ÇİN, ABD emperyalizminin uygulamalarını “ifşa” kelimesiyle duyurdu. 20 Şubat tarihinde Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan belgede ABD hegemonyacılığının başlıklar altında nasıl tehlike yarattığı belirtildi.
SADECE SOYLU'NUN İSMİ VAR
Rapor, politik, askeri, ekonomik, teknolojik ve kültürel hegemonya olarak 5 bölümden oluşuyor. Belgede dikkat çeken noktalardan birisi ise, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun daha önce ABD emperyalizmine dair yaptığı açıklamalar. Soylu, raporda ismi geçen tek devlet adamı.
‘DEMOKRASİ ADINA İÇİŞLERE MÜDAHALE’
“Siyasi Hegemonya” başlığı altında ABD’nin, ülkelerin içişlerine nasıl karıştığı anlatılıyor. Bunu yaparken demokrasi kavramının kullanıldığı belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor:
“Amerika Birleşik Devletleri uzun zamandır demokrasi ve insan haklarını teşvik etmek adına diğer ülkeleri ve dünya düzenini kendi değerleri ve siyasi sistemiyle şekillendirmeye çalışmaktadır.
ABD ‘demokrasiyi teşvik etmek’ adına Latin Amerika'da ‘Neo-Monroe Doktrini’ uygulamış, Avrasya'da ‘renkli devrimler’ kışkırtmış ve Batı Asya ve Kuzey Afrika'da ‘Arap Baharı’ düzenleyerek birçok ülkeye kaos ve felaket getirmiştir.”
TÜRKİYE’Yİ DE HEDEF ALAN ‘DEMOKRASİ ZİRVESİ’NE VURGU
Raporda, 9-10 Aralık 2021’de düzenlenen, Türkiye, İran, Rusya, Çin ve Venezuela’nın hedefe koyulduğu ve davet edilmediği “Demokrasi Zirvesi”, sahte alıntıların yapıldığı bir etkinlik olarak değerlendiriliyor. Zirve için şu ifadeler kullanıldı:
ABD, diğer ülkelerdeki demokrasiyi keyfi olarak yargılamakta ve yabancılaşma, bölünme, rekabet ve çatışmayı kışkırtmak için ‘otoriterliğe karşı demokrasi’ gibi sahte bir anlatı üretmektedir. Aralık 2021'de ABD, demokrasinin ruhuyla alay ettiği ve dünyayı böldüğü gerekçesiyle birçok ülkeden eleştiri ve muhalefet alan ilk ‘Demokrasi Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Mart 2023'te ABD, hoş karşılanmayan ve yine destek bulamayacak olan bir başka ‘Demokrasi Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak.
‘TARİHİ BOYUNCA 400 ASKERİ MÜDAHALE’
“Askeri Hegemonya” bölümünde ise ABD’nin kuruluşundan (1776) günümüze kadar 400 askeri müdahalede bulunduğu aktarılıyor. ABD tarihinin, şiddet ve genişleme olarak tanımlandığı bölümde Kızılderililerin katledilmesinden Irak işgaline kadar tarihsel süreç ele alınarak şu ifadelere yer veriliyor: “Son yıllarda ABD'nin yıllık ortalama askeri bütçesi 700 milyar ABD dolarını aşarak dünya toplamının yüzde 40'ını oluşturdu ve arkasındaki 15 ülkenin toplamından daha fazla. ABD'nin denizaşırı ülkelerde yaklaşık 800 askeri üssü ve 159 ülkede konuşlanmış 173 bin askeri bulunmaktadır (…) ABD, sadece üç istisna dışında Birleşmiş Milletler tarafından tanınan 190 küsur ülkenin neredeyse tamamıyla savaşmış ya da askeri ilişkiye girmiştir. Bu üç ülke, Amerika Birleşik Devletleri onları haritada bulamadığı için ‘bağışlanmıştır.’”
