olarak yeniden tanımlamak ve acilen tanımlamak bir zorunluluktur. Aksi halde, 84 milyon insanı riske atacak bir siyasetin ilerde özrü olamaz. Onun için IŞİD sonrası Suriye'ye kuvvetli bir şekilde ABD ve Rusya'nın yerleşmiş olması, zaten IŞİD'in kimlere çalıştığının da göstergesidir. Tıpkı geçmişte ASALA'da olduğu gibi. Ben son olarak şunu ifade edeyim: Halkı algı yönetimiyle kandırma yerine daima gerçekleri söyleyerek sağlıklı düşünme yetisini arttırmak hükümetlerin önemli bir görevidir. Böyle yapılırsa, devlet çarkı iyi döner, ordumuz daima hadiselere soğukkanlı ve yüksek moralle bakar. Allah Türk milletini korusun.

PARİS İKLİM ANLAŞMASI HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR? TÜRKİYE AÇISINDAN OLUMLU MU? 

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde yürütülen faaliyetlerin, çevre bilinci oluşmasında ve küresel ısınmada farkındalık yaratmada büyük rol üstlendiklerini düşünüyorum. Paris İklim Anlaşması da küresel iklim değişikliği yönünden önemli bir uluslararası hukuki metindir. Kanaatim odur ki, Anlaşma'ya Türkiye'nin onay vermesi yerindedir. Bununla birlikte, bu konuda "yapılması gerekenler listesi" maalesef uzundur. Türkiye'nin küresel iklim değişikliğine bilinç olarak, teşkilat olarak, mevzuat olarak, her anlamda hazırlıklı olması gerekmektedir. Bugün ne yazık ki istediğimiz noktada değiliz. Duyarlı ve bilinçli bir perspektiften hareketle, iyi bir Doğa ve Çevre Politikası tesis etmek gerekiyor.

6 SİYASİ PARTİ PARLAMENTER SİSTEM İÇİN YENİ BİR ADIM ATTI, BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? 

Millet İttifakı'nı teşkil eden altı siyasi partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için 28 Şubat'ta Ankara Bilkent Otel'de kamuoyuna bir deklarasyon sunmaları tarihi bir olaydır. 48 maddelik metnin içeriği sağlam bir demokrasi, güçlü bir kamu yönetimi, güçlü bir parlamento, güçlü bir hükümet ve temsil kudreti güçlü bir cumhurbaşkanlığı hedeflenmiştir. Mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan ve uygulamaya konulduğu 2018 yılından bugüne kadar geçen dört yılda, vaadedilenlerin hilafına devlette her alanda krize neden olmuş tek adam yönetimine gelip dayanmıştır. Denilebilir ki, tam bir otokrasi rejimi oluşmuştur. Türkiye bunu hak etmiyor. İşte altı siyasi partinin Türkiye'nin önünü açacak ve geleceğe güvenle bakacak bir umut adımını açıkladıklarını değerlendiriyorum.

İTTİFAKLAR EŞİTLENİYOR, TÜRKİYE SEÇİM ATMOSFERİNE GİRMEK ÜZERE, BİZİ NELER BEKLİYOR? 

İttifaklar aslında eşitlenmiyor. Son kamuoyu araştırmaları Millet İttifakı'nın Cumhur İttifakı'ndan arayı epey açtığını gösteriyor. Bu sebeple Sayın Meral AKŞENER'in "13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın adayı olacaktır" sözü önemli ve kıymetlidir. Yaşadığımız derin bir total kriz olduğu için, elimizi çabuk tutmak ve ülkeyi düze çıkaracak tedbirleri bir an önce almak gerekir. Bir tarafta devlet düzeni bozulmuş, diğer tarafta inim inim inleyen geniş kitlelerin geçim zorlukları ve işsizlik omuzlarımıza binmiş. Bu dev sorunların üstesinden gelecek samimi bir kadroya ihtiyaç olduğu açıktır. 

MUHALEFET KARARSIZ SEÇMENE OYNAMALI MI?

Muhalefet sadece kararsız seçmene değil, bütün milletimize hitap etmeli ve seçimden sonra milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirecek bir anlayışla, tüm vatandaşlarımıza yaklaşmalıdır. Bunun için de, kuşkusuz, kararsız seçmenler de olabilir. Halk arasında denir ki, aklın yolu birdir. Eğer sizin tezleriniz, ayağı yere basan ve sağlam özelliğe sahip tezlerse, Türk seçmeninin sizi tercih etmesi her zaman mümkündür. Biz burada özellikle İYİ Parti olarak, "Makul'ün Siyaseti"ni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.

2023 SEÇİMLERİNDE KARŞIMIZA NASIL BİR ADAY ÇIKMALI?

2023 Seçimleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıldönümü olması nedeniyle, fevkalade önemlidir. Diğer taraftan, geçen 20 yıllık AK PARTİ iktidarının onca tahribatının birikim yaptığı ve ortadan kaldırılması gereken bir tarihtir. Bu seçim, bir hesaplaşmadır. Bu hesaplaşmada, bir tarafta Türk Milleti ile her anlamda bütünleşmiş bir Millet İttifakı, diğer tarafta oligarşik yapılarla, beşli çetelerle, yalancı ve talancılarla iş tutan bir Cumhur İttifakı'nın rekabeti olacak. Biliyorsunuz, İYİler her zaman kazanır. Biz, Türk seçmenin İYİlere, dürüstlere, ahlaklılara yetki vereceğini düşünüyoruz. 

"Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Bu sıfatla, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Anayasa'nın 104. maddesi böyle diyor. Bugün itibariyle, acaba Cumhurbaşkanlığı yetkisi bu maddeye uygun olarak kullanılıyor mu? Bir araştırma yapılsa halkımızın neredeyse tamamı bu hükmün gözardı edildiğini ifade eder. O halde, böylesine önemli bir makamı işgal edecek kişi de bir oturmuşluk, dinginlik, tarafsızlık, ahlak, dürüstlük aramak kadar doğal bir şey olamaz. 

Ama ne yazık ki, böyle gelişmemekte ve devlet krize sürüklenmektedir. Bazı arkadaşlar umudunu yitirdiklerinden bahsetmektedirler. İnançlı insanlar, asla umudunu yitirmez. Ümitvar olmak lazım. Bu konuda temel argümanlarımız bunlardır. 

Çalışmak bizden, takdir yüce milletimizden, tevfik Allah'tandır. 

HİLAL BÜYÜKKAYA/ TURKTIME

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime