Birçok alanda tel tel döküldüğümüz gibi en çok övündüğümüz spor dalı olan futbolda da ne yazık ki istediğimiz seviyede değiliz.
Dün Türkiye-Galler maçını izlerken yazık bu ülkeye diye diye maçı izledim. Ne yürüyebildik sahada ne de istediğimiz strateji ve oyun anlayışını sahaya yansıtabildik. 3 milyonluk nüfusa sahip Galler 84 milyonluk nüfusa sahip olan Türkiye’yi, üstelik dolaylı olarak kendi sahamızda (Azerbaycan) güzel bir futbol ile 2-0’lık net bir skorla yendi.
Türkiye ve Azerbaycan Devlet Başkanlarının da maçı izlediği bu ortamda “Yerli ve A Milli” takımımız adına yakışır bir şekilde şahane bir top oynadı! Kendilerini tebrik ediyorum! Yahu insanda biraz istek-azim olur be kardeşim! Sen öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın önünde spor icra ediyorsun dolayısıyla daha dikkatli ve o formanın hakkını vererek oynamalısın.
Milli formayı giyip sahaya çıkmak bir şereftir. Bu futbolcular zaten sıradan bir vatandaşın ömrü boyunca göremeyeceği paraları kazanıyorlar, üstelik Milli Takıma seçilen oyuncuların kendi takımlarında aldıkları astronomik paralar yetmiyormuş gibi bir de Milli Takımda da maç başına prim alıyorlar. Yanlışım varsa düzeltin lütfen. Demem o ki, sen futbolcu kardeşim daha ne kadar “doyamadım” diyeceksin de milli takım maçlarında prim alacaksın? Buradan TFF’ye bir serzenişim olacak ki o da şudur: Milli Takıma seçilmek bir şereftir ve o formayı giymek primlerin en büyüğüdür. Prim yöntemini kesmelisiniz.
Gerçekten bu gururu yaşamak isteyen ve milli formanın hakkını verecek oyuncularla bu yola devam ediniz. Alt liglerde başarıya aç nice oyuncuların olduğu bir gerçek olduğuna göre bu oyuncularla yola devam edilmelidir.
Mesele 3 çocuk yapmak meselesi değil, önemli olan her alanda nitelikli ve kaliteli bireylerin – insanların- sayısıdır. Özetle, nicelik değil niteliktir önemli olan.
Bakınız Galler’e, Bursa ilimiz kadar nüfusa sahip küçücük bir ülke 84 milyonluk Türkiye’yi nasıl da perişan etti.
Tekrar söylüyorum bir ülkenin nüfusunun azlığı veya çokluğu yetiştirdiği insanlarının kalitesiyle ölçülür. Nicelik nitelikten daha değerli olamaz. 3 çocuk değil nitelikli ve kaliteli 1 çocuk daha doğrudur bence. Muasır medeniyetler seviyesine çıkabiliyorsak, bilinç olarak yükselebiliyorsak o zaman 3 çocuk değil 5 çocuk yapabilirsin tabi nitelikli olmak kaydıyla.
Aynı tas aynı hamam gidiyoruz maalesef. Teşekkürler “Yerli ve A Milli” Türkiye!