Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesi Temel Atma Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Kudüs sizin değil" diyen İsrail Başbakanı Netanyahu'ya cevap vererek "Kudüs-ü Şerif'i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz. Biliyorum, Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek" ifadelerini kullandı.

Türkiye’den Siloam Yazıtı’nı alamayan Netanyahu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef gösterdi
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Uluslararası siyaset giderek belirsiz bir hal alıyor. İçinde bulunduğum bölgede her sabah gözlerimizi yeni bir krize açıyoruz. Tüm krizleri milletimizin menfaatlerine halel getirmeden başarıyla yönetmenin gayretindeyiz. Gerektiğinde sesimizi yükseltiyor hakkı haykırıyoruz. Gerektiğinde mekik diplomasisiyle krizleri çözmeye çalışıyoruz. Türkiye güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu bir dünyaya inanmakta ve mücadele vermektedir. Dünya beşten büyüktür tespitimiz bu mücadelenin küresel ölçekte sembolü haline dönüşmüştür. Deprem ve sel gibi doğal afetlerden egemenliği hiçe sayan eylemlere kadar bu konudaki fikrimizi çok net ortaya koyduk. Savunma sanayi kapasitelerini güçlendirmelerine destek olduk. Hak ve çıkarlarını koruma çabalarına destek verdik. Büyük devlet refleksi neyi icap ediyorsa ona göre davrandık. Aynı ilkeli davranışımızı sürdüreceğiz.
KUDÜS MÜSLÜMANLARIN ORTAK DAVASIDIR
Bizim boş lafla ucuz polemikle işimiz olmaz. Bugün Türkiye hem içerde hem bölgesinde kendi oyununu kurma ve uygulama kudretine sahip bir ülkedir. Hiçbir tahrik bizi alıkoyamamaktır. Tuzağa düşmeyiz. Provokasyona gelmeyiz. Diplomasinin dili nezakettir. Türkiye'nin dış siyaseti de barış odaklıdır. Bu hadsizlikler karşında susacağımız demek değildir. Bugün de yarın da inşallah dimdik ayakta duracağız. Biz zulme ve zalime boyun eğmeyiz. Gazzeli mazlumların yanında olmamızı kimse engelleyemeyiz. Faili ister örgüt ister devlet olsun katliam bir akıl kilitlenmesidir. Bu kanlı kilit inşallah eninde sonunda kırılacaktır.
Döktükleri kanda boğulacaklardır. Bundan kaçış yoktur. Netanyahu bunları bilmez. Bugün buradan haykırıyorum belki öğrenir. Hikmet hoşgörüyle bu şehri bir barış ve esenlik yurdu haline biz getirdik. Kudüs'ü yüzyıllar boyunca barış ve esenlik yurdu haline biz getirdik. Hitler özentisi tiplerin bu kuyruk acısı geçmeyecek. Bölgemizi esir alan bu 'kanlı kilit' inşallah eninde sonunda kırılacaktır. Bugün de şairin ifadesiyle kalbimizin yarısı Mekke, diğer yarısı Medine’dir; bunların üstünde de bir tül misali Kudüs vardır. Kudüs'ün kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Kudüs bizimle birlikte 2 milyarlık İslam Aleminin ortak davası ve mirasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızda bundan 27 yıl önce ortaya koyduğumuz tavrı belki de hiçbir zaman unutmayacaklar. Varsın onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsinler. Biz Müslümanlar olarak Doğu Kudüs üzerindeki haklarımızdan tek bir geri adım dahi atmayacağız. Bütün semavi dinlerce kutsal kabul edilen Kudüs’ün tekrar barış, huzur ve güven şehri olması için mücadelemiz sarsılmaz bir azimle, hız kesmeden, gerilemeden ve gevşemeden, inşallah devam edecektir.