Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, uyku apnesinin gece nefes durmasıyla başlayan bir hastalık olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Akkoyunlu, “Bu daha çok horlama, gece nefesin durması ya da sabah uyanıldığında uykusuzlukla giden bir durum. Hasta, eğer gece yalnız yatıyorsa horlama ve nefes durmasının farkına varmıyor. Genelde hastanın yanında birisinin ya da akıllı saat olması gerekiyor. Hasta, sabah kalktığında dinlenemediğini ve uykusuz uyandığını fark ediyorsa, uyku apnesi sendromunun olması oldukça yüksek.
Bu hastalık sadece bir yorgunluk gibi masum gelse de aslında altında çok ciddi bir sorun olduğunu biliyoruz. Hastanın tüm sağlık sisteminin bozulduğunu söyleyebiliriz. Savunma sistemi zayıflıyor, enfeksiyona açık hale geliyor. Tansiyon, kalp damar hastalıkları gibi ritim bozukluğu meydana geliyor. Şeker hastalığı oluşabiliyor.

Hormonal bozulmaya bağlı erken yaşlanma ortaya çıkıyor. Bilişsel bozukluğa bağlı unutkanlık meydana geliyor. Duygu durum bozuklukları oluşabiliyor. Hastalık basit bir horlama ve gün içerisindeki basit bir uykusuzluğun ötesinde çok daha ciddi sonuçları ve yan etkileri olan bir hastalık. Horlamayı, buz dağının görünen bir kısmı olarak düşünebiliriz” dedi.
‘GENÇ ERİŞKİNLERDE ERKEN ÖLÜMLERİN VE HASTALIKLARIN ANA BELİRTİSİDİR’
Uyku apnesinin her yaş grubunda görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Akkoyunlu, “Büyüme ve gelişme geriliğinden tutun da okul başarısına kadar etkiliyor. Genç erişkinlerde erken ölümlerin ve hastalıkların ana belirtisidir. Hastalığın asıl ağırlığını oluşturan kısım daha çok 35 yaş üzerindeki erişkin erkekler.

Kilolu, boyun yapısı kısa ve kalın, göbek yağlanması fazla olanlarda çok daha yoğun görülüyor. Biz bu hastalığı teşhis etmek için bir gece uyku testi yapıyoruz. Hasta uyuduğu sırada EKG’sını ve EMG’sini alıyoruz. Gün içerisinde bunu değerlendiriyoruz. Hastalığın ritmini, nerede olduğunu ve nasıl bozulduğunu görüyoruz. Buna yönelik tedavi seçeneklerini organize ediyoruz” diye konuştu.