Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde bir hastaya "Deli Dana Hastalığı" (CJD) teşhisi konulduğu yönündeki iddiaların ardından, Sağlık Bakanlığı ve hastane yönetimi henüz kesinleşmiş bir tanının olmadığını açıklamıştı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Dr. Gülay Ertürk, hastalığın özellikleri ve Türkiye’deki hayvancılık riskleri hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.

HASTALIĞIN ETKENİ PRİON, PİŞİRMEYLE YOK OLMUYOR
Cumhuriyet'in haberine göre Dr. Gülay Ertürk, sığırlarda görülen ve merkezi sinir sistemini etkileyen bu ölümcül hastalığın bilinmeyen yönlerine dikkat çekti:
"Deli dana hastalığı, etkeni bakteri veya virüs değil, yanlış katlanmış bir protein olan priondur. Bu nedenle olağan dezenfeksiyon ve pişirme yöntemleriyle yok edilemez."
Hastalığın sığırlara, enfekte hayvan dokularının karıştığı et-kemik unları içeren yemlerle bulaştığını belirten Ertürk, insanlara ise ancak enfekte hayvanın beyin ve omurilik gibi yüksek riskli dokularının gıdaya karışması durumunda geçebileceğini ifade etti.
TÜRKİYE RİSK ALTINDA DEĞİL
Hastalığın 1986 yılında İngiltere’de ortaya çıktığını ve tüm dünyada krize yol açtığını hatırlatan Ertürk, bu tecrübeler ışığında Türkiye’de alınan önlemlerin güvence sağladığını söyledi:
Yem Yasağı: Türkiye’de 2000’li yılların başından beri hayvansal kökenli yemlerin geviş getiren hayvanlara (ruminantlara) verilmesi yasaklandı.
Veteriner Kontrolleri: Kesim sonrası riskli dokuların gıdaya karışmaması için sıkı veteriner kontrolleri zorunlu hale getirildi.
Dr. Ertürk, mevcut veriler ışığında, "Türkiye’de bugüne kadar hayvanlarda resmî olarak doğrulanmış bir vaka bulunmamaktadır" diyerek vatandaşların hayvancılık açısından panik yapmasına gerek olmadığını belirtti.