‘ABD İNSANLARI KÖLELEŞTİRMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPIYOR’
Raporda, Soylu’nun sözlerine “Askeri HegemN onya” bölümünde yer veriliyor. ABD’nin kanlı tarihinin örneklerinin verilerle sunulduğu kısmın sonunda şu ifadeler kullanılıyor:
Eylül 2022'de Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir mitingde ABD'nin Suriye'de vekalet savaşı yürüttüğünü, Afganistan'ı afyon tarlasına ve eroin fabrikasına çevirdiğini, Pakistan'ı kargaşaya sürüklediğini ve Libya'yı sürekli bir iç huzursuzluk içinde bıraktığını söyledi. ABD, yeraltı kaynaklarına sahip herhangi bir ülkenin halkını soymak ve köleleştirmek için ne gerekiyorsa yapmaktadır.”
‘İSTİKRARSIZLIĞIN KAYNAĞI DOLAR HEGEMONYASIDIR’
“Ekonomik Hegemonya” bölümünde ise ABD’nin doları hegemonyası, dünya ekonomisinin istikrarsızlık ve belirsizliğinin ana kaynağı olarak gösteriliyor. ABD’nin, dünyadaki zenginliği dolar basarak sömürdüğü belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor:
Bir 100 dolarlık banknotun üretimi sadece 17 sente mal olurken, diğer ülkeler bir banknot elde edebilmek için 100 dolarlık gerçek malın parasını ödemek zorunda kalmaktadır. Yarım yüzyıldan daha uzun bir süre önce, ABD’nin fahiş ayrıcalık ve açıktan yararlandığı ve değersiz kağıt parayı diğer ulusların kaynaklarını ve fabrikalarını yağmalamak için kullandığı belirtilmişti.”
‘JEOPOLİTİK BİR SİLAH’
“Amerika'nın ekonomik ve finansal hegemonyası jeopolitik bir silah haline geldi (…) İstatistikler, ABD'nin yabancı kuruluşlara yönelik yaptırımlarının 2000 yılından 2021 yılına kadar yüzde 933 oranında arttığını göstermektedir (…) ABD bugüne kadar Küba, Çin, Rusya, Kuzey Kore, İran ve Venezuela dahil olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 40 ülkeye ekonomik yaptırım uygulamış ya da uygulamaktadır. Bu durum dünya nüfusunun neredeyse yarısını etkilemektedir. ‘Amerika Birleşik Devletleri’ kendisini ‘Yaptırımlar Birleşik Devletleri ‘ne dönüştürdü.”
‘TEKNOLOJİ TEKELİYLE BİLİMSEL ÇALIŞMALARI ENGELLİYOR’
“Teknolojik Hegemonya” bölümünde ABD’nin teknoloji alanında tekel gücü oluşturarak, bunu bir baskı aracına dönüştürdüğü ve bilimsel gelişmeyi engellediği belirtiliyor. Raporda konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
ABD koruma adı altında fikri mülkiyeti tekelleştirmektedir. Diğer ülkelerin, özellikle de gelişmekte olan ülkelerin fikri mülkiyet hakları konusundaki zayıf konumundan ve ilgili alanlardaki kurumsal boşluktan yararlanan ABD, tekelcilik yoluyla aşırı kâr elde etmektedir. 1994 yılında ABD, teknoloji üzerindeki tekelini sağlamlaştırmak amacıyla fikri mülkiyet korumasında Amerikanlaştırılmış süreç ve standartları zorlayarak Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle Bağlantılı Yönleri Anlaşmasını (TRIPS) ileri sürmüştür.
‘KAMUOYUNU ŞEKİLLENDİRMEK İÇİN AMERİKAN TARZI MEDYA’
“Kültürel Hegemonya” bölümünde ABD’nin, toplumları Amerikanlaştırmak için medyayı nasıl kullandığı yazılıyor. Amerikan yaşam tarzını, markalar ve medya kuruluşlarıyla dikte ettirildiği yazan raporda, ABD’nin çeşitli etnik grupları kullandığı da belirtiliyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor:
Amerikan kültürünün küresel yayılımı, dış stratejisinin önemli bir parçasıdır. ABD dünyadaki hegemonyasını güçlendirmek ve sürdürmek için sıklıkla kültürel araçları kullanmıştır (…) ABD, çeşitli etnik gruplara hitap etmek için kültürel çeşitliliğini ustalıkla kullanmaktadır. Hollywood filmleri, kendilerine bağlı Amerikan değerlerini haykırırlar (…) ABD hükümeti tüm sosyal medya şirketlerini sıkı bir şekilde sansürlemekte ve itaat etmelerini talep etmektedir (…)