Tıp literatüründe ağrı, McGill Pain Index gibi ölçeklerle 0-10 arasında sınıflandırılıyor. Doğum sancısı, üçüncü derece yanıklar, büyük kemik kırıkları ve organ yırtılmaları gibi şiddetli ağrılar “üst eşik” olarak kabul ediliyor. Nörofizyoloji çalışmalarına göre bu durum, sinir sistemine iletilen uyarı yoğunluğunun 130 desibele eşdeğer bir seviyeye ulaşmasıyla ortaya çıkıyor; beyinde şok tepkisi, kan basıncında düşüş ve solunum ritminde bozulma gözlemlenebiliyor.

AĞRI ALGISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Acıya karşı tolerans kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Genetik yapı, hormon seviyeleri, psikolojik durum, toplumsal ve kültürel etkenler ile biyolojik farklılıklar, acı eşiklerini belirleyen başlıca faktörler arasında yer alıyor. Örneğin, bazı toplumlarda çocukluk ritüelleri acıya dayanıklılığı şekillendiriyor, kadınların bazı acılara karşı daha yüksek tolerans gösterdiği belirtiliyor.
TIBBIN “EN ŞİDDETLİ” SINIFINA ALDIĞI AĞRILAR
En dayanılmaz olarak tanımlanan ağrılar arasında doğum sancısı, böbrek taşı düşürme, şiddetli migren atakları, üçüncü derece yanıklar, trigeminal nevralji, pankreatit ve kemik iliği hasarları bulunuyor. Bu tür ağrılar McGill skalasında 8 ile 10 arasında değerlendiriliyor.
ACININ SINIRI VAR AMA ÖZNEL
İnsan vücudu belirli bir noktaya kadar ağrıyı tolere edebiliyor; eşik aşıldığında fizyolojik savunma mekanizmaları devreye giriyor ve bilinç kendini kapatabiliyor. Ancak bilim insanları, ağrının öznel doğası nedeniyle “tek ve evrensel bir acı sınırının” kesin olarak tanımlanamayacağını vurguluyor.