İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TV100'de gazeteci Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. Açıklamalarında Türk siyasetinde İYİ Parti'ye ihtiyaç olduğunu belirten Dervişoğlu, "Mevcut iktidarın yerinde olsam, İYİ Parti'nin içiyle uğraşmam; iktidara talip görüntüsü sergileyen ana muhalefet partisinin de yerinde olsam, İYİ Parti ile uğraşma tercihinde bulunmam" dedi.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
'DURUMA GÖRE VAZİYET ALINMAZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM Genel Kurulu'na geldiğinde CHP Grubu'nun ayakta karşılamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Dervişoğlu şunları söyledi:
"Bu konuya siyasi beklentiler üzerinden değil, devlet gelenekleri üzerinden bakmanın daha yerinde olduğu kanaatini taşıyorum. Duruma göre vaziyet alınmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yabancı bir devletin başkanı geldiğinde eğer onu ayakta karşılaşıyorsanız; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı geldiğinde de ondan farklı bir tavır sergilememeniz icap ediyor."
'ANORMELLEŞME CUMHURBAŞKANI'NIN TEK ADAMLIĞIYLA BAŞLADI'
Dervişoğlu normalleşme sürecine ilişkin, "Normalleşmeye neden ihtiyaç duyulduğuna bakmak lazım. Ya da anormalleşmenin nerede başladığını doğru belirlemek lazım. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz andan itibaren Türkiye’de bir anormalleşme söz konusu oldu. Dolayısıyla demokrasi yerine tek adamlık, hürriyet yerine bahşedilen lütfedilen özgürlükler, adalet yerine kayırmacılık, vatandaşlık yerine sığınmacılık, eşitlik yerine yandaşlık gibi kavramlar Türk toplumuna yerleştirildi. Dolayısıyla halkın kendisine olan güveni de, bunlara bağlı olarak aşağıya doğru, bunları duydukları güven de bütün bu olup bitenlere bağlı olarak aşağıya çekilmeye başlandı. Anormalleşme Cumhurbaşkanı’nın tek adamlığıyla başladı. Belki de Recep Tayyip Erdoğan'ın karakteriyle ve siyasi meşrebi ile mütenasip olmayan eleştirilerin de muhatabı olmasına vesile oldu o sistem." ifadelerini kullandı.
'SİYASETÇİ NE SÖYLEYECEĞİNİ BİLMELİ'
Dervişoğlu, Erdoğan'ın normalleşme süreciyle muhalefeti tanzim ettiği iddialarını şu ifadelerle değerlendirdi:
"Sadece kürsülerden her türlü hakareti yapıp kürsünün altından da; ‘siyasettir bu ne yapalım söylenmesi gereken şeyleri söylüyoruz’ demek, o bahsettiğimiz olumsuzluğu ortadan kaldırıyor mu ya da siyasetçiye vatandaşın bakış açısını güzelleştiriyor mu? Siyasetçi ne söyleyeceğini bileceği kadar, ne söylememesi gerektiğini de idrak eden insan olmalıdır. Yani günün şartlarına göre istifade alanı oluşturabilmek adına birtakım söylemleri sertleştirmek değildir siyaset."
'AK PARTİ VE CHP'NİN YERİNDE OLSAM İYİ PARTİ İLE UĞRAŞMAM'
İYİ Parti'de birbiri ardına gelen istifalar hatırlatılarak partinin nasıl "merkez parti" olacağı sorulan Dervişoğlu şöyle yanıt verdi:
"Siyasetin merkezi olmak için o siyasi partinin hacmine değil; fikrine, düşüncelerine ve kadrolarına bakılır. Bizim o alanlardaki çalışmalarımız tamamlanmak noktasında. Ben milletin ihtiyacı olan bir şeyi talep ediyorum. Türk siyasetinde İYİ Parti’ye ihtiyaç duyulduğu kanaatini taşıyorum. Ben mevcut iktidarın yerinde de olsam İYİ Parti'nin içiyle uğraşmam. İktidara talip görüntüsü sergileyen ana muhalefet partisinin yerinde olsam da İYİ Parti’yle uğraşma tercihinde bulunmam. Çünkü demokrasinin gücünün gerçekten ortaya çıkarılması için İYİ Parti gibi merkez yaklaşımla sorunları kucaklayacak partilere ihtiyaç vardır."