Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Instagram'a erişim engeli getirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Instagram'a getirilen erişim kısıtlamasına ilişkin konuştu. Konuyla ilgili iki yanlışa dikkat çeken Babacan, "Birincisi Meta'nın Haniye'yle ilgili paylaşımları kısıtlamaya çalışması, bunun gerekçesini açıklamaması. Öte yandan Türkiye'nin de Bakanlık talimatıyla engelleme yapması da bir başka hata. Bir hata, bir başka hatayla düzeltilmez. Bizim yaşadığımız örnek “Onlar kısıtlarsa ben de kökten kapatırım” şeklinde. Apar topar, bir talimatla yapılmış gibi" ifadelerini kullandı.
GazeteDuvar'dan Nergis Demirkaya'nın sorularını yanıtlayan Babacan’ın, Orta Doğu, iç politikadaki tartışmalar ve gündemdeki birçok konuya dair açıklamaları şu şekilde:
"GAZZE BİR AÇIK HAVA HAPİSHANESİ"
Dünya diken üstünde. İsrail’in Filistin’e saldırıları sürerken arka arkaya suikastlar yapıldı. İsrail’in son saldırıları ateşi bölgeye yayma olarak yorumlandı. Bu son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kopenhag'da 30 ülkeden eski dışişleri bakanlarının toplantısına katıldım. O toplantının ikinci günü 7 Ekim, saldırının olduğu gündü. İlk günkü haber Hamas’ın saldırdığı şeklindeydi. Sivillere karşı yapılan hiçbir eylemi tasvip etmeyiz ama buradaki sorunun kök sebepleri çözülmeden bu coğrafyada huzur, barış sağlanamaz diyerek orada tespitlerimi paylaştım. Birincisi Filistinlilerin izolasyon altında yaşamaları. Gazze bir açık hava hapishanesi. İki, İsrail devletinin kutsal mekanlara sürekli saldırısı var. Üç, Batı Şeria’da, uluslararası hukuka aykırı olarak, Filistinlilerin yaşama hakkı olan topraklarda Yahudi yerleşkeleri kuruluyor. Yerleşkelerin etrafı çevriliyor, silahlandırıyorlar. Bu üç kök sebep orada olduğu sürece burada huzur da barış da sağlanamaz.
Konjonktürel açıdan da önemli bir konu daha var o da Netanyahu'nun kendi siyasi bekası. Taban desteğini kaybetmiş, bugün seçim olsa kazanamaz bir başbakan. Sadece bu güvenlik temasıyla iş başında kalmaya devam ediyor. Gazze’de baktı ki artık yıkacak yer kalmadı, ateşi etrafa yaymaya çalışıyor. İlk etapta iki hedefi var, Lübnan ve İran.
Oyun teorisinde Tit for Tat (kısasa kısas) stratejisi var. Hem Lübnan Hizbullah’ı hem de İran bugüne kadar İsrail'in yaptıklarına ölçülü bir karşılık verdi. İki ülkenin de Haniye'nin öldürülüşüne kadarki stratejisi buydu. Ateş çemberini büyütmek istemiyorum dediler ama Netanyahu da ısrarlı bir şekilde ateş çemberini büyütmek istiyor. Beyrut ve Tahran muhtemelen nasıl cevap vereceğini hesap ediyor.
Haniye çok sembolik bir figür. Gazze’de seçilmiş parlamentonun ilk başbakanı. Hep siyasi kanatta olmuş. Duygusallık çok yüksek ama benim beklentim ve de ümidim Lübnan Hizbullah'ın da, İran'ın da bu olanlara ölçülü cevap vermesi ve işi büyütmekten geri durmaları. Ama bu olur mu bilmiyorum.
INSTAGRAM’A ENGEL: BİR HATA, BİR BAŞKA HATAYLA DÜZELTİLMEZ
Dış politika konuşurken gündemimize Haniye’nin öldürülmesinin ardından bir de Instagram’a erişim engeli girdi. Haniye ile ilgili bazı taziye mesajları kaldırıldığı için Cumhurbaşkanı, bakan oluru ile Instagram’ın engellendiği iddiasını konuşuyoruz. İddia çünkü resmi bir açıklama yok. Sonuç olarak bir sabah uyandık Instagram kapalı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Instagram sadece iletişim değil, aynı zamanda önemli bir ticaret mecrası haline geldi. O nedenle buna sadece iletişim değil, aynı zamanda serbest ticaretle ilgili bir engelleme olarak bakmamız gerek. İkincisi, Instagram, Facebook, WhatsApp hepsi Meta şirketi. İsrail-Filistin meselesinin başladığı 7 Ekim'den bu yana -çok daha görünür şekilde- pek çok büyük şirketin bu konuda tarafsız durmadığını, hissedarlarının, finansörlerinin ideolojik eğilimleriyle iş yaptıklarını da görüyoruz. 7 Ekim'den bu yana pek çok şirket insan hakları, hukuk sınavlarında çaktı. Ama Instagram özeline baktığımızda şunu da unutmamalıyız. Filistin'de olan bitenin dünya kamuoyuna yayılması, özellikle Gazze'deki vahşetin görüntülerle, videolarla, kamuoyuna hızlı yayılmasında da Instagram çok önemli bir mecra oldu. Yani pek çok Filistinli gazeteci Gazze'den sesini Instagram yoluyla duyurdu.
Burada aslında iki yanlış var. Birincisi Meta'nın Haniye'yle ilgili paylaşımları kısıtlamaya çalışması, bunun da gerekçesini açıklamaması. Öte yandan Türkiye'nin de Bakanlık talimatıyla engelleme yapması da bir başka hata. Bir hata, bir başka hatayla düzeltilmez. Bizim yaşadığımız örnek “Onlar kısıtlarsa ben de kökten kapatırım” şeklinde. Benim anladığım apar topar, bir talimatla yapılmış gibi. Kurumsal bir şey değil de, ‘Kapatın kardeşim’ gibi bir talimat olduğunu anlıyorum. Hala resmi, altı dolu bir şey yok. Böyle konularda yargı kararı çıkartmak da zor bir şey değil. Pat diye bir karar görebiliriz.
‘ÇİN'DE INSTAGRAM YOK AMA ÇİN’İN DEMOKRASİ OLMA İDDİASI DA YOK’
Geçmişte Demirtaş’ın tutuklanma süreci, yakın zamanda deprem gibi konularda internet kısıtlamaları yaşadık ama toptan bir iletişim mecrasının fişi ilk kez çekildi. Bu demokrasi seviyemiz açısından ne ifade eder? Çin ile kıyaslamalar var.
Bu kabul edilebilir bir şey değil. Can güvenliği gerekçesi dışında bir engellemenin temel haklar, hukuk açısından mümkün olmaması gerektiğini söylüyorum. Çünkü burada yapılan engelleme ile hem haber alma hem de ifade özgürlüğünü kısıtlamış oluyorsunuz. Basın özgürlüğünü kısıtlamış, serbest ticaretin önünü kesmiş oluyorsunuz.
Çin'de Instagram, Facebook, WhatsApp, Google, Youtube yok. Ama Çin bir demokrasi olma iddiasında da değil. Çin’in, Avrupa Konseyi standartlarında insan haklarına sahip bir ülke olma iddiası da yok. Biz Avrupa Konseyi'ne üyeyiz. AİHM sistemindeyiz. Avrupa Konseyi standartlarında insan hakları iddiası olan bir ülkeyiz ve demokratik bir ülke olma iddiamız var.